|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
13-02-2010, 15:29 | #1 |
|
İkrardan Cayma
İşçi alacaklarına ilişkin bir davada işveren vekili olarak, işçinin tüm alacaklarını aldığını bildiren bir ibraname ibraz ettik.
Davacı işçi vekili celse arası verdiği dilekçe ile, ibranamenin kendilerine ait olduğunu, ancak ödenen paraların bedeli yazmadığı için hukuken geçerli olmadığını ileri süren bir dilekçe sundu. Duruşmada da, önce vekil söz alarak aynı beyanı tekrarla, ibranameyi kendilerinin imzaladığını ancak hukuken geçersiz olduğunu tekrarladı. Duruşmada hazır bulunan davacı vekilinin bu ikrarına itiraz etmediği gibi, mahkeme tarafından ibraname kendisine gösterilerek tekrar soruldu ve davacı da, ibranameyi hem kendisinin yazdığını, hem de kendisinin imzaladığnıı, işverenden çekindiği için imzalamak zorunda kaldığını, aslında parasını almadığını söyledi. Hakim, miktar içermeyen ibranamenin geçerli olup olmadığnıı incelemek için duruşmayı erteledi. Celse arasıda davacı taraf tekrar müracaat ederek, "yanlışlık yaptıklarını, ibranameyi tekrar incelediklerinde, aslında kendilerinin imzaladığı ibranamenin bu olmadığını ve imza incelemesi yapılmasını talep ettiklerini" beyan etmişler. Ben hem iddiayı değiştirmelerine muvafakat etmediğimi, hem de ikrardan dönemeyeceklerini iler isürdüysem de, mahkeme ibraname aslını sunmak üzere bana mehil verdi. HUMK 236/2. maddesi Maddi bir hatadan neşet ettiği sabit olmadıkça ikrardan rücu olunamaz diyor. Davacı taraf hem celse arası, hem de duruşmada ibranamenin okunaklı net bir fotokopisini rahatça inceleyerek defalarca ikrarda bulundu. Hatta ibraname içeriğinde işçinin işverene "aldığı borç sebebiyle 500,00 TL de borçlu olduğu yazılı" bunu dahi kabul ettiler. Şimdi ikrardan dönemeyeceklerine dair Yargıtay kararı arıyorum. İlgilenenlere teşekkür ederim. |
13-02-2010, 16:00 | #2 |
|
Katkı
“Borç ikrarını kapsayan belge aleyhine delil ikamesi caizdir. İkrarda borcun sebebi de açıklanmışsa, borçlu bu sebebin gerçekleşmediğini ispatlayabilir.
Borcun nedeni belli edilmemişse, borçlu önce ikrarın belli sebebi olduğunu, sonra da bu sebebin gerçekleşmediğini ispat hakkını taşır.” (Y.İBGK.,E. 1932/30,K. 1933/6T. 12.4.1933). |
13-02-2010, 17:14 | #3 |
|
Hulusi Bey, orada mutabıkız sizinle.
Asıl sorun o değil ama. Davacı taraf bizim sunduğumuz ibranameyi kabul ve ikrar etti. İki kez vekili bir kez de mahkeme huzurunda davacının kendisi ikrar etti. Fakat bir sonraki celse imza inkarında bulundular. İkrardan dönüyorlar. Biz yanılmışız. Meğer bizim imzaladığımız ibra bu değilmiş diyorlar. |
13-02-2010, 22:31 | #4 |
|
Sayın meslektaş anladığım kadarı ile durumda vasıflı ikrar var yani evet benim imzaladığım belge var fakat bu belge değil diyor .O halde burada bu belgenin imzaladığı belge olmadığını davacı ispatlayacağını düşünüyorum ama tabi belgeler işverende olacağından ortada belge varsa işveren davalı sunmaldır o yüzden imza incelemesi için sizden belgeyi istiyor ama aslında düşünceme bu karar lehinize diye düşünüyorum zira imzanın kendisine ait olmadığını ispatlaması yani ispat yükü davacıdadır diye düşünüyorum.
Saygılarımla |
13-02-2010, 23:22 | #5 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Meslektaşım, Sayın Av. Hulusi Metin'in eklediği İBK. kararında:
Şeklinde çok net biçimde "yazılı ikrar içeren belge"nin bile aksinin ispatlanabileceğini açıkça hükme bağlanmışken, sözlü ikrarın aksini ispatlamak da evleviyetle mümkün olmalıdır. Bahsettiğiniz olayda da "Davacı" mahkemeye sunduğunuz ibranameyi rızası dışında ve -baskı altında- imzalamak zorunda kaldığını ve bu ibraname konusu parayı da almadığını söylediği halde daha sonra bu ibranamenin o olmadığını fark ettiğini, yani bir önceki beyanının sehven olduğunu iddia etmiştir. Burada ikrardan cayma değil, ikrar belgesinin sıhhatine itiraz söz konusudur! Davacı, duruşmada gösterilen ibraname metnini imzalamadığını, o belgedeki imzanın kendisine ait olmadığını, kendisinin başka bir belge imzaladığını yazılı olarak ayrıca dile getirmiştir. Mahkeme ise, varsa diğer ibranameyi sunmanızı sizden istemiş. Bu durumda mahkemeye sunulan ve imzası Davacı tarafından inkar edilen ibranamedeki imzanın Davacıya ait olup olmadığı -büyük ihtimalle-bilirkişi marifetiyle tespit edilip, Davacıya ait olup olmamasına göre karar verilir diye düşünüyorum. |
14-02-2010, 00:21 | #6 |
|
Gelecek celse ibranameyi sunamazsanız benim görüşüm siz daha önce sunmuş oldukları ibranamenin imzasının tahkikini isteyin ,böylelikle kötü niyetli olmadığınızı kanıtlamış olur ve olası aleyhe çıkan kararın yargıtay da bu durumun gözönünde bulunabileceğini düşünüyorum.
saygılarımla |
15-02-2010, 00:17 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
|
15-02-2010, 09:21 | #8 | |||||||||||||||||||
|
Katkı _2
Yasa hükmü: Maddi bir hatadan neşet ettiği sabit olmadıkça ikrardan rücu olunamaz. İkrar edilen husus çekişmesiz (nizasız) kalmış, demek olup başkaca kanıta gerek yoktur (HUMK.m.236, 238). Yasalarda ikrar: BK. ve HUMK.’da ikrar tarif edilmemiş, mahiyeti ve ikrar için ehliyet de gösterilmemiştir. İkrar; “”bir kimsenin aleyhine hukuki netice husule getirebilecek bir vakıanın doğruluğunu beyan ve kabul” şeklinde tarif edilmektedir. Maddi hata: Yargıtay, maddi hata kavramını dar anlamda düşünmemektedir. Maddi hata kavramı; kazanılmış hak kuralının istisnalarındandır. Kavram olarak maddi hata (hukuksal yanılma); maddi veya hukuki bir olayın olup olmadığında veya koşul veya niteliklerinde yanılmayı ifade eder. İçtihatlar : HUMK.nun 236. maddesi uyarınca maddi bir hatadan doğduğu sabit olmadıkça kesin delilin hüküm ve sonuçlarını doğuran ikrardan rücu olunamaz ve yapanı bağlar. YHGK.E. 2008/12-25,K. 2008/3,T. 23.1.2008; 14.HD.E. 2008/2414,K. 2008/3130,T. 13.3.2008 “ikrar telakki edilen husus bir hakkı teslim değil, bir olayı kabulden ibarettir ki hiç bir zaman hükme medar olamaz.” (YİBGK.E. 1946/6,K. 1946/12,T. 9.10.1946) Eldeki davada : İkrar konusu “ibranamenin okunaklı net bir fotokopisi” üzerinde bilirkişi incelemesi yapılabilir miydi? Hayır! Olayda maddi hatanın; “belgenin (fotokopi) niteliğinde yanılma”ya dayandırıldığı anlaşılmaktadır. Sonuç: Ara kararının yasaya uygun olduğu görüşündeyim. |
15-02-2010, 09:37 | #9 |
|
Teşekkür ederim Hulusi Bey. Beni ikna ettiniz.
|
27-02-2012, 22:25 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Davanızın sonucu ne oldu üstadım...İkrarlarından dönebildiler mi ? Teşekkürler... |
28-02-2012, 09:15 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
İmza davalıya ait çıktığı için bizim iddiamız doğrulanmış oldu. Fakat mahkeme bu kez de, Temmuz Ayında yürürlüğe girecek yeni Borçlar Kanununun ibraname ile ilgili hükümlerini geriye yürür kabul ederek ibranameyi geçersiz saydı ve davayı kabul etti. Karar temyiz aşamasında. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
cayma hakkı | gürsel atkıcı | Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu | 4 | 13-09-2012 14:59 |
Kefaletten Cayma | mapixx | Meslektaşların Soruları | 2 | 21-04-2009 17:51 |
Senetten Cayma | seesaw | Meslektaşların Soruları | 2 | 01-12-2008 09:40 |
Cayma Hakki | damista | Meslektaşların Soruları | 2 | 09-04-2008 08:27 |
Cayma akçesi | üye18721 | Meslektaşların Soruları | 3 | 09-10-2007 17:53 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |