Mesajı Okuyun
Old 23-04-2009, 17:01   #14
gencerx07

 
Varsayılan

YÜKLENİCİLERİN İDARE NEZDİNDE TAHAKKUK ETMİŞ VEYA EDECEK ALACAKLARINDAN DOLAYI BİRDEN FAZLA HACİZ BİLDİRİMİ VE TEMLİKNAMELERİN İNTİKALİ HALİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR HK.

Tüm Metin


METIN 1 -

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü

SAYI : B.07.0.BHM.0.00/4394-11609 KONU: Yüklenicilerin idare nezdinde tahakkuk etmiş veya edecek alacaklarından dolayı birden fazla haciz bildirimi ve temlik- namelerin intikali halinde dik- kat edilecek hususlar Hk.



İÇ GENELGE Sıra No : 30



Genel Bütçe içerisinde yer alan idareler ile Katma Bütçeli Kurumlara iş yapan yüklenicilerin bu işlerinden dolayı, tahakkuk etmiş veya edecek alacaklarıyla (istihkakları-hakedişleriyle) ilgili olarak, İcra ve İflas Daireleri, Vergi Daireleri (Tahsil Daireleri), Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü vs.tarafından intikal ettirilen haciz bildirimleri ile aynı alacakların kısmen veya tamamen devrine ilişkin temliknamelerin yüklenici veya temlik lehtarı tarafından ibraz edilmesi nedenleriyle; Saymanlık Müdürlüklerinde, tahakkuk etmiş alacağın hangi alacaklıya ve hangi miktarda ödeneceği hususunda duyulan tereddütlerin giderilebilmesi için, Bakanlığımızdan konu hakkında sık sık görüş istenmektedir.

Uygulamada birliğin sağlanması, sağlıklı bir sıralama ve ödeme yapılabilmesi amacıyla; yaptıkları işlerle ilgili olarak yüklenicilerin doğmuş veya doğacak alacakları üzerine, merciileri (kurumları) veya alacaklıları tarafından intikal ettirilen birden fazla haciz bildirimi veya temliknamelerin bulunması halinde, dikkat edilecek hususlar ve yapılması gereken işlemler, doktrin ve mahkeme kararları çerçevesinde aşağıda açıklanmıştır.

1-GENEL OLARAK

Bilindiği üzere; Kanun veya akit ile veya işin mahiyeti icabı yasaklanmadıkça, borçlunun rızasını aramaksızın alacaklı, alacağını üçüncü bir şahsa temlik edebilir (B.K.m.162/1).Temlik işleminin geçerli olması için, yazılı şekilde yapılması yeterlidir (B.K.m.163).Yani, temlik için aranan yazılı şekle, alacağı devralanın (temellük edenin) katılmasına gerek yoktur.Yazılı temlik beyanının (devir beyanın), alacağı devreden (temlik eden) tarafından imzalanması aranan şekil şartının gerçekleşmesi için yeterlidir.Temlik akdi yapılır yapılmaz alacak devralana geçer. Yazılı şekilde yapılan temlik, kazandırıcı nitelikte bir tasarruf işlemi olarak, alacağın bütün yan ve öncelik hakları ile birlikte, temliknamenin düzenlendiği andan itibaren yeni alacaklının (temellük edenin) malvarlığına girmesi sonucunu doğurur.Bu geçiş, alacağa bağlı olan, bütün imtiyazlar ve fer'i haklarla beraber vukubulur (B.K.m.168). Bu sebeple de, geçerli bir temlik işleminden sonra temlik edenin alacaklıları artık bu alacağa dokunamazlar, aksine devir alanın alacaklıları onu hacz ettirme imkânına kavuşurlar. Borçlu, temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu def'ileri, temellük edene karşı dermeyan edebilir (B.K.m.167/1); aidiyeti çekişmeli bir alacağı tediyeden imtina ederek mahkemeye tevdi ile borçtan beri olur (B.K.m.166/1). B.K.'nun 166/1 deki bu hüküm, B.K.'nun 95 nci maddesindeki genel hükmün özel bir uygulanmasıdır; bu nedenle oradaki anlamıyla gözönünde tutulmalıdır. Borçlu, alacağın çekişmeli olduğunu bildiği halde ödemede bulunursa, tehlike ve hasarı kendisine ait olur (B.K.m.166/1).Bu durumda; gerçek alacaklıya karşı ödeme borcundan kurtulmayıp ona karşı yeni bir ödemede bulunma zorunluluğunda kalır.

Diğer yandan, sigorta primlerinin yüklenicilerin hakedişlerinden mahsubu yapılmak suretiyle alıkonularak ödenmesi esastır. Kurumun alacağı, Devlet alacağı derecesinde imtiyazlıdır. Hacizde, iflasta ve konkordatoda amme alacaklıları gibi işlem görür. Üçüncü kişiler tarafından haczedilen mallara, prim alacağı içinde haciz konulması halinde, İİK'nun 100.maddesindeki şartlar aranmaksızın önceki hacze iştirak eder ve satış bedeli aralarında garameten taksim olunur.

Bakanlığımız Gelirler Genel Müdürlüğünün bir İç Genelgesinde; "Borçlu mükelleflerin kamu kurum ve kuruluşlarından hak ve alacağı bulunup bulunmadığı hususunda alacaklı vergi dairesi ile saymanlıklar arasında yapılacak işlemler belirlenmiş; saymanlıklarca hak sahiplerine ödeme yapılmadan önce hak sahibinin bağlı bulunduğu vergi dairesi ile irtibat kurulması gerektiği, amme alacağının haciz yolu ile tahsil aşamasında bulunup bulunmadığına özellikle dikkat edileceği" hususları vurgulanmıştır.

İİK'nun 100 ve 101 nci maddeleri hükümlerinde hacze adi ve imtiyazlı iştirakin koşulları belirtilmiş; 6183 sayılı Kanunun 21 nci maddesinde de "üçüncü şahıslar tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden evvel o mal üzerinde amme alacağı içinde haciz konulursa bu alacağında hacze iştirak edeceği ve aralarında satış bedelinin garameten taksim edileceği, rehinli alacaklıların haklarının mahfuz olduğu; ancak, gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi eşya ve gayrımenkulün aynından doğan amme alacaklarının o eşya ve gayrımenkul bedelinden tahsilinde rehinli alacaklardan evvel geleceği" öngörülmüştür. Ancak; kamu alacağından dolayı konulan hacze, borçlunun diğer alacaklıları daha sonra koydukları hacizle aynı derecede iştirak edemezler. Bunlar İİK.'nun 100.maddesindeki belgelere sahip olsalar bile kamu alacağından dolayı konulan hacizlere iştirak etmeleri mümkün değildir, ancak kamu alacağından artacak paralardan alacaklarını alabilirler. 6183 sayılı Kanun'un 21/2 nci maddesinde yukarıda açıklandığı üzere, bazı şartlarda kamu alacağının hacze iştirak edebileceği hükme bağlanmış, üçüncü kişiler için böyle bir iştirakten söz edilmemiştir.

Bu durumda; yüklenici- takip borçlusunun tahakkuk eden hakediş tutarı, tüm alacaklıların alacağını ödemeye yetmezse, ilk haczi koyan icra dairesince bir sıra cetveli yapılması ve tüm alacaklılara tebliğ edilerek kesinleşmesi gerekir (İİK.m.140, 141). Sıra cetveli yapma görevi, ilk haczi koyan icra müdürlüğüne ait olup (talimat yolu ile uygulanmış olsa bile talimatı veren icra dairesi) üçüncü kişi veya idare, hangi icra dairesine ödeme yapacağını belirleyemez.Bilimsel eserlerde, uygulamada görüldüğü üzere, takip borçlusunun borçlusu durumundaki üçüncü şahıs idarelerin (kurum veya kurumların) nezdindeki istihkakları, hacizlerin konuluş tarihlerine göre icra dosyalarına sırasıyla yaptıkları tevziin yasaya uygun olmadığı belirtilmiştir.

Yargıtay'ın bir kararında da, İİK.m.89 hükmüne göre konulan hacizler dolayısıyla İİK. 140 ncı maddesi uyarınca hacze iştirak derecelerinin düzenlenmesinin zorunlu olduğuna karar verilmiş; aynı kararda, sıra cetvelinin ne surette yapılacağı yöntemince açıklanmıştır. Öteyandan; öncelikle, uygulanması istenen haciz bildirimleri ile temliknamelerin dayanağını oluşturan bilgi ve belgelere göre incelenmesi
(-temlik işleminin kanun, sözleşme veya işin mahiyeti itibariyle yasaklanıp yasaklanmadığı,
-temsilci vasıtasıyla düzenlenen temlik işlemlerinde temsil yetkisinin bulunup bulunmadığı, temliknamenin yüklenilen işe ve alacağın tamamına veya bir kısmına ilişkin olup olmadığı,
- muhtelif tarihlerde uygulanan ve kesinleşen ihtiyati hacizler varsa, öncelikle ilk haczin, yani, bu hacizler arasında ilk önce kesin hacze dönüşen ihtiyati haczin yöntemince yapılan ve kesinleşen sıra cetvelinin ibraz edilip edilmediği gibi hususların tesbit edilebilmesi için bu değerlendirilmenin yapılması) zorunludur.

II-UYGULAMA
Yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde, yüklenici- takip borçlusunun tahakkuk etmiş alacağı, bütün takip alacaklıları ile temlik lehtarlarının alacaklarını karşılamaması ve ilk haczi uygulayan icra dairesi tarafından yapılmış ve kesinleşmiş bir sıra cetveli bulunmaması durumunda:

a) Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından uygulanan haciz önce ise; idarece tüm bilgi ve belgeleri eşliğinde ilk haczi uygulayan icra dairesinin (vergi dairesinin haczinden sonra ilk haczi uygulayan) bulunduğu mahal Muhakemat Müdürlüğünden veya Hazine Avukatlığından İİK.'nun 140 ncı maddesi dairesinde sıra cetveli yaptırılmasının istenmesi,

b)İlk haciz Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından konulmadığı takdirde, ilgililerinden (diğer haciz ve temlik alacaklıları) ilk haczi uygulayan icra dairesinden sıra cetveli yaptırılmasının sağlanmasının istenilmesi,

c) (Her iki halde de) İlk haczi uygulayan icra dairesince yöntemi dairesinde yapılacak ve tüm alacaklılara tebliğ edilecek sıra cetveli kesinleştiği takdirde, tahakkuk eden yüklenici hakedişinin sıra cetveli dairesinde alacaklılara paylaştırılmak üzere, sıra cetvelini düzenleyen icra dairesine tevdi edilmesi,

d) Yöntemi dairesince düzenlenen ve tüm alacaklılara tebliğ edilerek kesinleşen bir sıra cetveli sağlanamadığı takdirde de; idarenin, ödeme yapacağı alacaklılar ile alacakların sırası hususunda duyduğu tereddüt haklı ve yerinde görüleceğinden, Muhakemat Müdürlüğü, Hazine Avukatlığı veya kendi hukuk birimi (Katma Bütçeli idareler) ile işbirliği yapılmak suretiyle, B.K.95 ve 166/1 nci maddeleri (yerine göre) hükümleri gereğince görevli sulh hukuk mahkemesinden tüm bilgi ve belgeleri ilişiğinde tevdi mahalli tayini yoluna gidilmesi; mahkemesince talebin kabulü halinde, kararın birer örneği eşliğinde tüm alacaklılara keyfiyetten bilgi verilmesi,
gerekmektedir.
Bilgi ve gereğinin buna göre ifasını, Genelgemizin İlinize bağlı ilçelerin Malmüdürlüklerine (Hazine Avukatlıklarına) duyurulmasını rica ederim.

Metin Özşahin Baş Hukuk Müşaviri ve Muhakemat Genel Müdürü V.



DAĞITIM : Gereği için : Muhakemat Müdürlüklerine

1 Tekinay Borçlar Hukuku sh:318-331 ve Y.11.HD. 15.3.76 T. 1976/1504 E. 1976/1335 K (..Yargıtay ilâmında belirtilen gerektirici sebeplerle ve davacı dava ikamesinden sonra alacağını ahara devir ve temlik ettiği takdirde müddeabih üzerinde bir hakkı ve davada sıfatı kalmıyacağına ve temlik eden kişi dava hakkını uhdesinde ipka edebileceği halde, olayda bu yola gitmemiş olmasına rağmen, dava hakkının, yani aktif husumetin mahkemece re'sen gözönünde tutulmasında kanuna aykırı bir cihet bulunmamasına göre…).

2 Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt:II, Prof.Dr.F.N.Feyzioğlu sh:662.

3 Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt:II, Prof.Dr.F.N.Feyzioğlu sh:655.

4 506 S.K.m.83.

5 4792 S.K.m.21.

6 Y.19.HD.3.2.91 T.30 E.25 K.(4792 Sayılı İşçi Sigortaları Kurumu Kanunun 21/2 maddesine göre, kurum alacağı, Devlet alacağı dairesinde imtiyazlıdır.Hacizde, iflâsta ve konkordatoda amme alacakları gibi işlem görür.Üçüncü kişiler tarafından haczedilen mallara, prim alacağı içinde haciz konulmuş ise, İ.İ.K.'nun 100 ncü madesindeki şartlar aranmaksızın hacze iştirak eder, satış bedeli garameten taksim edilir).

7 Aynı karar

8 29.09.93 Tarih ve B.07.0.GEL.0.16/776-202-61056 sayılı Seri No:1993/6 sayılı İç Genelge.

9 Y.İİD.28.4. 66 T.4723 E. 4543 K..(Olgaç, S. İcra İflas, C.I.1974, sh.888 ), Y.İİD.20.9.66 T. 8754 E. 4949 K. (Olgaç, S.İcra İflas, C.I, 1974, Sh.890), Y.19.H.D. 14.4.94 T.2277 E. 3783 K. (…..Davalı Vergi Dairesine ve hem de Tapu Memurluğuna tezkereler yazılarak hacizli taşınmaza davalı Vergi dairesince satıştan önce usulen haciz tatbik edilip edilmiş olup olmadığı araştırılıp, bu husus kesin surette saptanarak, şayet hiç haciz konulmamış ise bilirkişi raporundaki görüşe itibar edilerek karar verilmek, davalı Vergi Dairesince haciz konulup haczi davacının haczinden önce ise davayı redetmek, sonra ise bu defa 6183 S.K.nun 21/f.2.maddesi gözetilerek tarafların 1.sıraya garameten iştirak edeceklerine karar verilmek gerekir.

10 Sıra Cetveli, A.Deynekli-S.Kısa, sh:55)

11 Y.12.HD.3.10.90 T.1057 E. 9492 K. (Sıra cetveli ilk haczi uygulayan icra dosyasından yapılır.)Y.19.HD.2.4.1996 T. 1761 E. 3269 K .(Sıra cetvelinin düzenlenme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir).

12 Y.19.HD.28.2.95 T. 232 E. 1724 K.(İlk haczi talimat icra dairesi koymuşsa sıra cetvelinin bu dosyanın esas icra dairesince düzenlenmesi gerekir).Y.19.HD.2.4.96 T.1761 E. 3269 K. (Haczin talimatla uygulanması halinde sıra cetveli düzenleme yetkisi asıl takibin yapıldığı yer icra dairesindir).


13 Ankara 12.İcra Hakimliği 13.4.99 tarih ve 1999/165 E. 1999/210.(Sıra cetveli yapma işi icra müdürlüklerine aittir.Üçüncü kişi hangi icra dairesine ödeme yapacağını belirleyemez).

14 Hacizde ve İflasta Sıra Cetveli, A.Deynekli, Av.S.Kısa, Sh:46)

15 Y.19.HD.21.3.95 T. 1870 E. 2577 K.(….Sıra cetveli düzenlenmesinde öncelikle haczin kiralıyan sıfatını haiz borçlunun 3.kişideki hasılat payı üzerine konulduğu dikkate alınmak suretiyle, İİK.'nun 89.maddesi uyarınca yöntemine uygun olarak ilk (kati) haciz saptanmalı ve sıra cetveli, ilk haczin konulduğu dosyadan yapılmalıdır.Toplanan bilgilerin ışığında; ilk hacze iştirak sorunun, ihtiyati hacizler varsa İİK.'nun 268.maddesi, kamu alacağı niteliğindeki S.K.K.alacaklarının 6183 sayılı Yasanın 21.maddesi ve diğer alacaklılarında İİK'.nun 100.maddesi hükmünde belirtilen ilkeler ve koşullar doğrultusunda çözümü gerekir.Sıraların belirlenmesi, derecelerin tayinininden sonra gelen aşama olup, bu durumda alacağın niteliği önem kazanır.Bu nedenle aynı derece içinde farklı nitelikteki alacakların yer alması halinde, sıralamanın İİK.'nun 206.maddesine göre yapılması ve işçi alacaklarının imtiyazlı miktarının belirlenmesinde İİK.'nun 206.ve 140/son maddesi hükümleri birlikte göz önünde tutulmalıdır.Diğer taraftan, borçlu ile 3.kişinin Hasılat Kirası Sözleşmesinin 5 yıllık bir süreci kapsaması ve ödemelerin de 15 günlük dönemlerde yapılması karşısında mahcuz alacağın müstakbel alacak niteliğinde olması da dikkate alınmak gerekir.İİK.'nun 100.maddesi uyarınca mahcuz hakkında (alacak) tutarı vezneye girinciye kadar iştirak imkanı mevcut olduğundan, iştirak sürelerinin bitim tarihine göre, her defasında yeni iştiraklerin bulunup bulunmadığının araştırılması ve varsa mevcut sıra cetvelinin, paranın paylaştırılması hükmüne tesir edip etmeyeceğinin belirlenmesi gerekir.Yukarıdaki ilkeler gözetilerek sıra cetvelinin düzenlenmesi gerektiğinden, sonucu itibariyle doğru olan sıra cetvelinin iptali kararının onanması gerekmiştir.

16 Y.19.HD.1.11.95 T. 1995/84 73 E. 1995/9077 K.(Sıra cetveli, ilk hacze iştirak edebilecek hacizler dikkate alınarak düzenlenir.Bu nedenle, muhtelif tarihlerde uygulanan ve kesinleşen ihtiyati hacizler arasından öncelikle, ilk haczin tesbiti gerekir.Bu hacizler arasında ilk önce kesin hacze dönüşen ihtiyati haciz, ilk haczi kabul edilmeli ve bu hacze iştirak edebilecek hacizler İİK.nun 268.maddesine göre belirlenmelidir.



17 1086 sayılı HUMK.'nun değişik 8.maddesinin II.bendi 4.maddesi hükmü.