Mesajı Okuyun
Old 13-01-2008, 17:44   #10
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan dadaş
Verdiğiniz bilgiler için tesekkur edıyorum.Toparlayacak olursak satış memurunu sonradan hisse satın alan tüzel kişiliğin tapuda malik olduğunundan haberdar edip o konuya dikkatini çekmek ve satışa dahil etmek,itirazı direk sulh hukuk mahkemesine yapmak olacaktır.Zira karar mahkemeden çıktı.Satış dosyasından sorumlu kişi sulh hukuk yazı işleri müdürü.Bulunduğum yerdeki adliyede tek icra dairesi var.sulh hukuk mahkemesi icra tetkik mercii olarak da görev yapıyor.Ayrıca icra tetkik yok.Bu sebeple ben itiraz ederken direk sulh hukuk mahkemesine itiraz edeceğim.Yani icra tetkik mercii sıfatıyla sulh hukuk mahkemesine diye itiraz etmeyeceğim değilmi?


Alıntı:
izaleyi şüyu davasında iki müvekkilim var.biri zaten en bastan berı hıssedar olan gercek şahıs.Diğeri ise tüzel kişilil.Başka bir paydastan hisse satın alıyor dava bittikten sonra.


Öncelikle sorudan anladıklarımı yazayım:

1- Ortaklığın giderilmesi davası kesinleşmiştir.

2- Dava açıldığında, mahkeme tarafından tapu müdürlüğüne taşınmaz hakkında ‘ortaklığın giderilmesi davası açıldığına dair şerh’ koyulması için müzekkere yazılmamıştır.

3- Temyiz aşamasında, 3 üncü kişi(Şirket) bir paydaşın payını satın almış ve tapuya tescil edilmiştir.

4- Taşınmaz henüz satış aşamasında olup henüz ihale yapılmamıştır.

Şimdi ise yorumlarımı yazmak istiyorum:

1- Yukarıda 2 nci maddedeki müzekkereyi, dava başında tapu müdürlüğüne göndermeyen mahkeme sayesinde bu kargaşa yaşanmaktadır.

2- Kararı sulh hukuk mahkemesi verdiği ve satış için y.işleri müdürünü tayin ettiği için, itirazlar da sulh hukuk mahkemesine yapılacaktır.

3- Mahkeme ortaklığın giderilmesi kararından sonra dosyadan elini çekmiş olduğu için, geriye dönük olarak herhangi bir karar veremeyecektir.

5- Mahkeme, kararını tesis ederken dava tarihindeki paydaşları gözeterek tesis etmiştir. Dolayısıyla karardan sonra hisse alan şirket kararda taraf olarak görünmemektedir.

6- Satış memuru kararı aynen uygulamakla yükümlüdür. Bu nedenle ilamda yer almayan fakat sonradan hisse satın alan şirketi paylaştırmaya dahil edemez. Aksine görüş belirten üyelere katılmıyorum.

7- Olası bir ihalenin feshi davasında da taraflar, ilamdaki taraflar olacaktır. Çünkü satış işlemleri ilamın devamı niteliğindeki merasimdir.

SONRADAN PAYDAŞ OLAN ŞİRKETİN HUKUKİ DURUMU:

1- Soru sahibi ısrarla zaman kazanmaktan söz etmektedir(Hukuku dolanmak olarak nitelemediğim için ilgili bölümü silmedim).

2- Payı satın almış ama şuf’a ile ilgili merasime uymamıştır.

3- Ortaklığın giderilmesi davasından habersiz olması düşünülemez. Çünkü taşınmaz üzerinde muhdesat sahibidir. En azından keşif sırasında davayı öğrenmiş olmalıdır.

4- Yukarıda saydığım nedenlerle 3.kişi(Şirket) iyiniyetli sayılamaz. Bu nedenle TMK 1023 üncü maddenin koruması altında olamayacaktır. 1024 ve devamı maddelerinin uygulanması sözkonusu olabilecektir.


Saygılarımla