Şiddetin Ev Hali “Kadına Yönelik Şiddet ve Ayrımcılık”
İstanbul üniversitesi Sosyal Politika ve Sosyal Çalışma bölümünün düzenlediği panelde Budak, Padar, Haçısalihoğlu, Yirmibeşoğlu ve Kayar, uygulanmada direnç var, kadın şiddet görmeden önlem alınmalı dedi.

İstanbul Üniversitesi Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı Sosyal Politika ve Sosyal Çalışma Yüksek Lisans Bölümü, "Şiddetin Ev Hali, Kadına Yönelik Şiddet ve Ayrımcılık" panelini Siyasal Bilgiler Fakültesinde düzenledi. Panelistler kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve ayrımcılık konusundaki düzenlemelerin uygulamasında yaşanan sorunları, merkezi ve yerel yönetimlerin üzerine düşen görevleri anlattılar.

Kadınlara Hukuki Destek Merkezi'nden (KAHDEM) avukat Habibe Yılmaz Kayar, şiddete uğrama ihtimali olanların Aile Mahkemesine başvurmasını, hakimin sahip olduğu geniş yetkilerle gerekli önlemleri alması gerektiğini söyledi. Yasal olarak şiddeti uygulayanın evden uzaklaştırmasının sorunu çözmediğini, kolluk güçlerinin gerekli takipleri yapmadığını söyledi.

Kayar, ayrıca şiddetin günün her saatinde yaşandığı halde aile mahkemelerinin sadece mesai saatlerinde şiddet dosyalarına baktığını söyledi, geceleri ve haftasonları için nöbetçi savcı önerdi.

Aile İçi Şiddete Son Kampanyası adına konuşan Neşe Hacısalioğlu, 2007 yılında acil yardım hattı açtıklarını yedi gün 24 saat çalıştıklarını anlattı. Yurtdışından da arandıklarını söyleyen Hacısalihoğlu, trenle 40 ili dolaşarak kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık konusunda farkındalık eğitimleri verdiklerini belirtti. Hacısalihoğlu, "aile içi şiddet mağdurlarının korunması ve gözetilmesi gerektiğinin farkında olan yöneticinin yok".

İstanbul Valiliği'nden avukat Vildan Yirmibeşoğlu, İstanbul'da jandarma bölgesi de dahil olmak üzere 2009'da 15 bini aşkın kadına yönelik şiddet olayının gerçekleştiğini söyledi. Yirmibeşoğlu, devlet içinde iki farklı grubun olduğunu, bir grubun kadına yönelik şiddetin önlenmesinde çaba gösterirken diğer grubun ise direnç gösterdiğini söyledi. Valilik olarak belediyelerle birlikte yaptıkları toplantıyı anlatan Yirmibeşoğlu, birkaç belediye dışında sığınma evinin olmadığını söyledi.

Kadıköy Belediyesi'nden Dilsaz Padar, Kadıköy'de yaptıkları çalışmaları anlattı. Padar, "belediyelerin gelirleri merkezi yönetim tarafından belirleniyor, yerel yöneticinin tercihine göre sosyal hizmetlerin yapılıyor"

Kayar, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde ilk seçeneğin şiddet yapanın evden uzaklaştırılması, ikinci seçeneğin ancak sığınma evleri olması gerektiğini söyledi.

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'ndan Fatma Mefkure Budak, yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi vererek sığınma evlerinde kadınlarla birlikte başka bir yaşam kurmayı deneyimlediklerini vurguladı.

Kadına yönelik şiddette yasalar ve uygulamayla birlikte zihniyetin de değişmesi gerektiği vurgulandı. (İP)
İkbal POLAT polat@bianet.org
İstanbul - BİA Haber Merkezi18 Aralık 2009, Cuma