Mesajı Okuyun
Old 12-08-2011, 10:13   #6
Av.S.A

 
Mutlu Buldumm!! Buldumm!!!

Merhabalar Sn Üstat

Daha önce sizden HGK'nun bu konu ile ilgili içtihatını istemiştim. Ve sonunda buldum Ama benden önce bulup yayınlayanlar da olmuş olabilir Neyse, sanırım istediğimiz HGK kararı metni aşağıda yer alıyor:

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2008/12-547
K. 2008/622
T. 15.10.2008
İTİRAZIN KALDIRILMASI ( Süresinde Hesap Kat İhtarına İtiraz Edilmemesi Durumunda Hesap Özetinin Gerçeğe Aykırılığı Ancak Borç Ödendikten Sonra Genel Mahkemede Açılacak Davada İleri Sürülebileceği )
HESAP KAT İHTARINA İTİRAZ EDİLMEMESİ ( Hesap Özetinin Gerçeğe Aykırılığı Ancak Borç Ödendikten Sonra Genel Mahkemede Açılacak Davada İleri Sürülebileceği - İtirazın Kaldırılması İstemi )
GÖREV ( İtirazın Kaldırılması İstemi - Süresinde Hesap Kat İhtarına İtiraz Edilmemesi Durumunda Hesap Özetinin Gerçeğe Aykırılığı Ancak Borç Ödendikten Sonra Genel Mahkemede Açılacak Davada İleri Sürülebileceği )
TÜKETİCİ MAHKEMESİ ( İtirazın Kaldırılması İstemi - Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Hükümlerinin Bu Davada Tartışma Yeri Bulunmadığı )
YETKİLİ MAHKEME ( Dar Yetkili İcra Mahkemesinde Yapılan İtirazın Kaldırılması Davasına İlişkin Yargılamada Uygulama Yeri Olan Hüküm 2004 S. İcra ve İflas Kanunu'nun 68/B Md. Olduğu )
2004/m.68/b
ÖZET : Dava, itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 68/b maddesi gereğince süresinde hesap kat ihtarına itiraz edilmemesi durumunda hesap özetinin gerçeğe aykırılığı ancak borç ödendikten sonra genel mahkemede açılacak davada ileri sürülebilir. İcra mahkemesinde görülmekte olan itirazın kaldırılması davasında ise bu hususların değerlendirilmesi olanaklı değildir.
Mahkemenin tartışıp, hükmüne dayanak yaptığı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin bu davada tartışma yeri bulunmayıp, bu hükümlerin ancak Tüketici Mahkemesine açılacak dava sırasında ele alınıp tartışılması olanaklıdır. Dar yetkili icra mahkemesinde yapılan itirazın kaldırılması davasına ilişkin yargılamada uygulama yeri olan hüküm yukarıda da açıklandığı üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 68/b maddesidir. Eldeki davanın bu yasal hüküm çerçevesinde incelenip sonuca bağlanması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 6.icra Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 28.09.2007 gün ve 2007/1228-2007/1697 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 21.01.2008 gün ve 2007/22594-2008/714 sayılı ilamı ile;
( ... Alacaklının tüketici kredisi sözleşmesine dayanarak borçlu hakkında genel haciz yoluyla takip başlatmıştır. İİK.nun 68/b madde koşullarında borçluya ihtarname tebliğ edilmiş, yasal süresi içerisinde borçlu, ihtarname içeriğine itiraz etmemiştir. Bu durumda Mahkemece anılan madde koşullarında kesinleşen borcun esasına yapılan itiraz nedenleri incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken Tüketici Mahkemesine açılacak dava sırasında tartışılması gereken hususların bu aşamada İcra Mahkemesince tartışılarak İİK.nun 68/6 ( b ) maddesine aykırı biçimde itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir... ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.
Yerel Mahkemece dava reddedilmiş; davacı vekilinin temyizi üzerine hüküm yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçeyle bozulmuştur. Mahkeme önceki kararda direnmekle bu hükmü davacı vekili temyize getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca işin esasının incelenmesine geçilmeden evvel, bozma ilamının okunmasından sonra davacının "bozmaya uyulmasını" istemesi, bozma ilamı aleyhine olan davalının ise "Bir diyeceğim yoktur. Dava devam etmektedir." Şeklinde beyanda bulunmuş olması karşısında, mahkemece direnme kararı verilip verilemeyeceği ön sorun olarak ele alınmış; yapılan oylamada davalı beyanının direnme kararı verilmesine engel nitelikte olmadığı oyçokluğu ile kabul edilerek ön sorun reddedilip, işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Davacı Citibank ile davalı asıl borçlu arasında 22.10.2006 tarihli "Citibank Kredi Kartı ve Bireysel Kredi Sözleşmesi" akdedilmiştir. Alacaklı banka 15.08.2006 tarihinde Beyoğlu 7.Noterliğinden kat ihtarını tebliğe çıkarmış; davalı borçluya 18.08.2006 ve 21.08.2006 tarihinde ev ve iş adreslerine ayrı ayrı olmak üzere tebligat gerçekleşmiştir.
26.09.2006 tarihinde alacaklı banka borçlu hakkında ilamsız takibe girişmiş, ödeme emri borçluya iki ayrı adreste olmak üzere 02.10.2006 ve 06.10.2006 tarihinde tebliğ edilmiş; borçlu 08.10.2006 tarihinde verdiği dilekçeyle, borcun tamamına ve tüm ferilerine açıkça itirazını bildirdikten sonra borcunu ödediğini , herhangi bir borcu olmadığını ve ayrıca takibe dayanak yapılan 15.08.2006 tarihli tüketici kredisi kullanmadığını, böyle bir sözleşme olmadığını ve imzalamadığını bildirmiş; ayrıca işlemiş faize, faiz oranına ve BK 84 istemine de itirazda bulunmuştur.
Takibin durması üzerine alacaklı tarafından eldeki dava icra mahkemesine itirazın kaldırılması ve icra inkar tazminatı istemiyle açılmış; mahkemece talep "davacıya gönderilen ihtarname 4077 sayılı Kanunun 10.maddesine uygun olmadığından" gerekçesiyle redle sonuçlandırılmıştır.
Davacı/alacaklı banka vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece karar sonuçta " Borçlunun ihtarname içeriğine yasal sürede itiraz etmemesi karşısında kesinleşen borcun esasına yapılan itiraz nedenlerinin incelenmesi gerekirken, Tüketici Mahkemesine açılacak davada tartışılması gereken hususların İcra Mahkemesinde tartışılmasının doğru olmadığı" Gerekçesiyle bozulmuş; mahkeme önceki kararda direnmiş; hükmü alacaklı/davacı banka vekili temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Kredi Kartı ve Bireysel Kredi Sözleşmesine dayalı ilamsız takipte borçlunun kat ihtarının tebliğine herhangi bir itirazda bulunmayıp borca, ferilerine, BK .84 istemine, takip talebinde hesaplanan işlemiş faize ve ayrıca faiz oranına itiraz etmiş olmasına göre, itirazın kaldırılması istemini inceleyen dar yetkili icra mahkemesinin 4077 sayılı Yasanın, 4822 sayılı Yasayla değişik 10 ve 10A maddelerine dayanarak itiraza konu edilmeyen hususları resen inceleme konusu yapıp yapamayacağı ve sonuçta; borçlu açısından genel mahkemede açılarak aydınlanması yargılamayı zorunlu kılan hususların alacaklı yanın itirazın kaldırılması talebine etkisinin ne olacağı noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu yönünde görüşler ileri sürülmüşse de davanın hukuki nitelikçe itirazın kaldırılması olması ve bu dava türüne bakma görevinin yasa gereği İcra Mahkemelerine ait bulunması karşısında çoğunlukça bu görüş kabul görmemiş; işin esası incelenmiştir.
Alacaklı banka, Kredi Kartı ve Bireysel Kredi Sözleşmesi uyarınca borçluya tüketici kredisi kullandırmış, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle hesabı kapatarak sözleşmeyi feshetmiş ve Beyoğlu 7.Noterliğinden gönderdiği 15.08.2006 tarih ve 23693 yevmiye sayılı kat ihtarnamesi ile hesabı kat etmiştir. Kat ihtarnamesi borçluya 18.08.2006 tarihinde tebliğ edilmiş; herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir.
Ödemenin gerçekleşmemesi üzerine borçlu hakkında icra takibine girişilmiş; borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesiyle borcun tamamına ve ferilerine açıkça itirazını bildirdikten sonra borcunu ödediğini, herhangi bir borcu olmadığını ve ayrıca takibe dayanak yapılan 15.08.2006 tarihli tüketici kredisi kullanmadığını, böyle bir sözleşme olmadığını ve imzalamadığını bildirmiş; ayrıca işlemiş faize, faiz oranına ve BK 84 istemine de itirazda bulunmuştur. Eldeki dava bu itirazın kaldırılması istemlidir.
Alacaklının, genel haciz yoluyla başlattığı takibin dayanağı Kredi kartı ve Bireysel Kredi Sözleşmesidir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun ( İİK ) 68/b maddesi koşullarında borçluya tebliğ olunan kat ihtarına borçlu, herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Durum bu olunca, kat ihtarındaki asıl alacak miktarı ve talep edilen faiz oranı kesinleşmiş; itiraz edilmeyen hesap özeti İİK.68.maddede yazılı belgelerden sayılma niteliğine dönüşmüştür.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 68/b maddesi gereğince süresinde hesap kat ihtarına itiraz edilmemesi durumunda hesap özetinin gerçeğe aykırılığı ancak borç ödendikten sonra genel mahkemede açılacak davada ileri sürülebilir. İcra mahkemesinde görülmekte olan itirazın kaldırılması davasında ise bu hususların değerlendirilmesi olanaklı değildir.
Mahkemenin tartışıp, hükmüne dayanak yaptığı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin bu davada tartışma yeri bulunmayıp, bu hükümlerin ancak Tüketici Mahkemesine açılacak dava sırasında ele alınıp tartışılması olanaklıdır.
Dar yetkili icra mahkemesinde yapılan itirazın kaldırılması davasına ilişkin yargılamada uygulama yeri olan hüküm yukarıda da açıklandığı üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 68/b maddesidir.
Burada artık mahkemece yapılacak iş; davanın hukuki nitellikçe itirazın kaldırılması olması da gözetilerek, anılan madde koşullarında kesinleşen borcun esasına yapılan itiraz nedenlerini inceleyip, sonuca varmak olmalıdır.
Hal böyle olunca, eldeki davanın bu yasal hüküm çerçevesinde incelenip sonuca bağlanması gereğine işaret eden bozma ilamına uyulması gerekirken, davanın niteliğine uygun düşmeyen gerekçelerle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı/alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 15.10.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

Saygılarımlaaaa