Sayın Meslektaşım,
Karşı tarafa yükletilen vekalet ücreti, ki Avukatlık Kanununda yapılan son değişikliğe göre, hiç tartışma götürmez şekilde avukata aittir. Hatta, müvekkilin borçları için haczedilemez ve mahsup edilemez.
Müvekkilden tahsil edilecek vekalet ücreti ise, sözleşme ile ayrıca belirlenmediği takdirde vergi hukuku yönünden asgari ücret tutarında tahsil edilmiş sayılıyor. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 'Emsal Değer ve Emsal Ücret' başlıklı, sanırım 27 nci maddesinde, serbest meslek kuruluşlarının belirlediği tarifedeki ücretin KDV matrahı olacağı belirtilmiş. Yani asgari ücret tutarına %18 KDV eklemek suretiyle asgari tahsilat yapılması gerekiryor. Bunun altında bir ücret kabul edilmesi mümkün değil. Aksi takdirde KDV'nin asgari ücret tutarı üzerinden ödenmesi isteniyor. Maliye Bakanlığı'nın bu konu ile ilgili tebliği de mevcut.
Fakat, TBB'nin geçen yıl yayınladığı bir genelgede - bana göre hatalı olarak- müvekkilden tahsil edilecek asgari ücretin de KDV dahil olacağı belirtilmiş. Bu genelge, yukarıda değindiğim yasa hükmüne aykırıdır.
Karşı tarafa yükletilen vekalet ücretine ise KDV uygulanmaması gerekir. Çünkü, bir mal ve hizmet karşılığı sağlanan gelire KDV uygulanır. Oysa karşı tarafa yüklenen vekalet ücreti, özel nitelikteki HUMK ve Avukatlık Kanunundan kaynaklanmaktadır. Hatta, yanlış hatırlamıyorsam, 2002 yılında yayınlanan Asgari Ücret Tarifesinde karşı tarafa yükletilen vekalet ücretinin karşı taraftan KDV'si ile birlikte tahsil edileceğine dair hüküm, Yargıtay'ca, 'kanunsuz vergi olmaz' anayasa ilkesi uyarınca, uygulanmadı.
Açık yasa hükmüne rağmen, Maliye Bakanlığı tebliğlerinde, bu ücretin de KDV'ye tabi olduğu kabul edilmektedir. Buna göre, karşı tarafa yükletilen vekalet ücreti muhasebeleştirilirken KDV içinde olarak hesaplanmalıdır. Çünkü, karşı taraftan, asgari ücret dışında ayrıca KDV alınması mümkün değildir.
Umarım yardımcı olabilmişimdir.