Finansal kiralama sözleşmelerinde, sözleşmeye konu malın mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde bırakılmasındaki amaç esasen kira bedeline karşı bir teminat sağlamaktır. Sözleşmelerin pek çoğunda, kira bedelleri ödenip bittiğinde malın mülkiyetinin kiracıya geçeceği düzenlenir. Finansal kiralama sözleşmesine konu malda, esasen kiralayanın, malın fiziki varlığı ile ilgisi yoktur zira malın ekonomik verimi de kiracıya aittir.Suçun gerçekleştirilmesine vasıta olan da anlattığınız üzere malın fiziki varlığıdır.

Mülkiyet, sadece teminat amaçlı olarak kiralama şirketinde bırakılıp, ekonomik verim kiracıya ait olduğundan, kiracı malın bakım ve onarım masraflarından, 3. kişilere karşı verilen zararlardan vs. sorumlu olduğu gibi aynı zamanda cezai anlamda da sorumluluğu söz konusudur. Bu yönden baktığımda, el koyma kararında, hukuka aykırı bir durum göremiyorum. Fakat elbette, Finansal Kiralama Sözleşmesi'nde Kiralama Şirketi'ni Kiracı'ya karşı bu tip durumlarda koruyan bir hüküm olabilir, bu da tamamen kiralayan ile kiracı arasındaki hukuki sonuçlarını doğurur; böyle bir sözleşme hükmü bulunsa dahi el koyma kararına engel olacağını düşünmüyorum. Aksi düşünülse idi herkes kolayca Finansal Kiralama Şirketlerinden mal kiralayıp onunla suç işlerdi ki böyle bir durumun önü alınamaz. (Örnek: Gemilerle mal kaçakçılığı gibi)

Ancak yine de bu hususta bir ceza davası tecrübem olmadığından konunun detaylarını bilmiyorum. Bu hususta çalışmış bir meslektaşım daha doğru bilgi sahibi olabilir.