Mesajı Okuyun
Old 13-09-2006, 21:16   #2
Av.Engin Özoğul

 
Varsayılan

İş Hukukunda esasında işveren-işçi arasında bir eşitlik bulunmamakta hukuk kuralları işçi lehine konulmakta ve yorumlanmaktadır. Cezai şart konusunda İş Kanunu'nda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle Borçlar Kanunu hükümlerine gidilmektedir. Ancak kurum yine işçi lehine yorumlanmakta ve işçi-işveren arasında eşitlik söz konusu olmamaktadır.

Buna göre işçi aleyhine konulan cezai şartın miktarı işveren aleyhine konulan cezai şartın miktarından fazla olamaz. Bu durumda somut olayda işveren aleyhine cezai şarta ilişkin bir hüküm bulunmadığı için işçinin sorumlu olacağı miktar "0" olacaktır. Yani işçi cezai şartı ödemekle yükümlü olmayacaktır.

Bunun yanında cezai şartın hesabında belirli süreli iş sözleşmesinin bakiye ömrü dikkate alınarak hesap yapılır. Yani 12 ay süreli bir iş sözleşmesi var ve taraflar aleyhine getirilen cezai şart miktarı 12 birim. Sözleşme altıncı ayın sonunda işçi tarafından haklı sebep olmaksızın feshediliyor. Bu durumda işçinin ödeyeceği cezai şart miktarı 6 birim olacaktır.

Cezai şart hükmünün geçerli olabilmesi için tüm bunların yanında sözleşmenin haklı nedenle feshedilmemiş olması gerekir. Yani işçi İş Kanununun 24. maddesine dayanarak işveren ise 25/II'ye dayanarak iş sözleşmesini feshederse cezai şart yükümlülükleri olmayacaktır.

Tek taraflı cezai şartın işçi aleyhine kabul edildiği istisna bir hal ise işverenin işçi için yaptığı masraflara dayalı olarak düzenlenen cezai şarttır.

Somut olay bakımından işçinin haklı olduğunu düşünüyorum. Bu durumda fesih haklı nedene daynamıyorsa ihbar tazminatı istenebilir.