Mesajı Okuyun
Old 14-10-2020, 11:20   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

HMK.nun 28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik hükümlerinden önceki uygulamaya göre, delil listesi kapsamındaki tanık listesi ön inceleme duruşmasına kadar verilebiliyordu.Bu süre içinde verilmez ise, hakimin HMK.141 m.göre kesin süreyi duruşmalı ön inceleme aşamasında vermesi gerekirdi.(HMK.m.141,aşağıdaki kararda bu hususu teyit etmektedir) .HMK.da yapılan değişiklik sonucu 139.m. ye göre 2 haftalık kesin süre ön incelemeye davet tebligatı ile verilmektedir.

HMK.eski ve değişiklik sonrası hükümlerine göre , duruşmasız yapılan ön inceleme aşamasında tanık listesi için kesin süre verilmesi kanuna aykırı düşmektedir.

Ayrıca ; HMK.m.145'e göre "bir delilin sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya süresinde ileri sürülememesi ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmıyorsa, mahkeme o delilin sonradan gösterilmesine izin verebilir."245.m.göre de "tanık listesi için kesin süre verildiği ve dinlenme gününün belirlendiği hâllerde, liste verilmemiş olsa dahi taraf, o duruşmada hazır bulundurursa tanıklar dinlenir." şeklindeki hükümlerden de yararlanılabilir.

Hakim karşı taraf lehine kazanılmış hak sağlayan ara kararından dönemez ise de, sizin kesin süreye karşı kanunda yazılı diğer imkanlardan yararlanmanız mümkündür. Yukarıda saydığım konulara değinilerek ve pandemi dönemindeki olumsuzluklar nedeni ile kesin süre içinde tanık listesi verilemediğinden ve henüz tahkikat yada tanıkların dinlenmesi aşamasına geçilmediğinden gecikmeye neden olunmadığından da söz edilerek tanık listesinin verilmesinin uygun olacağını, kabul edilmediği takdirde bu husustaki itirazın istinaf/temyiz aşamasında ileriye sürülebileceğini düşünüyorum.

T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: KARAR NO:
2012/9119 2012/29279

Y A R G I T A Y İ L A M I

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, 25.11.2011 tarihinde ikame edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde, dayandığı vakıaları; davalı da, cevap dilekçesinde savunmasının dayanağı olarak ileri sürülen vakıaları hangi delillerle ispat edeceklerini göstermişlerdir. Davacı, cevaba cevap dilekçesinde yazılı delillerini ibraz etmiş, tanıklarının isim ve adrelerini gösteren listeyi ise "Hukuk Muhakemeleri Kanununun 140'ncı maddesi gereğince ön inceleme duruşmasından sonra verilecek iki haftalık müddet zarfında vereceklerini" bildirmiştir. Mahkemece 24.1.2012 tarihinde ön incelemenin duruşmalı olarak yapılmasına karar verilmiş, ön inceleme için duruşma günü tespit edilmiş ve bu duruşma günü taraflara bildirilmiştir. Buraya kadar yürütülen işlemler yasal düzenlemeye uygundur.
Taraf vekilleri, 14.2.2012 tarihli "ön inceleme" duruşmasına gelmişler, bu oturumda ön incelemeden beklenen amaca uygun olarak tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlarla ilgili bir tespit yapılmadan, doğrudan tahkikat aşamasına geçilmesine karar verilerek bu husus tefhim edilip, yargılamaya devam olunmuş, "28.11.2011 tarihli tensip tutanağıyla tanınan ihtarlı kesin sürelere uyulmadığı ve tanık da bildirilmediği" gerekçe gösterilerek aynı oturumda dava reddedilmiştir.
Tahkikat, ön incelemede saptanan çekişmeli hususlar üzerinden yürütüleceğine (HMK.m.140/3) göre, bu tespit yapılmadan tarafların dilekçelerinde gösterdikleri tanık delili ile ilgili "isim ve adreslerini gösteren ve hangi tanığı hangi vakıa için dinletmek istediklerini" belirten liste vermeleri beklenemez. Esasen delil, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için gösterilir (HMK.m.187/1). O halde ön inceleme duruşmasında, taraflar arasındaki çekişmeli hususların tespit edilmesi ve tahkikatın çekişmeli hususlar esas alınarak yürütülmesi asıldır. Mahkemece, ön inceleme duruşmasında çekişmeli hususlar tespit edilmemiş, doğrudan tahkikata geçilmiştir. Böyle bir durumda mahkemece, taraflara dilekçelerinde dayandıkları, ancak henüz sunmadıkları delilleri sunmaları için kesin süre verilmelidir (HMK.m.140/5). Daha önce tensiple verilmiş olan süre sonuç doğurmaz. Mahkemece davacı vekiline, gösterdikleri tanıkların adı ve soyadı ile adreslerini, hangi tanığın hangi vakıaya ilişkin olduğunu içeren dilekçe vermesi için mehil verilmeden davanın neticeye bağlanması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 05.12.2012 (Çrş.)