|
Konumuz : Hukukçular Biz bizi konuşuruz! Konusu "hukukçular" olan ve diğer alanların konusu içine girmeyen sohbetlerimiz için. |
Anket Sonucu: Yurtdışında "avukatlık" yapabilseydiniz , gider miydiniz? | |||
Hayır. Ben burada avukatlık yapmaktan son derece memnunum. | 14 | 27,45% | |
Evet. Hiç düşünmezdim zira Türkiye'de avukatlık yapmak çok zor. | 29 | 56,86% | |
Bilmem.Yurtdışı şartları buradan daha iyi değildir. | 8 | 15,69% | |
Oy Verenler: 51. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 149) | |||
|
05-03-2007, 18:16 | #1 |
|
Türkiye'de avukatlık!
Sonunda Avukat oldunuz.Nasıl oldu, kim sizi ikna etti, hayat hangi hain planlarını uyguladı bilinmez ama bir şekilde o cüppeyi giydiniz. ("Türkiye'de öğrenci olmak", "Türkiye' de üniversiteye giriş" ,"Türkiye'de meslek seçimi" vb. konularda da tartışılabilir ama onlar şu an için konumuza girmiyor!)
Belki hakim olacaktınız, belki bir üst kurulda uzman, belki de akademisyen ama hiçbiri olmadı ve neticede "hiçbirşey olamayıp" "avukat" oldunuz.(!) Ve daha da önemlisi "Türkiye'de" bu mesleği icra edeceksiniz!Ve gördünüz ki o pembe hayalleriniz hiç mi hiç gerçeklerle uyuşmuyor! Bir büroda işe girseniz hakkınızın karşılığı verilmeyecek, kendi büronuzu açsanız paranız yetmeyecek, başka baroya nakil isteyeceksiniz "baro" sizden gerekçesi olmayan bir "nakil bedeli" talep edecek, müvekkil bekleyeceksiniz gelmeyecek, gelen de vekalet ücretini vermeyecek ve siz yıllarca yaptığınız çalışmanın aslında "ne yaptın ki alt tarafı bi dilekçe yazdın" olduğunu öğreneceksiniz, bilahare zorunlu müdafiiliğe tamah edeceksiniz "ödenek" gelmeyecek, gelen ödenekler "hakim" ve "savcı" tarafından "sarf kararı" ile salıverilecek, ve siz bağımsız savunma, "üçlü sacayağı"(!)nın en önemli dayanaklarından biri olduğunuzu iddia edeceksiniz, "baro"ların ve "birliğin" mesleğinizi ne kadar canhıraş bir şekilde savunduğunu gözlemleyecek ve gözleriniz yaşla dolacak, size yol köprü olarak dönecek yerlerde son model arabanızla hız yaptığınızı hayal ederken bir güzel karşı taraf için yaptığınız “avukatlığın” "makbuzunu" keseceksiniz, üç ay prim ödemezseniz devletin bir türlü açılmayan zaten süzgece dönmüş sosyal güvenlik şemsiyesinin kapanacağını farkedeceksiniz, adliyede memurlara iş yaptırmaktansa bir deve ve hendek aramayı yeğleyecek, "haciz" e çıkmanın kanunda yazdığı kadar kolay olmadığını anlayacak, zamanında sıra arkadaşınız olan kişinin size şimdi “yukardan” bakarken birden ne oldu da böyle değişebildiğini bir türlü anlayamayacak, “meslektaş”larınız olan avukatlardan her seferinde farklı bir muamele gördüğünüzde kendinizi “yok canım yapmaz o öyle şey” lerle avutacak,meslektaşlarınıza yapılan saldırı ve ölüm haberleri gezetelerin 3. sayfalarında küçük bir haber olarak yeralacak ve belki siz farketmeyeceksiniz bile, müvekkilinizin en küçük açığınızı kollayan en kötü kabusunuz olduğunu farkedecek, emekli zabıt katiplerinin ve icra müdürlerinin “arz-u hal” cilerin ve bilumum adliyeyle içli dışlı olmuş kişilerle de rekabet halinde olduğunuzu öğrenecek, danışma parasını harfiyen alan “doktor”lara gıpta edecek .... ve bu ülkede"avukatlık" yapacaksınız! Ve ben size şimdi soruyorum? Bunları bilseniz yine de avukat olur muydunuz? Veya yurtdışında çalışma imkanınız olsa hiç düşünmeden gider miydiniz? |
05-03-2007, 18:29 | #2 |
|
Açıkçası bölümümü kazandıktan sonra duyduklarım bunlara benzer şeylerdi. Ama nedendir bilinmez ben inatla "yok canım daha neler" diyerek kendi kendimi teselli çabasındaydım. Ta ki geçtiğimiz yaz bir hukuk bürosunda çalışmaya başlayana kadar. "Yaşamadan bilinmez" derler ya işte o hesap. Neler çektim o kalemlerde hele icra daireleri aman allahım...
Neyse; sonuç ne peki; bunları bildiğim halde avukat olmakta kararlıyım. O kadar yıl okudum bari bir işe yarasın düşüncesi etkili belki de. Yurtdışına gelince; burayı terk edip gitmezdim çünkü her ne vasıfta olursan ol; her zaman ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek hiç hoş olmasa gerek. |
06-03-2007, 00:46 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Avukat
|
06-03-2007, 03:22 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Öncelikle şunu belirtmek gerek hukuk fakültesini bitirmiş biri İlerde icra edeceği mesleği seçerken yani avukat mı hakim mi öğretim görevlisi mi vs kendine göre bir tercihte bulunur.Seçtiği mesleği neden seçtiğine dair bir sürü sebebi ,kriteri olabilir. Alıntı yaptığım yazınızda anladığım kadarıyla avukat olmanın zor olmadığını ve bu nedenle herkesin avukatlık yapabileceğini ima etmeye çalışmışsınız.Buna katılmıyorum Zira ; kişi sırf 1-2 sınavı kazandım diyebilmek için istemediği bir mesleği seçmek zorunda değildir.Dediğim gibi bu tercih meselesidir.Bunun dışındaki görüşlerinizin büyük bir bölümüne katılıyorum.Katılmadığım kısmı yurt dışında çalışmak ... Bence böyle bir şansı 100 hukukçudan ancak 1 kişi yakalayabilir.Ayrıca yurt dışında hukukla ilgili bir alanda çalışacaksınız bu gideceğiniz ülkenin mevzuatını öğrenmenizi zorunlu kılar.Yabancı dil veya dilleri bilmenizi ; üstelik hukuki terimleri yabancı dille kullanabilmenizi gerektirir ve bir sürü engellle karşılaşırsınız.Saygılarımla... |
06-03-2007, 11:39 | #5 |
|
Mesleğimizin zor yanları yok değil.Ama sorarım hangi mesleğin zor tarafı yoktur.Hakimleri ele alalım.Mesleğin ilk yıllarında atandıkları o küçücük ilçeyi kaç defa değiştirmek zorunda kalırlar. O ilçede sinemasız tiyatrosuz vs. akşamları nasıl geçirirler. Evet her meslek gibi avukatlığında zor yanları var elbette. Ama buna keza pek çok güzellikleri de var. Haksızlığa uğramış , aldatılmış bir kadının lehine boşanma davasında yüklü bir tazminat alıp yeni bir hayat kurmasını sağlamak mesela. Müvekkil kapasitenizi arttırmaya çalışırken ne kadar çok tanıdığınız olduğunu görürsünüz. Uykularınızı kaçıran bir davaya hazırlanmak ve zorlanmak ,sonunda yeni şeyler öğrenip bir adım daha ilerlemek ne tatlıdır. Memurlar ,icra daireleri mi ? Bence umursamayın onları. Biraz tatlı dil gösterip biraz da kendilerini önemli hissettirdiniz mi kuzu kesiliyorlar hepsi. Onlarda ağır bir iş yükü altında ve hakimin savcının avukatın şamarı altında eziliyorlar çünkü . Saygıyla kabul edilmek istiyorlar. Şu an saymadığımız ve aslında sayamayacağımız pek çok zorlukları var mesleğimizin. Ama bu zorluklar bu mesleğin güzelliklerini görmemizi engellemesin, zevkinden mahrum etmesin bizi. Hep olumsuzu konuşup olumsuza bakmak yerine olumlu düşünelim. Böylece zihnimiz ve ruhumuz rahat eder ve olumsuzla uğraşmak yerine "mesleğimde daha ileriye nasıl giderim , bu mesleğe daha ne yenilik katabilirim?" le uğraşırız. Bunun da yine bize faydası olur. Diğer türlü stresten başka ne geçiyor ki elimize?
Saygılarımla... |
06-03-2007, 11:48 | #6 |
|
Hukuk Fakültesine sadece avukatlık mesleğini icra etmek için girdim.Hiç bir zaman hakim yada savcı olmayı düşünmedim.Meslekte yeniyim.Ancak şuana kadar edindiğim gözlemler ve deneyimler Türkiye'de avukatlık yapmamın gerçekten ne kadar zor olduğu noktasındatoplanıyor.Müvekkillere olayın hukuki boyutunu, eldeki verilerle neler yapılabileceğini anlatmak ve mümkün olanın en iyisini yaptığınızı bilsenizde onları tatmin etmek çok zor.Üstelik buna rağmen güvenilmeme ihtimali ile karşı karşıyasınız.Adliyelerde,icra dairelerinde işlerinizi yürütmek ayrı bir konu.Genel anlamda ne meslektaşlar arasındaki ilişkilerde ne de kamu kurumlarındaki işlerin yürütülmesi sırasında profesyonellik yok denecek kadar az.İşler genelde ahbap-çavuş ilişkisi çerçevesinde yürütülüyor.Yurtdışında avukatlık yapmak konusunda çok fazla bilgim olmasa da bu seçeneği işaretledim.Mutlaka yurtdışında da sorunlar vardır.Ancak işlerin daha sistemli,daha profesyonel şekilde işlediğini düşünüyorum ve avukatlığın ülkemiz koşullarına göre daha iyi konumda olduğunu düşünüyorum.O yüzden kesinlikle yurtdışında avukatlık yapmayı tercih ederim...
|
06-03-2007, 16:49 | #7 |
|
Sayın Akpunar,siz yaşadığımız sıkıntıları özetlemişsiniz aşağı yukarı, gerçekten bu ülkede avukatlık yapmak çok zor.Esasında bu ülkede vatandaş olarak yaşamak çok zor.Trafiğe çıkarsınız kimse kurallara uymaz.Vatandaş bir dolmuş kuyruğuna girmeyi bilmez, tuvalet kullanmayı bilmez,yolda yürümeyi bilmez,bilmez oğlu bilmez. Bir ara rahmetli Aziz Nesin bu ülkenin insanlarının % 60'ı aptal gibi bir laf etmişti sanırım.O zaman bu lafa ben de çok kızmıştım. Ama emin olun şimdi bu oranın daha fazla olduğunu düşünüyorum.Saygılarımla
|
06-03-2007, 19:32 | #8 |
|
Sayın Bülent S. Akpunar
Yurt dışında avukatlık da neş'e-fêza olmasa gerek. İran'da, Sudan'da, Çin'de adalet için çırpınan avukatları düşünün. Bir Türk avukatın yurtdışında avukatlık yapması konusu ise daha acıklı olur: Mühendislik yapsın daha iyi. Hiç olmazsa fizik formülleri dünyanın her yerinde aynıdır. Kişiden kişiye bile değişen hukuk kuralları ülkeden ülkeye çok değişir. ''Çayır kuşu çayırda Bayır kuşu bayırda '' Bir Atasözü Saygılarımla |
07-03-2007, 10:51 | #9 |
|
Savcı olmaktı hayalim mezun olduğumda.Taaa ki otopsiye girene kadar.Hakimlikte ise hiç gözüm yoktu.Dedim bari ben avukat olayım
Tam iki yıl tabiri caizse süründüm.Çok pişman oldum avukat olduğuma.Ben neden öğretmen olmadım diye çok isyan ettim Bugün arkama dönüp bakıyorumda iyiki avukat olmuşum.Şuan çok iyiyim.Geçmişte yaşadığım sıkıntılar benim yolumu çizmemde tecrübe sahibi olmama neden oldu.Babamın "git" ısrarlarına rağmen yurtdışına da çıkmadım.İyi ki gitmemişim.düşünüyorum da oraya gitsem en az 2 yıl da dilimi geliştirebilirim.Sonra Hukuk Fakültesine gir.Allah bilir kaç yılda bitiririm Son ra orada avukatlık yapmak zor gelir bana.Alışmışım Turkısh Sıstem!!! e. Ben tekrar fırsatım olsa yine yurt dışında avukatlık yapmam.Sıkıntı çekmek genlerimde var.Rahata kavuşacağımı bile bile yurtdışına giderek bünyeme ve metabolizmama zarar vermeye hakkım yok. |
08-03-2007, 13:06 | #10 |
|
Bu meslek bu kadar zor yapılıyorsa bu kadar sıkıntı çekiliyorsa,toplumdaki yeri hala belli değilse,bazıları bize yukarıdan bakıyorsa bunun tek nedeni yine avukatların kendileridir.Hatta 20 seneyi 30 seneyi devirmiş halihazırdaki büyük üstadlardır.Genç neslin bunda bir kabahati yok kusura bakmayın
|
08-03-2007, 20:07 | #11 |
|
Aslinda, eger böyle birileri varsa, hem Türkiye'de hem yurt disinda avukatlik yapmis biri en iyi cevabi verebilir.
Buradaki çogunlugun aksine ben yurt disinda egitim görüp yurt disinda avukatlik yapmaktayim. Burada da bir çok sikinti ve sikayet mevcut. Her nedense sahsi tecrübem olmadan ama ülkeyi, sistemi ve insanlarini az buçuk tanidigim için gerçekten Türkiye'de biraz daha zor gibi görünüyor. Sizce "hukukun üstünlügü" ülkemizde ne durumda? Hukukun üstünlügü iyi durumda olan sistemlerde hukukcular daha mutlu olur kanimca. |
09-03-2007, 11:37 | #12 |
|
Bir zamanlar o üstadlar da gençti.Belki o zamanlar onlarda sizin gibi düşünüyorlardı. Şimdi onlar 20-30 senelik oldular ve meseleler aynı biçimde önümüzde duruyor.Hatta daha da ağırlaşarak. Siz 20-30 senelik Avukat olduğunuzda bu meselelerin çözüleceğini mi sanıyorsunuz. Meseleler daha da zorlaşarar ve ağırlaşarak aynen devam edecek ve o zaman da bunlar konuşulacak ve belki genç avukatlar da yine sizin gibi düşünecekler. Peki bu meselelerin hallolması için genç avukatların yapması gerekenler nedir ? Siz kendi payınıza bu meselelerin çözümü için bir şeyler yapabiliyor musunuz ? Bu devran böyle gider ülkemizde hep enkaz edebiyata yapılmıyor mu ? siyasetçiler de hep bunu yapmadılar mı ? Şimdi açın 50 sene önceki gazeteleri yine 50 sene önce de gazetelerde yazılan ve halkın şikayet ettiği konular pek değişmedi sanırım. Sizin yapabileceğiniz şeylerin olduğuna inanıyorsanız ve eskilerin bir şeyleri yapmadığını düşünüyorsanız siz birşeyler yapın ne olur. 20-30 sene sonra da meslektaşlarınız sizin için bugün sizin düşündüğünüz gibi düşünmesinler.Saygılarımla.(Sayın tiyerianri sizin yazınız üzerine bunu yazdım)
|
09-03-2007, 12:04 | #13 |
|
Bugüne kadar edindiğim tecrübelerimden maalesef şunu öğrendim ki avukat tek gözünü kullanıp tek gözünü müvekkile kırptığı ölçüde başarılı oluyor.Tek gözle göz kırp ve hallederiz de.Hepsi bu kadar.(Ben bunu bilmeme rağmen hep iki gözümü kullandım sonucu tahmin edersiniz)
Müvekkillerin de beklentisi hep bu olmuştur.Zira çoğu sizin normal prosedürle ,mesleki bilgi ve tecrübelerinizi kullanarak adaletin tecellisi için vereceğiniz emeğin istediği sonucun elde edilmesinde yeterli olamayacağına inanıyor.Müvekkil çoğunlukla işini riske etmek istemiyor ve başka katalizörler aramaya başlıyor.Arayışında haklı mı haksız mı? tartışmak lazım belki de.Not.Katalizör fen bilimlere ait bir terimdir ve kimyasal olayları etkileyen,hızlandıran faktörler anlamına gelmektedir. |
09-03-2007, 13:05 | #14 |
|
Bir stajyer olarak müthiş bir sıkıntı kapladı içimi . Yoksa yol yakınken başka alternatifler mi arasam .
|
09-03-2007, 13:14 | #15 |
|
Sayın Yiğit,hep beraber birşeyler yapmaya ne dersiniz?Belki genç avukatlar sizden neler yaptıklarınız ve neler yapmadıklarınızı öğrenirse neler yapabileceklerini daha net belirlerler.Ama meslekte yaşça ve dolayısıyla tecrübe açısından büyük olan meslektaşlarımızın topu gençlere atıp kenara çekilmeye yönelik olası davranış ve fikirleri yenilere bu anlamda da kötü bir örnek ve miras bırakmak olacaktır diye düşünüyorum.Saygılarla...
|
09-03-2007, 16:32 | #16 |
|
Eskilerin bıraktıkları,eskilerin getirdiklerini biz gençlere bırakmak istiyorsanız ve çözüm istiyorsanız şöyle bir kaç tane çözüm yazayım bakalım kabul görecek mi?MeselaTürkiye Barolar Birliği Başkanı 30-35 yaşında bir avukat olsun(tabi önce yasalardaki yaş sınırları düzelirse),Baro Yönetim Kurullarının yaş ortalması 35i aşmasın,bir diğer çözüm avukatlık sınavı yapılsın ama bu sınava yalnızca 45 yaş ve üzeri avukatlar girsin sınavı geçemeyenlere barolar onur ödülü versin hizmetlerinden dolayı ve 5 yıl boyunca avukatlık yapmasınlar diye tavsiye niteliğinde kararlar alınsın barolar birliğince.Bu ülkede enkaz edebiyatı yapılır ve yapılmaya da devam eder çünkü tereke! borca batıktır,kimse doğru dürüst bir miras bırakmıyor sonra da gençler hade bağalım deniyorSon olarak Türkiye'de avukatlık eğer çok problemli ve toplumda hep kötü gözle görünüyorsa kimse kusura bakmasın bunda genç avukatların zerre kadar kusuru yoktur.Hatayı kabul edip bizim yüzümüzden oldu bunlar diyecekler de çok açık ortada.(Sayın Noyan YİĞİT sizin cevabınıza karşılık yazılmış bir repliktir.)
|
09-03-2007, 16:44 | #17 |
|
Sayın Tiyerianri inşallah benim daha 25-30 sene daha ömrüm olur da.25-30 sene sonra nerede olduğumuzu hep beraber görürüz.Benim temennim ve duam 25-30 sene sonra bütün bu problemler halledilmiş olur inşallah.Siz güzel çözümler teklif etmişsiniz.Bu da birşey ama önemli olan bu çözümleri gerçekleştirip, hayata geçirmek. İnşaallah sizden sonraki nesiller de sizin gibi düşünmezler.45 yaş üstü avukatların sınava tabi tutulması mantığını da hiç anlayamadım. Bu yaşanan sıkıntılar içinde 45 yaş üstü avukatların ne miktarda bir dahli var ki ? Size düşündüğünüz ve önerdiğiniz çözümler de iyi çalışmalar ve başarılar dilerim.Saygılarımla
|
09-03-2007, 16:59 | #18 |
|
Sayın Yiğit sorduğunuz için bişeyler karaladım ama yazılanları çok iyi anlatamadığım! ortaya çıktı siz haklısınız diyorum bu konu için.
|
09-03-2007, 18:00 | #19 |
|
Devlet olarak, kurulduğu tarihten bu güne, görüp görebileceğimiz belki de en meşakkatli, en sıkıntılı, milletin en mutsuz olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Her yönden hızlı bir çöküşe yönelmiş adımlarımız. Dibe çakılmaya ramak kalmış ki; şahsi temennim de budur. Sürekli düşerken yeniden kalkılamaz ayağa, dibe vurmak şart oldu! Tüm toplum bir şekilde nasiplenirken bu halden; biz de avukatlar olarak, payımıza düşeni, biraz fazlasıyla alıyoruz işte. Çözüm için birçok şey önerilebilir, birçok suçlu aranabilir ve bulunur da. Mevcut halde belki de en az kusur avukatların! Ancak tüm bunları bırakıp; meseleyi genç avukat, kıdemli avukat noktasına taşımak kanımca yanlış. Her şeyi ve herkesi bırakıp kendi kendimize mi düştük?
Saygılarımla. |
16-03-2007, 01:18 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu tartışılır işte ..Geçmişle bugünü adam akıllı mukayese etmek gerek.Asıl konuyu dağıtacağı için bu konuyu ,tartışma konusu yapmayalım . Saygılarımla.... |
16-03-2007, 01:23 | #21 |
|
Belirtmeliyim ki; söylemim kesinlikle siyasi bir beyan değildi. Toplum olarak içinde bulunulan hale dair benim gözlemim, yorumumdur. Elbette konu bu değildir ancak bu unsur, bahis konusunda etkilidir. Genç veya yaşlı suçlu meslaktaş aramak, kanımca doğru değildir.
Saygılarımla. |
16-03-2007, 10:17 | #22 |
|
Türkiye'de en üst düzeyde geliri olan avukatlar da dahil hiç kimsenin bu meslekteki stresi kaldırabildiğini sanmıyorum. Müvekkilin cahili de, kültürlüsü de, fakiri de zengini de "müvekkil" sıfatıyla benzer tavır içinde oluyorlar. Hizmetin bedelini kavramakta zorluk çekiyorlar.
Yurt dışında (Sanıyorum Medeni ülkeler kastediliyor) avukatlığın da muhakkak zorlukları vardır. Fakat, hiç olmazsa oralarda hizmet sektörünün önemi bizim ülkemize göre daha ön sıralarda tutuluyor. Mesleği icra etmek anlamında olmasa bile yaşam standartı olarak medeni ülkelerden birinde yaşamayı arzu ederdim. Yahut ülkemizin o medeni ülkelerden birisi olmasını çok ama çok isterdim. Yolda yürürken ya da arabanızda trafikte yol alırken etrafınıza alıcı gözle hiç baktınız mı? Ben geçenlerde bakma gafletinde bulundum huzurum kaçtı. Biz öyle ya da böyle belli bir yaşa geldik ancak çocuklarımız için ciddi endişeler taşıyorum. Bu durumu hiç hak etmiyorlar. |
16-03-2007, 11:20 | #23 |
|
Türkiyede avukatlık, müvekkilinize enaz 1 saat dosya hakkında bilgi verdikten sonra müvekkilinizin size' eee ne olacak şimdi avukat hanım' demesidir.
|
19-03-2007, 10:46 | #24 |
|
en başından beri avukatlığın bi meslek değil, insanın içine işleyen bir kişilik olduğunu düşünmüşümdür.bu sebeple de nereye giderseniz gidin ister avrupa ister hindistan zorluklar aynı şekilde sıyrılacaktır ellerinizden.
benim fikrimse; meslek hayatıma eğitimini aldığım hukuk coğrafyasında devam etmektir. hukuk fıkrımın yetıstıgı her alanda avukatlık yapabılıcegımı dusunuyorum.çünki ''hiçbir meslekte gelecek yoktur, gelecek kişinin kendisindedir.'' |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Türkiye'de Feminist Parti | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 16 | 21-07-2009 22:34 |
Türkiye'de Yargı Despotik, Demokratikleşmeli | Av.Ömer KAVİLİ | Hukuk Haberleri | 4 | 27-01-2008 09:04 |
Türkiye'de Eğitim Ve Gats... | metin karadag | Hukuk Lisans Eğitimi | 0 | 05-11-2002 14:06 |
Türkiye'de Yargı Bağımsızlığı | miro | Hukuk Sohbetleri | 4 | 10-02-2002 14:09 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |