Mesajı Okuyun
Old 18-01-2007, 15:44   #1
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan 6 YTL borcunu ödemeyen Türkiye, AİHM'de 500 avro tazminata mahkûm oldu

6 YTL borcunu ödemeyen Türkiye, AİHM'de 500 avro tazminata mahkûm oldu

18/01/2007
ERTUĞRUL MAVİOĞLU

İSTANBUL - 6 lira yedi yıl içinde 500 avro kazandırır mı? En cevval ticaret erbaplarının bile gülüp geçeceği bu soruya İzmirli avukat Senih Özay, "İşin içinde devletin kural tanımazlığı varsa olur" yanıtını veriyor.

6 YTL'yi 500 avroya (yaklaşık 950 YTL) dönüştüren ilk gelişme, Burhan Özfatura döneminde İzmir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü'nde (İZSU) görevli mühendis Muammer Krant'ın Menemen'e sürgün edilmesiyle oldu. Sürgünü hazmedemeyen Krant, Bergamalı köylülerin mücadelesinde hak ihlallerine karşı tahammülsüzlüğüyle ünlenen avukat Senih Özay'ın kapısını çaldı. "Kararı durdurmak için ne gerekiyorsa yap" dedi. Özay, İzmir 3. İdare Mahkemesi'ne başvurdu ve tayinin iptali için dava açtı. Mahkeme 25 Mart 1996'da Krant'ın görevine iade edilmesi ve Özay'a vekâlet ücreti olarak 5 YTL, dava ücreti olarak da 1 YTL 15 kuruş ödemesine karar verdi. Bu aşamadan sonra 6 YTL 15 kuruş alacağın peşine düşen Özay, "Başkalarına komik gelebilir ama, bir hukukçu olarak başkalarının haklarını savunurken göz göre göre kendi hakkımı çiğnetemezdim" diyor.

Mahkeme kararı vardı ama, Özay alacağını tahsil edemiyordu. Haciz yoluna gitmesi de olanaksızdı. İcra İflas Yasası'nın 82. maddesindeki "Devlet malları haczedilemez" kuralı haciz işleminin önündeki en önemli engeldi.
Özay, 1983 yılına kadar 6 YTL alacağını tahsil etmek için defalarca dilekçe yazdı ama sonuç alamadı. Sonunda konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıdı. Özay, adil yargılama ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini savunarak 5 bin avro tazminat talebinde bulundu.
AİHM'de '64 avroluk' diye tanımlanan bu davanın kabul edilmesinin ardından devlet, ne borcunu ödedi ne de dostane çözüm önerdi. Devletin AİHM'ye yaptığı savunmada ise davanın iç hukuk yolları tüketilmeden AİHM'ye taşındığı belirtildi ve 64 avronun küçük bir para olduğundan dem vurularak "Davacının yedi yıldır bu alacağını nasıl tahsil edemediği anlaşılamadı" denildi. Savunmada, 5 bin avro talebinin çok yüksek olduğu da ifade ediliyordu.

Davayı inceleyen AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'deki adil yargılama ilkesinin ihlal edildiğine karar verdi. Dün açıklanan karara göre devlet, Özay'a 500 avro tazminat ödeyecek. Mahkemenin kararında İcra İflas Kanunu'nun 1930, Belediyeler Kanunu'nun da 1933 yılında yürürlüğe girdiği anımsatılarak, bu eski kanunlara dayanılarak hukuk kurallarının ihlal edilmesi de eleştirildi.

Karara sevinen Özay, "Müvekkilim Krant emekli oldu, ben ise hâlâ paramı alamadım. Benim durumumda çok sayıda avukat var. Bu karar onlar için de emsal olacak" dedi. Tazminatın Özfatura'ya rücu edilmesini öneren Özay, "İcra İflas Kanunu elimizi kolumuzu bağlıyordu ama şimdi AİHM'nin aldığı bu karar kamuyu yeni bir seçime zorlayacak" diyor.

Kaynak: http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=210422