Mesajı Okuyun
Old 14-06-2016, 16:44   #2
SARILAR

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

1.Hukuk Dairesi
Esas: 2014/2961
Karar: 2015/1888
Karar Tarihi: 11.02.2015

Dava ve Karar: Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

Karar

Dava, yolsuz tescil (ketmi verese) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

Davacı, mirasbırakan M. A.'nın yasal mirasçısı olduğunu, ancak hakkında gaiplik kararı alınarak mirastan ketmedildiğini, diğer mirasçılar tarafından murise ait 17 parsel sayılı taşınmazın intikalinden sonra kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılıp 3 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin davalılar üzerinde kaldığını ileri sürerek miras payı oranında tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/677 esas 1994/1099 karar sayılı kararı ile davacı N. A..'nın MK nun 34. maddesi uyarınca gaipliğine karar verildiği, Ankara 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1995/583 esas 1995/628 karar sayılı veraset ilamı ile de muris M.A..'nın mirasçıları olarak N. A..'nın gaip olması nedeniyle murisin eşi H., çocukları U., H., O. ve H.'nin kaldığının belirlendiği, sonrasında 17 parselde muris M. A.'ya ait 123/720 payın anılan veraset ilamına göre mirasçılara 10.7.1995 tarihinde intikal ettiği, 13.2.1998 tarihinde ise kayıt malikleri ile yüklenici arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılarak en son 3 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin davalı mirasçılar adına tescil edildiği davacı tarafından açılan dava sonucunda, Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/307 esas 2012/41 karar sayılı ilamı ile; davacı hakkındaki gaiplik kararının kaldırıldığı ve 1.3.2012 tarihinde kesinleştiği, davacının da muris M. A..'nın mirasçısı olduğu anlaşılmaktadır.

Hemen Belirtilmelidir ki, taşınmazın aynına yönelik ketmi verese olgusu nedeniyle açılan davalar hiçbir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir.

Hal böyle olunca; davacının miras payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçe ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

Sonuç: Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanın nedenlerle, (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.02.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı