Mesajı Okuyun
Old 05-03-2012, 15:29   #20
Av.Ömer GÖKÇE

 
Varsayılan

Sayın Av.Sedat Bey,
Her iki kararıda sunuyorum. Faydalı olması temennisiyle. Saygılar.


T.C.

YARGITAY

17. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/3032

K. 2008/5497

T. 25.11.2008

• İCRANIN İADESİ ( Davanın Açıldığı Tarihte Davacının Bu Alacağı İade Etmek Zorunda Olduğu Anlaşıldığından Davacının İtirazın İptali veya Alacak Davası Açmakta Hukuki Yararı Olduğu )

• HUKUKİ YARAR ( İcranın İadesi - Davanın Açıldığı Tarihte Davacının Bu Alacağı İade Etmek Zorunda Olduğu Anlaşıldığından Davacının İtirazın İptali veya Alacak Davası Açmakta Hukuki Yararı Olduğu )

2004/m.40


ÖZET : Bir ilam hükmü icra edildikten sonra nakzedilipte aleyhine icra takibi yapmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilamla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunacağı hükmü gereğince icra memurluğu tarafından alacaklı davacıya tahsil edilen miktarın dosyaya geri yatırılması için ihtar gönderilmiştir. İcra memurluğunun ihtar yazısı davacıya 11.4.2007 tarihinde tebliğ edilmiş ve alacaklı bu davanın açılmasından sonra 18.4.2007 tarihinde ihtar edilen miktarı icra dosyasına iade etmiştir. Davanın açıldığı 16.4.2007 tarihinde davacının bu alacağı iade etmek zorunda olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının itirazın iptali veya alacak davası açmakta hukuki yararı olduğu sabittir. Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın müvekkiline ait araca çarpması nedeniyle araçta meydana gelen hasar bedelinin tahsili için yapılan icra takibine davalının itiraz etmesi nedeniyle icra mahkemesinde açılan itirazın kaldırılması davasının alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle reddedildiğini; davalı tarafından icra dosyasına yatırılan 6.046.66 YTL'nin iade edilmesi için icra müdürlüğü tarafından müvekkiline ihbar tebliğ edildiğini belirterek 6.046.66 YTL'nin icra takip dasyasında ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, kaza tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, sigortalı aracın çalınması nedeniyle çalınan araçların neden olduğu zararın teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacının dava tarihi itibariyle tahsil ettiği alacağını tekrar isteyemeyeceği ancak para ödendikten sonra alacak istemi ile dava açılabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedelinin kazaya neden olan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta şirketinden tahsili talebine ilişkindir. Davacı alacaklı Mersin 6. İcra Müdürlüğü'nün 2005/2547 sayılı takip dosyası ile sigorta bedelinin tahsili amacıyla icra takibi yapmış, borçlu şirketin itirazı üzerine Mersin 2. İcra Mahkemesi'nde itirazın kaldırılması davası açılmış, yargılamanın devamı sırasında alacak tahsil edilmiş, icra mahkemesi tarafından itirazın kaldırılmasında dair verilen karar 12. Hukuk Dairesi tarafından alacağın tahsili gerekip gerekmediği yargılamaya muhtaç olduğu gerekçesi ile bozulmuş; icra mahkemesi tarafından bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir. İcra İflas Kanunu'nun 40/2. maddesinde bir ilam hükmü icra edildikten sonra nakzedilipte aleyhine icra takibi yapmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilamla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunacağı hükmü gereğince icra memurluğu tarafından alacaklı davacıya tahsil edilen miktarın dosyaya geri yatırılması için ihtar gönderilmiştir. İcra memurluğunun 3.4.2007 tarihli ihtar yazısı davacıya 11.4.2007 tarihinde tebliğ edilmiş ve alacaklı bu davanın açılmasından sonra 18.4.2007 tarihinde ihtar edilen miktarı icra dosyasına iade etmiştir. Davanın açıldığı 16.4.2007 tarihinde davacının bu alacağı İİK 40. maddesi gereğince iade etmek zorunda olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının itirazın iptali veya alacak davası açmakta hukuki yararı olduğu sabittir.
Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 25.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2003/3003

K. 2003/7826

T. 12.6.2003

• ALACAK DAVASI ( İcra Dosyasına Yatırılan ve Davalı Tarafından Çekilen Paranın Yargıtay'dan Davacı Lehine Bozulduğundan İcraya Yatırıldığı Tarihten İtibaren Faiziyle İstenilmesi )

• PARADAN YOKSUN KALMADAN DOĞAN ZARAR ( Davacının Takip Alacaklısı Olan Davalıya Ödediği Paradan Bir Süre Yoksun Kalmasından Doğan Zararını Davalıdan İsteyebilmesi )

• FAİZİN BAŞLANGIÇ VE BİTİŞ TARİHİ ( Zararın Davacının Parayı İcra Dairesine Yatırdığı Tarihten Davalının Prosedürüne Uygun Olarak İade Ettiği Tarihe Kadar Faizini İsteyebilmesi )

• FAİZE FAİZ YÜRÜTME ( Borçlar Kanunu Gereği Faize Faiz Yürütülmesinin Yasaklanmış Olması )

2004/m.40

818/m.104


ÖZET : Davacının, takip alacaklısı olan davalıya ödediği paradan bir süre yoksun kalmasından doğan zararını davalıdan isteyebilir. Bu zararı davacının parayı icra dairesine yatırdığı tarihten, davalının İİK. 40/1-II maddesi prosedürüne uygun olarak iade ettiği tarihe kadar olan faizidir. Bu tarihler arasındaki yasal faize hükmedilmek gerekirken, yazılı gerekçe ile ilamın kesinleşme tarihinden iade tarihine kadar hesaplanan faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:
KARAR : Davacı, mahkeme ilamına dayalı olarak davalının aleyhine giriştiği icra takibi sonunda 22/1/1998 tarihinde 402.568.000TL. yi takip dosyasına yatırdığını, tehiri icra kararı almadıklarını bu paranın davalı tarafından icra dosyasından 3/2/1998 tarihinde alındığını; davanın Yargıtay bozma ilamı ile davacı lehine sonuçlanarak, kararın kesinleştiğini, davacının faize ilişkin haklarını saklı tutarak icradan eski halin iadesini istediğini, davalının 6/5/2002 tarihinde icra dosyasına 402.568.000TL. ödediğini, davalının, zararlarına neden olduğunu ileri sürerek asıl alacağın icraya yatırıldığı 22/1/1998 tarihinden iade edildiği 6/5/2002 tarihine kadar işleyen faizinden dolayı 956.927.145TL. alacağın dava tarihinden yasal faizi ile tahsilini istemiştir.
Davalı, icra dosyasına yatırılan paranın mahkeme ilamına dayanılarak alındığını, bu nedenle hukuka aykırı eylemleri bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Ankara 24.Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/5/2000 gün esas 2000/75, karar 2000/292 sayılı kararının kesinleşme tarihi 29/10/2000 tarihi ile, davalı tarafın paranın icra dosyasına iade edildiği 6/5/2002 tarihi arasında davacının talep edebileceği faizin 371.033.506TL. olduğu; bu miktarın dava tarihi olan 11/6/2002 tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki 3.bendin dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalı, davacı aleyhine aldığı ilamı icraya koyarak 402.568.000TL. yi tahsil etmiş, hükmün bilahare temyizen bozulması üzerine, davacının talebiyle icra dosyasına İİK. 40/1-II maddesinde öngörülen icranın eski hale iadesi prosedürü içinde haksız tahsil ettiği parayı iade etmiştir.
Davacının, takip alacaklısı olan davalıya ödediği paradan bir süre yoksun kalmasından doğan zararını davalıdan isteyebilir. Bu zararı davacının parayı icra dairesine yatırdığı 26/1/1998 den, davalının İİK. 40/1-II maddesi prosedürüne uygun olarak iade ettiği tarih olan 6/5/2002 ye kadar faizidir. Bu tarihler arasındaki yasal faize hükmedilmek gerekirken, yazılı gerekçe ile ilamın kesinleşme tarihinden iade tarihine kadar hesaplanan faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, karar bu nedenle davacı yararına bozulmalıdır.
3- Borçlar Kanununun 104/son maddesi hükmü gereği faize faiz yürütülmesi yasaklanmıştır. Davacı icra dosyasına yatırdığı ve iade edilen ana paranın faizini istemiştir. Mahkemece faiz hesaplanıp, bu miktara dava tarihinden faiz yürütülmesi anılan yasa hükmüne aykırı olup, hüküm bu nedenle davalı yararına bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda 2.nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına, 3.nolu bentte açıklanan nedenle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının 1 nolu bentteki nedenlerle reddine, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.