Kuralya Krallığı'nın insanları olarak düşünmüştüm genelde sizleri.
Kural olarak doğar, büyür, sıkıcı ve sopsoğuk bir hayat sürer
ve ölürsünüz diye.
Kuralyalıların kurmuş olduğu bu THS Sahnesi'nde, çok güzel
(gerçek-yaşanmış)bir oyun seyretmemle başladı beynimdeki
"Kuralyalılar Kuramı" infilakı.
Sizler Kural'dınız ve sıkıcı, kurallarla dolu,paraya endeksli
kendi serüveninizde kasvetli maceralardan, boğucu mecralara zıp zıp sürünüyordunuz..

Bütün o cerahati kurtardınız yaradan. Şimdi tamamen kür sağlanmış bir "tahayyül" olma yolundayım.
Sizlerden hiçbirinin ne yüzünü gördüm, ne tanıyorum, ne de telefonla konuşmuşluğum var.
Ama şimdi Can Yücel'in şu satırlarını yazdıracak olan hissiyatın, bir kaç ay içinde nasıl geliştiğini kim, nasıl anlatabilir bana?
"Akrabalık biyolojik değildir"
Avukat arkadaşım biricik Senem'in, bana İstanbul Üni. Hukuk Fak.
amfilerini gezdirirken kalbime yürüyen buzul parçalarını,
hangi volkanlardan çaldığınız ateşle eritmeyi başarabildiniz?
"bu amfi sibiryadan beter, sen ve arkadaşların istisnasınız" dediğimi çok iyi hatırlıyorum.
değilmiş..
herşey için teşekkürler..
Nice nice 10 yıllara..
Sizler bu ülkenin fazileti için "şart"sınız!
Ama asla yorulmayacağınızı ümit ediyorum
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de ümit ettiği gibi.

Çünkü sizlerin adisyonunuza helal süt'ü çoktan eklemiş Kader'in garsonları...
ve imza: Tayfun