Bir işyerinin faal durumda iken sahibi tarafından bir başka şahsa taraflarca belirlenen şartlara göre bir bedel karşılığı satılması ile o işyerinin eski sahibinden satın alana geçmiş devir edilmiş olur.


Sigortalıların çalıştırıldığı işyerlerinin bir işveren tarafından diğerine satışı suretiyle devir edilmesi halinde bu satışın Sosyal Sigortalar Kurumunca devir olarak benimsenmesi ve eski işveren adına tescilli işyeri dosyasının yeni işveren adına devir işlemleri yapılabilmesi için eski işverenin Sosyal Sigortalar Kurumuna olan Sigorta primleri ile gecikme zammı borçlarından aynı zamanda yeni işvereninde müteselsil olarak sorumlu kılacak koşulların taraflar arasında yapılan devir sözleşmesine konulması gerekir. Bu devir şartlarını taşımayan devir sözleşmelerinin devir işlevi yönünden geçerli olmayacağı kanaatindeyim.
Davanın ihbarı konusuna gelince, usul hukuku gereği, davayı ihbar eden taraf davayı kazanırsa üçüncü kişinin hiç gelmemiş olmasından bir zarar görmez , rücu davası açmasına gerek kalmaz.
Buna karşılık ihbar yapan kişi davayı kaybederse ihbar edenin üçüncü kişiye karşı açacağı rücu davasında ihbar edenin durumu daha elverişlidir.
Eğer ki bilirkişi raporu lehinize çıkar ise, müzekkerelerinize zar-zor cevap vermiş olan davalının da batık olduğu aşikar ise davayı ihbar etmeniz, tabi devamla hakimden bu konuda süre talep etmeniz daha uygun olacaktır kanaatindeyim.
kolay gelsin...