Mesajı Okuyun
Old 25-04-2011, 21:57   #4
Av.Serkan DAĞDEVİREN

 
Varsayılan

Davaya süresinde cevap verilmemesi davanın inkarı olarak yorumlanmaktadır.İnkar ise ileri sürülen maddi vakıalara ilişkin olup vakıanın inkar edilmesidir.
Bu durumun usul hukuku açısından bazı sonuçları vardır.
Davayı inkar eden yani davaya süresinde cevap vermeyen
ve bu sebeple münkir addedilen taraf ancak inkar doğrultusunda savunma yapabilir ve sadece inkara ilişkin delil sunabilir.
Bunun dışında ileri sürülecek savunma "savunmanın genişletilmesi yasağına" tabidir.Dolayısıyla münkir addedilen taraf süresinden sonra verdiği dilekçesinde
savunmanın genişletilmesi itirazı ile karşılaşırsa
usul hukuku hükümleri gereğince bu itirazın kabul görmesi
gereklidir.

örnek olarak satım akdine dayalı açılan alacak davasında
davalı taraf davaya süresinde cevap vermediği takdirde esasında satım akdinin varlığını ve alacak iddiasını inkar
etmiş demektir.Bu durumda davalı yan daha sonra satım aktini kabul ederek buna ilaveten satışa konu emtianın ayıplı olduğunu bu sebeple bakiye satış bedelini ödemekten imtina ettiğini ileri süremeyecektir diye düşünüyorum.zira davaya süresinde cevap verilmemesi sebebiyle davalı taraf münkir duruma düşmüş yani davayı inkar etmiştir.O halde inkar edileb davada daha sonra sözleşmenin kabulü ve buna bağlı ayıp iddiası savunmanın genişletilmesine anlamına gelmektedir.en azından yargıtay'ın bu hususa dair içtihatlarından çıkan yorum bu yöndedir.

Durum böyle olmakla birlikte yerel mahkemelerin bu kurala çok fazla bağlı olmadığını belirtmek gerekir.
Genel itibariyle süresinden çok sonra verilen dilekçelerde kabul edilmekte ve itiraza uğramamaktadır.

Ancak şahsi kanaatım usul hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündedir.Bu sebeple süresinde cevap vermemenin
müeyyideye bağlanması gereklidir.