Mesajı Okuyun
Old 17-12-2008, 14:02   #150
ege

 
Varsayılan

Bu alıntıladığım makalenin Turk Hukuk Sitesinde bulunup bulunmadığını tespit edemedim. Yine de var ise;
bu başlıkta yer almasının uygun olacağını düşünüyorum.

Alıntı:
19.3.2008 Erkler Ayrılığı İlkesi Açısından Yargı Bağımsızlığı ile Yargıçlık ve Savcılık Güvencesi


19.3.2008 ERKLER AYRILIĞI İLKESİ AÇISINDAN YARGI BAĞIMSIZLIĞI İLE YARGIÇLIK VE SAVCILIK GÜVENCESİ (Doç Dr Ali Rıza Çınar makalesi)

ERKLER AYRILIĞI İLKESİ AÇISINDAN YARGI BAĞIMSIZLIĞI İLE YARGIÇLIK VE SAVCILIK GÜVENCESİ(Doç Dr Ali Rıza Çınar makalesi)*

Sayın konuklar, değerli katılımcılar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

“Erkler Ayrılığı İlkesi Açısından Yargı Bağımsızlığı ile Yargıçlık ve Savcılık Güvencesi” adlı tebliğimi size sunacağım.

Değerli katılımcılar, önce anlatım planımı açıklamak istiyorum. Tebliğ üç ana bölümden oluşmaktadır. Konunun iyi anlaşılması için birinci bölümde, yargıç bağımsızlığı ile yargıçlık/savcılık güvencesi kavramları üzerinde durarak erklerin ayrılığı ilkesi açısından yargının durumunu belirteceğim. İkinci bölümde, yargı bağımsızlığı açısından yargıç ve savcıların eğitimi ile örgütlenmesinin önemini, karşılaşılan sorunlar nelerdir, bunları açıklayacağım. Üçüncü bölüm olan son bölümde ise yargının bağımsız, güvenceli ve yansız olması için yapılması gerekenleri özetle belirteceğim.

I- YARGIÇ BAĞIMSIZLIĞI VE YARGIÇLIK/SAVCILIK GÜVENCESİ

1- Yargıç Bağımsızlığı

Yargıç bağımsızlığı; yargıcın görevini yaparken, hiçbir baskı ve etki altında bulunmaması, herhangi bir kişi ya da kurumdan emir almaması, her türlü kaygıdan (endişeden) uzak ve özgür olmasıdır.

Bu ilke, önemi nedeniyle Anayasa’da yer almaktadır.

Yargıç bağımsızlığı kavramı, 1961 Anayasası’nda[1] olduğu gibi 1982 Anayasası’nda da[2] “Hâkimler görevlerinde bağımsızdırlar” biçiminde yer almıştır. Anayasa’nın 138. maddesinin 1. fıkrasında “yargıç bağımsızlığı” ilkesine yer verildiği gibi bağımsızlığın sınırı da gösterilmiştir. Buna göre yargıçlar, Anayasa’ya, kanuna, hukuka ve vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler.

Anayasamızın 138. maddesinin başlığı her ne kadar “mahkemelerin bağımsızlığı” ise de maddenin içeriğinde, yargıç ve mahkeme/yargı bağımsızlığının temel ilkelerinin gösterildiği açıkça anlaşılmaktadır.

Mahkemelerde her zaman tek yargıç bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkeme kurulunda yer alan tüm yargıçların bağımsızlığını anlatmak üzere, Anayasa’da “mahkemelerin bağımsızlığı” kavramına da yer verildiği öğretide ileri sürülmüştür[3].

Anayasa’nın 9. maddesinde genel ilke olarak yargı yetkisinin Türk ulusu adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı belirtilmiştir.

Yargılama makamı olarak yargının/mahkemelerin, hukuka bağlı olarak karar verebilmeleri, yargı erkinin temsilcileri durumundaki yargıçların bağımsızlıklarının sağlanmasına bağlıdır[4].

Yargı bağımsızlığı için, yargıcın bağımsız ve adil olması yetmez. Yargıcın bağımsız ve adil olduğundan kuşku (şüphe) dahi duyulmamalıdır[5].

Anayasa’ya göre yargı/mahkemeler, Türk ulusu adına egemenlik hakkını kullanmaktadır ve bağımsızdır (Anayasa, md. 9, 138, 140/3).

Bu nedenle Anayasamızda yargı bağımsızlığı (mahkemelerin bağımsızlığı) nedeniyle yargıç ve savcıların bütün özlük işleri, yargı bağımsızlığı ve yargıçlık güvencesi ilkelerine göre yasayla düzenleneceği belirtilmiştir (Anayasa md. 140).

2- Yargıçlık ve Savcılık Güvencesi

Yargıçlık/Savcılık güvencesi, yargıç ve savcıların kişisel bağımsızlığıdır. Yargıç ve savcıların, her türlü maddi ve manevi etkiden (baskıdan) ve kaygıdan uzak olarak görev yapabilmeleri için güvence içinde bulunmaları gerekir. Güvencenin temel nedeni, yargıç ve savcının siyasal iktidar/yürütme erki karşısında kendilerini tam bir güvencede bulması ve görevlerini her türlü korku ve kaygıdan (endişeden) uzak olarak yerine getirebilmeleri içindir[6].

1961 Anayasası yargıçlık ve savcılık mesleklerini ayrı ayrı düzenleyip adli yargıçlar için Yüksek Hâkimler Kurulu’nu, savcılar için de Yüksek Savcılar Kurulu’nu oluşturduğu halde (1961 Anayasa md.134, 137, 143, 144), 1982 Anayasası 140. maddesinde yargıçlık ve savcılık mesleğini bir tuttuktan başka yönetsel yargı yargıçlarını da bu düzenlemelerin içine almıştır (Anayasa md.159/3). Ayrıca 1982 Anayasası 1961 Anayasası’ndan farklı olarak, yargıçları da savcılar gibi yönetsel görevleri yönünden Adalet Bakanlığı’na bağlamıştır (Anayasa md.140/6). Bunlardan başka Yüksek Hâkimler Kurulu ile Yüksek Savcılar Kurulu kaldırılarak, yerlerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu getirilmiştir (Anayasa md.159).

Anayasa’da yargıçların bağımsızlığından söz edildiği için, yargıçlara tanınan güvenceler ile bağımsız olmayan savcılara tanınan güvencelerin aynı olması öğretide eleştirilmektedir[7]. Yargıç güvencesinden söz edilirken, Cumhuriyet Savcılarını yargıçtan ayırmadığımızı belirtmek isterim. Anayasa’da, yargıçlık ve savcılık güvencesi başlığı altında 139. maddede tanınan güvenceler tek tek sayılmıştır. Yargıçlık güvencesi nedeniyle yargıçlar ve savcılar azledilemezler, Anayasa’da gösterilen yaş sınırı dolmadan, istekleri dışında asla emekli edilemezler. Hiçbir suretle (bir mahkemenin ya da kadronun kaldırılması nedeniyle de olsa) aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun bırakılamazlar, görevlerinden ve yerlerinden alınamazlar[8]. Mahkemeler yasayla kurulurlar (Anayasa md. 142). Doğal yargıç ilkesi gereği, yargıçların görevleri önceden belirlenir.

Tayvan’da (Taipei’de) 17 Kasım 1999’da toplanan Hâkimler/Savcılar Uluslararası Birliği Merkez Kurulu’nca onaylanan “yargıcın evrensel konumu”yla ilgili kararın 13. maddesinde, yargıç ve savcıların maddi/sosyal güvencelerinin, maaşlarının, ödenek ve emekliliklerinin yürütme gücünün eline bırakılamayacağı açıkça vurgulanmıştır[9].