Mesajı Okuyun
Old 02-01-2011, 09:12   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.aybeg
isim,soyisim ve baba adı benzerliği nedeniyle müvekkilin bir taşınmazına bankaca haciz işlemi uygulanıyor,kıymet takdiri yapılıyor.Müvekkilin komşularının fark etmesi üzerine müvekkile haber veriliyor.Müvekkil taşınmazın kendisinin olduğunu banka avukatına bir çok defa bildiriyor.Banka avukatı oyaladıktan sonra müvekkil icra hukuk mahkemesine şikayet ediyor.İlk duruşmada banka avukatı hatayı kabul ediyor.Hacizi kaldırmak için süre istiyor.Sinirlenen müvekkilim ilk duruşmadan sonra menfi tespit davası açıyoruz.%40 Kotu niyet talep ederek.Bu arada ikinci duruşma oluyor.İkinci duruşmada banka avukatı hala hacizleri kaldırmamış olduğu gözüküyor.Bu sefer mahkemece şikayet kabul ediliyor ve mahkeme kararı ile haciz kalkıyor.Şimdi burda demek istediğim açtığımız menfi tespit davasına bu durum nasıl etki edecek.Hukuki yararımız var diye düşünüyorum.Zira menfi tespit davasını açtığımız esnada hacizler mevcut olduğu gözüküyor.Herhangi bir derdestlik itirazı olabilir mi? biri genel mahkeme ama,ayrıca kötü niyet tazminatı çıkabilir mi? bu olayda arkadasların goruşlerını merak edıyorum.Herkese tşkkr ederım.

Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre karara bağlanır. Bu bir ilkedir. Diğer yandan İcra hakimliği kararı maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz, Asliye Hukuk (veya Ticaret) mahkemesinin maddi anlamda kesin hüküm niteliğindeki kararını talep etmekte hukuki yararınız fazlasıyla vardır. Özetle, Menfi Tespit Davasının karara bağlanması gerekir düşüncesindeyim.