Mesajı Okuyun
Old 20-03-2012, 13:15   #8
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/14395
K. 2006/1231
T. 9.2.2006
• HAVALE İŞLEMİNİN YANLIŞ HESABA YAPILMASI ( Hesap Üzerinde İhtiyati Haciz Kararı Bulunması Nedeniyle Paranın Bloke Edilmesi - Havale Edilen Para Davalı Hesap Sahibinin Tasarrufuna Geçmediği ve İcra Dosyasına da İntikal Etmediğinden Davalının Sebepsiz Zengileştiğinden Söz Edilemeyeceği )
• SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME ( Üzerinde İhtiyati Haciz Kararı Bulunan Banka Hesabına Yanlışlıkla Havale İşlemi Gerçekleştirilmesi - Para Hesap Sahibinin Tasarrufuna Geçmediği ve İcra Dosyasına da İntikal Etmediğinden Sebepsiz Zengileşmeden Söz Edilemeyeceği Para ve Faizinin İstenemeyeceği )
818/m. 61
ÖZET : Haciz devam ettiği süre içinde de tasarruf yetkisi kendisinde olmayan davalıdan paranın ve faizinin istenmesi mümkün değildir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 12.02.2004 tarih ve 2002/1751-2004/52 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı şirket vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 17.02.2006 günde davacı avukatı Necdet Konuk ile davalılardan Anadolu Deniz Ltd. Şti. avukatı Şeyda Özer gelip, diğer davalı taraf tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin ticari ilişkisi bulunduğu Sonduik Ltd. Şti.nin Garanti Bankası Pendik Şubesinde bulunan 6200154 nolu hesabına Sonduik olarak muhatabın adını doğru yazmasına rağmen hesap numarasında yanılarak 6200101 yazmak suretiyle internet ortamında havale çıkardığını, bu numaralı hesabın, müvekkilinin hiçbir ticari ilişkisi bulunmayan davalı şirkete ait olması nedeniyle havale tarihinden bir gün önce intikal eden ihtiyati haciz kararı nedeniyle davalı şirketin iade talebine rağmen müvekkiline iade edilmediğini ileri sürerek, yanlışlıkla davalı şirket hesabına geçen 5.000.000.000 TL.nın ihtiyati haciz muhatabı davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar vekili, tamamen davacının hatasına dayalı olarak yapılan işlem sonucu müvekkilinin hesabına uygulanan ihtiyati haciz nedeniyle elkonulan havale bedelinden müvekkillerinin sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, yanlışlıkla gönderilen havale bedellerinin davalının hesabına yatırılmasında davalının kusur yada kasdı yok ise de, yatırılan tutar kadar davalı şirketin nedensiz zenginleştiği gerekçesiyle davalı şirket hakkındaki davanın kabulüne, diğer davalı açısından husumetten reddine karar verilmiştir.

Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir.

Dava, aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmayan davacının parasının, internet bankacılığı yolu ile hataen davalının hesabına havale edilmesi sonucunda, anılan hesaba dava dışı 3 üncü şahsın koydurduğu ihtiyati haciz nedeniyle bloke konulmasına dayalı istirdat ve faiz istemine ilişkindir.

Taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı konusunda uyuşmazlık yoktur. Davacı, dava dışı alacaklısının hesabına havale gönderecek iken hataen hesap numarasını yanlış yazmış olması nedeniyle davalının hacizli hesabına para gelmiş ve hesap blokeli olduğundan davacının ve davalının iade taleplerine rağmen bankaca bir işlem yapılamamıştır. Hesap hacizli ve para blokeli olduğundan davalının hesabındaki bu paradan tasarruf yetkisi yoktur. O halde davalıdan eyleminden kaynaklanmayan havale sonucunda gelen paranın, aslı ve faizinin davalıdan tahsiline ilişkin karar yerinde değildir. Zira, havalenin geldiğini öğrenmesi üzerine davalı derhal bankayı uyararak paranın havale göndericisine iadesini istemiştir. Davalının hesabına gelen para, dava dışı bankanın davalı aleyhine aldığı ihtiyati haciz kararı ile bloke olarak tutulduğundan hukuki olarak ihtilaflı hale gelmiştir. Yani, para bloke nedeniyle davalının tasarrufu altına girmediği gibi, dava dışı alacaklının temin ettiği ihtiyati haciz kararı ile de alacaklı tasarrufuna geçmemiş, bloke olarak bankada kalmıştır.

Mahkemece, bloke hesapta bekletilen para ile davalının itirazlıda olsa hacizli bir borcunun kapatılarak nedensiz zenginleştiği kabul edilmiş ise de, bu konuda yeterli bir inceleme yapılmamıştır. Dosyaya sunulu Garanti Bankası'nın yazısında paranın bloke hesapta tutulduğu anlaşılmaktadır. Henüz icra dosyasına intikal etmemiştir. Nitekim, temyiz dilekçesine ekli İstanbul 6 ncı İcra Müdürlüğü'nün 2001/34154 esas sayılı dosyasına istinaden 26.10.2004 tarihinde banka şubesine yazılan yazı ile haczin fekkedildiği bildirilmiştir.

Havale edilen para hiçbir zaman davalının tasarrufuna geçmediği gibi icra dosyasına da intikal etmediğinden davalının sebepsiz enginleşmesinden sözedilemez. Haciz devam ettiği süre içinde de tasarruf yetkisi kendisinde olmayan davalıdan paranın ve faizinin istenmesi mümkün değildir. Olsa olsa haciz alacaklısının taraf olduğu bir davada paranın borçluya ait olmadığı iddia edilebilir. O halde mahkemece, bu hususlar dikkate alınmadan yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, takdir edilen 450.00 YTL. duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.02.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.