Mesajı Okuyun
Old 20-11-2019, 02:15   #3
avkasimfindik

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;
Maddi tazminata ilişkin (vekalet ücreti), Yargıtay kararı var.
Manevi tazminat konusunda sizinle aynı düşüncedeyim.
Fakat somut olayda müşteki açıkça anayasal şikayet hakkını haksız ve kötü niyetli kullanıyor.

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2004/4-525
Karar: 2004/539
Karar Tarihi: 13.10.2004
ÖZET : Şikayetin kötü niyetli olarak yapılıp yapılmadığı yönündeki sorun, manevi tazminat bakımından daha önce görülen davada çözümlenmiş ve sonuca bağlanmıştır. Bu sonuç karşısında artık davalının davacıların kişilik haklarına saldırıda bulunduğu sabit olmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre Ceza davasında, anılan davacıların avukat ile temsil edildikleri, avukat ile ücret sözleşmesi yaptıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda Avukatlık Ücret Tarifesi ve Avukatlık Kanunu hükümlerine göre vekalet ücreti; ayrıca, yol masraflarının davacılara ödenmesi gerekmektedir.
(818 S. K. m. 41) (1086 S. K. m. 429) (1412 S. K. m. 411)
Dava: Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar N. İ., N. İ. ve S. D. vekili, davalının davacıları hırsızlıkla itham ettiğini, yapmış olduğu şikayetlerle mahkeme kapılarında dolaştırdığını, davacıların kendilerini savunmak amacıyla avukat tutmak zorunda kaldıklarını, davalarla ilgili yol masrafı ve çeşitli masraflar yaptıklarını, uğradıkları maddi kayıplar toplamı 500.000.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuş, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Özel Daire'ce, yukarda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.
N. B.'nin şikayeti üzerine T. Ç., N. İ., S. D., Sulh Ceza Mahkemesi'nde hırsızlık suçundan yargılanmışlar, herhangi bir delil bulunamadığından beraat etmişlerdir.

Davacılar tarafından aynı olayla ilgili olarak açılan manevi tazminat davası kabul edilmiş, Yargıtay'dan geçmek suretiyle kesinleşmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, bir tarafın haksız davranışından ötürü sanık olarak ceza mahkemesinde yargılanan kişi, yargılama nedeniyle katlanmak zorunda kaldığı giderlerden ötürü, genel hükümler çerçevesinde hukuk mahkemesine başvurarak istemde bulunabilir ( 15.12.1948 T., 25/10 sayılı İBK ). Bu nedenle kural olarak, haksız şikayet nedeniyle, ceza yargılaması sırasında yapılmak zorunda kalınan giderler istenebilir.
Somut olayda davacılar N. ve S., davalının şikayeti üzerine Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargılanıp, beraat etmişlerdir. Şikayetin kötü niyetli olarak yapılıp yapılmadığı yönündeki sorun, manevi tazminat bakımından daha önce görülen Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2000/317 E, 2000/42 K. sayılı dosyasında çözümlenmiş ve sonuca bağlanmıştır.
Bu sonuç karşısında artık davalının davacı N. ve S.'nin kişilik haklarına saldırıda bulunduğu sabit olmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre Ceza davasında, anılan davacıların avukat ile temsil edildikleri, avukat ile ücret sözleşmesi yaptıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda Avukatlık Ücret Tarifesi ve Avukatlık Kanunu hükümlerine göre vekalet ücreti; ayrıca, yol masraflarının davacılar N. ve S.'ye ödenmesi gerekmektedir.
Davacı N. İ. hakkında ise davalı tarafından yapılmış bir şikayet, açılmış bir ceza davası bulunmamaktadır. Maddi tazminat gerektirir bir durum mevcut olmadığından bu davalı hakkında mahkemece verilen ret kararına ilişkin direnme kararı usule ve yasaya uygun olup, yerindedir.
Sonuç: 1. Davacı N. İ. yönünden, temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarda açıklanan nedenlerle onanmasına,
2. Davacılar N. İ. ve S. D. yönünden, temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'un 429. maddesi gereğince bozulmasına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.