Mesajı Okuyun
Old 08-08-2011, 16:37   #2
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan emredoğan
Tüm meslektaşlara selamlar,

Müvekkil eşi vefat etmiş bir bayandan imarlı bir parsel satın alıyor.

Öncesinde bu parsel Vakıflar idaresi adına kaydedilirken satıcı bayanın eşinin parselde 20 adet ağacı bulunduğu için tapunun beyanlar hanesine " X'in bu parselde 20 adet Y ağacı vardır " diyerek yazılıyor. Akabinde parsel Vakıflar İdaresinden Belediyeye, Belediyeden de satıcı bayana , satıcı bayandan da müvekkilime geçiyor.

Bu süre zarfında bayanın eşi vefat ediyor ve ağaçlar da kesilip ortadan kaldırılıyor. ( Üzücü ama malesef bu şekilde )

Benim amacım tapudaki bu şerhi kaldırmak. Tapu görevlileri, şerh sahibi X'in mirasçılarının tamamını gelip beyanda bulunmaları halinde bu şerhin kaldırılacağını söylüyorlar. Buna karşın mirasçılar da buna yanaşmıyor.

Bu konuda bana yol gösterebilecek olan varsa şimdiden çok teşekkür ederim. İyi günler.

Üstadım, beyanlar hanesindeki kaydın terkini için, taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açacaksınız. Benzer içerikli açtığım bir davam halen derdest. Hasım olarak lehine beyan bulunan kişiyi ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nü dava ettim, husumet itirazı ile karşılaşmadım. Davamın hazırlığı sırasında elde ettiğim dayanağı aşağıya ekliyorum. Umarım işinize yarar. Kolay gelsin.

Davanızın yasal dayanağı Türk Medeni Kanunu’nun 1012. ve Tapu Sicil Tüzüğü’nün 60 ila 64. Maddeleridir.


4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 997 ila 1027. Maddeleri arasındaki hükümler, tapu siciline ilişkin bulunmaktadır. Bunlardan, 1008. Madde tapu sicline kaydolunacak aynı hakları, 1009. Madde sicile şerh verilebilecek kişisel hakları, 1010 ve 1011. Maddeler ise temlik hakkının sınırlamaları ile geçici tescili düzenlemiştir. Ancak 4721 sayılı kanunun 1012. Ve Tapu Sicil Tüzüğü’nün 60 ila 64. Maddelerinde 7 bölüm olarak düzenlenen “ beyanlar ” gerek tescillerden, gerekse şerhlerden farklıdır. Kütüğün beyanlar hanesine işlenen kayıt, kural olarak ne bir aynı hak ihdas eder, ne de şahsi bir hakkı güçlendirmeye yarar. Beyanların fonksiyonu, taşınmazla ilgili bazı fiili veya hukuki durumlara ya da zaten mevcut bulunan bazı haklara aleniyet sağlamaktan ibarettir.


“Beyanlar” başlıklı 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1012. Maddesi; “Bir taşınmazın eklentileri, malikin istemi üzerine kütükteki beyanlar sütununa yazılır. Bu kaydın terkini, kütükte hak sahibi görülen bütün ilgililerin rızasına bağlıdır. Taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır.” şeklindedir.

Yasanın sözü edilen bu hükmü uyarınca genellikle tapu kütüğüne yazılarak alenileştirilmesinde fayda umulan hukuki ilişki ve fiili durum şeklinde tarif edilen her beyanın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterebilme olanağı yoktur. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyanda” bulunabilmesi için ya Türk Medeni Kanunu’nda bir hüküm olması veya özel kanunlarla bu konuda bir hükme yer verilmesi yahut Tapu Sicil Tüzüğü’nde bir düzenleme yapılmış olması gerekmektedir.


Ayrıca, yasal düzenlemeler dışında yasal düzenlemelerdeki belirsizlikler nedeniyle Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü genelgeleri ile açıklayıcı nitelikteki bina yapılamaz beyanı, yıkım kararları, uygulanamayan mahkeme kararları, orman içi binalar da beyanlar sütununa işaretlenebilir.

Birbirinden farklı konularda beyanlar sütununa yapılan kayıtların bazıları, üçüncü kişilerin iyi niyetini bertaraf etmeye yararken, bazıları ilgilisi yararına karine yaratır, bazıları ise taşınmaza bağlı bir ayni hakkı ya da şahsi hakkı açıklarken bazı beyanlar da kamu hukukundan kaynaklanan kısıtlamaları açıklar. Bir diğer anlatımla, beyanın niteliğine göre beyana bağlanan sonuç değişmektedir. ( Oğuzman-Seliçi, Eşya Hukuku, İstanbul 2004, s.2004 )