Mesajı Okuyun
Old 11-04-2006, 11:15   #12
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan

Sayın desarac

Eleştrilerinize büyük ölçüde katılıyorum.

Bir çok ülkede istasyonların yaşam alanlarına uzaklığı ve yüksekliği (30 Mt) belirlenmiştir. Bizde düzenlemeler hep bakanlık veya kurum taktirinde ve belirsiz.

Tek yetkili olarak kurum belirlenmeden önce çevre hukukuna dayanarak (imara aykırılık ve kirlilik) belediyeye yaptığım baş vuru kurum yetkili kılınınca kuruma gönderildi ve gelen yazıda şikayetimin incelenebilmesi için bilirkişi ücreti yatırmam istendi.

Olayı şöyle açıklayalım; örneğin Ankara Batıkent'te bir çok çarşının üzerine bu tür tesisler kurulmuştur. Bu çarşılar genellikle iki katlı çarşılardır. Yani yükseklik 6 Mt. civarı. Şikayet de böyle bir istasyon nedeni ile yapılmıştı. Şimdi düşünün. Tam evimin karşısında 6 mt. yükseklikte bir baz istasyonu. Evime uzaklığı da 12-15 Mt. civarı.

Sözkonusu istasyon bakkalın üzerinde ve mahallenin bütün çocukları her gün bakkala gidip geliyor. Tesisin yüksekliği 6 mt. insanın boyu 1.5 mt. ortalama desek insanlar 4-5 mt. den elektronik bombardımana tabi tutuluyorlar.

Telgrafla ihtar çektim. Sadece radyoaktif paratoneri söktüler.

İmza toplayıp belediyeye başvuruda bulundum. Yukarıda anlatılan olay gerçekleşti.

Araştırdığımda bilirkişi incelemesi yapılabilmesi için oldukça yüksek ücretlerin talep edildiği, bir kısım komplex cihazlarla ölçüm yapılacağı şeklinde bilgi edindim ama bu bilginin doğruluğundan emin değilim.

Sonuç olarak baz istasyonlarının kurulmasında her türlü kolaylık gösteriliyor ama karşı çıkıldığında tüm yükler karşı çıkana yükleniyor. Çabanın engellenmesi için elden gelen her şey yapılıyor. Yani atasözünde belirtildiği gibi köpekler serbest taşlar bağlı.

Sonuç olarak sanırım sadece bize çevre hukukuna dayanarak görsel çirkinlik, elektronik ve benzer kirlilik nedeni ile dava açmak kalıyor. Tabi uğraşmak gene bizim işimiz.

Görev konusuna gelince;
Bence istasyonun idare ile yapılan bir sözleşmeye dayanılarak kurulması halinde de sonuç değişmeyecektir. Görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olacaktır. Çünkü sizin açacağınız dava sözleşmeye değil yaşam alanınıza haksız müdahaleye dayanacaktır. Siz bu müdahalenin giderilmesini isteyeceksiniz. Onların arasında sözleşme olması durumu değiştirmez. Bence karşı taraf da şirket olacaktır. Müdahaleyi yapan odur. Bunun yapılmış bir sözleşmeye dayanması haksız olma niteliğini ortadan kaldırmaz.

Ancak iznin veya kira sözleşmesinin iptalini düşünürseniz idare mahkemesi yetkili olabilir.

Saygılarımla.