Mesajı Okuyun
Old 04-02-2008, 14:08   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/3961
Karar: 2005/4894
Karar Tarihi: 03.05.2005

ÖZET: Davada, eşler arasında ½ paylı bulunan taşınmazın davalı koca tarafından tek başına tümüyle kullanımı nedeniyle ecrimisil istenilmiş; mahkemece, uyuşmazlığın aile konutuna ilişkin bulunduğu bu itibarla aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dosyanın aile mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Mahkemenin gönderme kararı hukuka aykırıdır.

(1086 S. K. m.438/2) (4721 S. K. m. 2, 169, 197, 199, 995)

Dava: Dava dilekçesinde 36.000.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın Aile mahkemesine gönderilmesi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: HUMK. 438/2 maddesi uyarınca gönderme kararına ilişkin duruşma isteminin reddi gerekmiştir.

Davada, eşler arasında ½ paylı bulunan taşınmazın davalı koca tarafından tek başına tümüyle kullanımı nedeniyle ecrimisil istenilmiş; mahkemece, uyuşmazlığın aile konutuna ilişkin bulunduğu bu itibarla aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dosyanın aile mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasa'nın değişik 4. maddesine göre işbu mahkemelerin görevleri üç bent halinde belirtilmiş olup buna göre:

1. bentte, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı (vesayet) hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli hakkındaki kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler,

2. bentte, 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi,

3. bentte, kanunlarla verilen diğer görevler olarak düzenleme yapılmıştır.

Böylece kural olarak <aile hukukundan> doğan dava ve işlere Aile Mahkemelerinde bakılır. Ne var ki <aile hukukundan doğma> ölçütü, karı koca arasındaki hangi türden olursa olsun tüm uyuşmazlıkları içine almamaktadır. Evliliğin genel hükümleriyle ilgili bölümde yer alan 194. madde (aile konutu için yapılacak işlemde diğer eşin rızasının alınmaması halinde Hakime başvurma imkanına ilişkin) düzenleme yine Aile Mahkemesinin görev alanında bulunmakla birlikte, bu maddeye göre yapılacak işlem eşler arasındaki mal rejimine ilişkin bulunmamaktadır. TMK. 169 ve 197. maddelerindeki barınmaya dair koruyucu önlemler alınıncaya kadar bir ön tedbir niteliğinde ve Hakimin kararına kadar aile konutunun hak sahibi eş tarafından konuttan çıkarılmasını önlemeye yöneliktir. Örneğin, Hakim boşanma sonuçlanıncaya kadar evi terk eden eşin ve çocukların aile konutunda kalacaklarına karar verebileceği gibi, aile konutu üzerinde tasarrufta bulunmasını da TMK. mad. 199 gereği diğer eşin rızasına bağlayabilir.

Somut olayda dava konusu taşınmaz, taraflar evlilik birliğini fiilen birlikte sürdürürken <aile konutu> olarak kullanılmış olup, halen davalı eş tarafından kullanılmaya devam edilmektedir. Hakim tarafından yukarıdaki düzenlemeler ışığında tedbir mahiyetinde bir karar verilmediği gibi bu yönde bir istem de yer almamakta, buna karşın davalının <haksız işgali> gerekçe gösterilerek <ecrimisil> istenilmektedir.

TMK. nun 995. maddesinde; iyiniyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması (işgali) yönünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır. Uygulamada haksız işgal tazminatı ya da ecrimisil olarak adlandırılan uyuşmazlıklar Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasa (TMK. nun 2. kitabına yapılan gönderme) kapsamında kalmamaktadır.

Böylece uyuşmazlık, <aile hukukuna ilişkin> bulunmadığı gibi, TMK. nun 2. kitabındaki düzenleme içindede yer almadığına göre, hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek dosyanın Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Mahkemece, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanıp varılacak uygun sonuç çerçevesinde işin esası hakkında hüküm kurulmalıdır.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.05.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
*************************************