Mesajı Okuyun
Old 27-01-2010, 11:58   #3
av.araf

 
Varsayılan

KANUN NO: 2802
HAKİMLER VE SAVCILAR KANUNU
madde 46- Karı-koca, ikinci derece dahil kan ve sıhrî hısımlar bir mahkemenin aynı dairesinde görev yapamazlar.
Bu şekilde görev yapmalarına olanak bulunmayanlardan o yere sonradan atanan; daha sonra meydana gelen aynı nedenlerden dolayı birleşemeyeceklerden istekli olanı, istekli olmaması halinde kıdemsiz olanı bulunduğu bölge içinde başka bir daire veya yere atanır.
Bulundukları yerde kendi kusurları olmaksızın; herhangi bir nedenle hâkimlik ve savcılık mesleğinin gerekli kıldığı şeref veya tarafsızlıkla görev yapamayacakları veya bulundukları yerde kalmaları mesleğin nüfuz ve itibarını sarsacağı soruşturma veya belgelerle anlaşılanlar, isteklerine bakılmaksızın bulundukları bölge içinde başka bir yere atanırlar.
Görev yerlerindeki işlerin çokluğuna ve çeşidine göre gereken sürat ve başarıyı gösteremedikleri soruşturma veya belgelerle anlaşılanlar, bölge ve meslek kıdemine bakılmaksızın, hizmetlerinden yararlanılabilecek diğer bir göreve atanırlar.
T.C. YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 1999/1-136 K. 1999/147 T. 1.6.1999
• TASARLAYARAK ADAM ÖLDÜRMEK ( Müdafiilerle Tanığın Önceki Anlatımlarının Talimatla Gönderilmemesi Nedeniyle Okunamamasının Doğru Olmaması )
• ANLATIMLARIN KARŞILAŞTIRILMASI GEREĞİ ( Talimatla Gönderilmemesi Nedeniyle Okunamamasının Yasaya Aykırı Olması )
• HAKİM-SAVCININ EŞ OLMASI ( Tanığın Anlatımlarının Bunlar Tarafından Alınmasının Yasaya Aykırı Olması )
• KATILANLARIN TANIK SIFATIYLA DİNLENMESİ ( Ceza Usul Yasasına Aykırı Olması )
1412/m.367 2802/m.46

ÖZET : 1- Katılanlar ile tanıdığın önceki anlatımlarının, talimatla gönderilmemesi nedeniyle okunamaması doğru değildir. 2- Yönerge ile olsa dahi katılanlar ile tanığın anlatımlarının karı-koca hakim-savcı tarafından alınması 2802 sayılı Yasanın 46; 3- Katılanların tanık sıfatıyla dinlenmeleri CYY.nın 367. maddelerine aykırıdır.
DAVA : Tasarlayarak adam öldürmek suçundan sanık Hasan'ın değişen suç niteliğine göre TCK.nun 448. maddesi uyarınca 30 sene ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ( Bolu Ağır Ceza Mahkemesi )nce verilen 6.10.1998 gün ve 71/118 sayılı karar, resen temyize tabi olması yanında sanık ve katılanlar vekillerinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Birinci Ceza Dairesince 14.4.1998 gün ve 210-1182 sayı ile;
Tebliğnamede müdahiller Hatice ve İbrahim'in talimatla ifadelerinin alınma yönetiminde yasaya aykırılık bulunduğuna, toplanan kanıtların yetersizliğinden bahisle yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına yönelik soruşturmayı genişletme düşüncesine iştirak olunmayarak tebliğname hilafına onanmıştır.
Yargıtay C. Başsavcılığı ise 11.5.1999 gün ve 2354 sayı ile;
İlk tebliğname doğrultusunda ve müdahillerin tanık sıfatıyla yeminli olarak dinlenip, önceki ifadelerinin okunarak ifade özetlerinin tutanağa dercedilmemesi nedeniyle usul, eksik soruşturma sonucu hüküm kurulduğu gerekçesiyle sübut noktalarından itiraz ederek onama kararının kaldırılıp Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasını talep etmiştir.
Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının, yargılama usulündeki yanılgılar ile esasa ilişkin yanılgılar olmak üzere iki gurupta toplandığı anlaşılmakta olup usule ilişkin itiraz nedenleri Yargıtay Yönetmeliğinin 27. maddesinde öngörüldüğü şekilde esasa girilmeden "ilkin görüşülmesi" gereken sorunları oluşturduğundan, öncelikle bu konular ele alınıp incelenmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; Bolu Ağır Ceza Mahkemesinin "müdahillerin aynı zamanda olayın tanıkları olduğu anlaşıldığından usuli yeminleri verdirilerek, olay hakkındaki şikayet ve delillerinin tesbiti ile ekte gönderilen ifade tutanaklarının kendilerine okunarak, çelişki görüldüğü takdirde sebebi de sorulmak suretiyle beyanlarının alınması" şeklindeki talimatı gereği olarak Tosya Asliye Ceza Mahkemesince;
a- Katılanlar ile tanıklardan Bahri'nin beyanlarının, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünce karı-koca oldukları bildirilen Hakim Aysun ile C. Savcısı Göksel tarafından alındığı,
b- Katılanlara yemin ettirildiği,
c- Beyanlarının, C. Savcılığında verdikleri ifadelerinde olayı ayrıntılı olarak anlattıklarını ve aynen tekrar ettiklerini bildirmeleri şeklinde tutanağa dercedildiği ve ayrıca talimata ekli ifadelerinin bulunamadığında okunamadığı anlaşılmaktadır.
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 46. maddesinin 1. fıkrası "karı-koca, ikinci derece dahil kan ve sıhri hısımlar bir mahkemenin aynı dairesinde görev yapmazlar" hükmünü taşımaktadır.
Yine, sanığın cezalandırılmasını talep eden ve bunu sağlamak için yargılamada görev üstlenen katılan veya katılanların tanık sıfatıyla dinlenilmeleri usul kurallarına aykırılık oluşturur. Nitekim CYUY.nın 367. maddesi, dahili dava olan kimsenin şahsi dava müddeisinin haiz olduğu aynı haklardan yararlanacağı hükmünü taşımaktadır. Davanın bu bakımdan önemli bir tarafı olan katılanın tanık sıfatıyla dinlenilmesi "tanıklık" müessesesinin, yine usul kurallarından çıkartılan tarafsızlık ögesine de aykırıdır. Öğretide ki hakim görüş ile yargısal kararlarda bu doğrultuda bulunmaktadır.
Katılanlar ile tanık Bahri'nin önceki beyanlarının, yazılan talimata eklendiği bildirilmişse de eklenmediği ve bu nedenle okunamadığı tutanak kapsamından anlaşılmakta ve böylece beyanlar arasında çelişki olup olmadığı saptanamamaktadır.
CYUY.nın 307. maddesinin 2. fıkrası hukuki bir kaidenin tatbik edilmemesi yahut yanlış tatbik edilmesi kanununa muhalefettir hükmünü taşımaktadır. Yargılama usulü yasanın esaslı kurallarına aykırılık, kamu güveni bakımından konulmuş ve bertaraf edilemeyecek olan nitelikleri itibariyle bozma nedenlerini oluşturur. Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme hükmünde öncelikle bu usulü nedenlerden dolayı ve sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının ( KABULÜNE ), Özel Daire kararının kaldırılarak, Yerel Mahkeme hükmünün yukarda saptanan değişik usuli nedenlerden dolayı ve sair yönleri incelenmeksizin ( BOZULMASINA ), 1.6.1999 günü oybirliği ile karar verildi. kazancı