Mesajı Okuyun
Old 19-01-2015, 13:07   #2
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
8.Hukuk Dairesi
Esas: 2010 / 1598
Karar: 2010 / 3337
Karar Tarihi: 17.06.2010

ÖZET: Türk Medeni Kanunu'nda aksine anlaşma yoksa katılma alacağına ve değer artış payına tasfiyenin sona ermesinden-hüküm gününden itibaren faize karar verilebileceği hükme bağlandığı halde, dava gününden itibaren faize karar verilmiş olması doğru değildir.(743 S. K. m. 170) (4721 S. K. m. 202, 225, 227, 235, 236, 239)

Dava: V. G. ile S. G. (D.) aralarındaki değer artış payı ve katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İzmir 12. Aile Mahkemesinden verilen 25.12.2009 tarih ve 874/1114 s. hükmün Yargıtay'ca tetkiki davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen dükkânın davalı adına satın alındığını, ancak bedelin vekil edeninin kıdem tazminatı ve geliri ile ödendiğini açıklayarak, fazlaya ait hakları saklı tutularak 20.000 TL değer artış payı ve katılma alacağının dava gününden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın vekil edeni tarafından satın alındığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne 18.730,76 TL. alacağın dava gününden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait talebin reddine karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ait bölümü davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar ilk olarak 1984 yılında evlenmiş, 1995 yılında boşanmış; ikinci kez 11.4.1997 gününde tekrar evlenerek 03.11.2006 gününde açılan boşanma davasının kabulü ve 19.6.2008 gününde kesinleşmesi ile evlilik birliği son bulmuştur. Başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında 1.1.2002 gününe kadar 743 sayılı MK'nun 170. maddesi uyarınca <mal ayrılığı>, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı 03.11.2006 gününe kadar ise 4721 sayılı TMK'nun 202. maddesi hükümü uyarınca kanuni <edinilmiş mallara katılma> rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı gün itibariyle sona ermiştir. Dava konusu S.S. Şirin Nazlıkent Konut Yapı Kooperatifi'nin B Blok 13/E numaralı adresinde bulunan taşınmaz 29.4.2002 günlü tahsilat makbuzu ve 5.8.2002 gününde adı geçen kooperatifin yönetim kurulu kararı ile bedeli peşin ödenmek suretiyle 6.240,00 TL'ye davalı adına satın alma suretiyle edinilmiş, kooperatifin yönetim kurulunun değişmesi ve eski yönetim kurulunun devam eden bir kısım davaları sebebiyle nizalı bölüme ait kat irtifakı kurulamamış ve ferdileşme yapılmamıştır.

Dava konusu taşınmazın edinim tarihi itibariyle, eşler arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, TMK'nun 202. maddesi uyarınca edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, taraflar ikinci kez 11.4.1997 gününde evlendiğine, dava konusu taşınmaz 29.4.2002 gününde SS. Şirin Nazlıkent Konut Yapı Kooperatifi'nden bedeli kısmen davacının 2001 Ağustos ayında almaya hak kazandığı kişisel malı olan kıdem tazminatından karşılanarak davalı adına satın alındığına, bir kısım satış bedelinin ise taraflar tarafından birlikte ödendiği tanıklar tarafından ifade edildiğine, uyuşmazlık konusu taşınmaz edinim tarihi itibariyle edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerektiğine, uzman bilirkişinin usule uygun ve denetime elverişli bulunan raporunda niza konusu taşınmazın alımında davacının kişisel malı-kıdem tazminatından yaptığı ödeme satın alma tarihi itibariyle belirlenen değerine oranlandığına ve davacının kişisel mal grubundan yaptığı katkı oranı belirlenerek, TMK'nun 235. maddesine göre saptanan dava konusu taşınmazın sürüm değeri ile çarpılarak tasfiye tarihi itibariyle davacının TMK'nun 227. maddesi gereğince değer artış payı alacağı; TMK'nun 236. maddesine göre ise edinilmiş mal olan kalan değerin 1/2'si oranında katılma alacağı hesaplanarak toplamı üzerinden hüküm kurulduğuna, dava konusu taşınmazı satan kooperatif ile davalı arasındaki alacak-borç konuları belirgin olmadığından eldeki davada dikkate alınamayacağına göre davalı vekilinin aşağıdaki husus dışında diğer temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün belirlenen değer artış payı ve katılma alacağına ait kısmının ONANMASINA,

Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; TMK'nun 239. maddesinin 3. fıkrasında aksine anlaşma yoksa katılma alacağına ve değer artış payına tasfiyenin sona ermesinden-hüküm gününden itibaren faize karar verilebileceği hükme bağlandığı halde, dava gününden itibaren faize karar verilmiş olması doğru değildir.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan sebeple kabulü ile HUMK'nun 428. maddesi gereğince usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün faizin başlangıç gününe ait bölümünün BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 255,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 857,60 TL'nın temyiz eden davalıdan alınmasına 17.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)