yukarıdaki yazıların tümünü okudum ve şöyle bir kanaat edindim.Öncelikle kendi çelişkilerimizi göremediğimizi farkettim.Örneğin şu an yanında staj yapılan meslektaşların da bir zamanlar başka bir avukatın yanında staj yaptığını ve belirttiğiniz sorunları bizzat yaşamış olmaları büyük bir ihtimaldir.Hal böyle iken daha sonrasında kendi yaşadığı olumsuzlukları yanında çalıştırdığı stajyere yaşatmaktadır ve yukarıda sitemlerini belirten arkadaşların çoğunun da aynı süreci takip edeceği düşüncesindeyim.Olayın özünde biz ezildik onlar da ezilsin biz çektik onlar da çeksin düşüncesi vardır.Bu durumla paralel bir örnek şiddet uygulanan bir ailede yetişen bireyin ilerde kendi ailesine şiddet uygulamasında görülmektedir.Bu mesele ezilenlerin pedagojisi isimli kitapta öz olarak 'ezilen ezmek ister' şeklinde ifade edilmektedir.
Ayrıca belirtmek isterim ki sekretere havale edilen çay,temizlik gibi işler de küçük görülmemelidir.Ahlaka uygun olan tüm meslekler gibi sekreterlik te şerefli ve diğer mesleklerle eşit bir meslektir.Bunun çözümü herkesin şahsi işini kendisinin yapması, icabında kendi çayını kendisinin alması yada tüm bu işlerin mevki-makam ayrımıyla değil gönüllükle yapılmasıdır.
Yukarıda bir yazının sonunda gördüğüm 'ya bu hayatta tozu dumana katarsın yada tozu dumanı yutarsın' cümlesine katılmadığımı belirtmeliyim.İçerik itibariyle yoğun bir rekabet düşüncesi barındırmaktadır.Rekabet yerine elbirliği ve dayanışma öne çıkarılmalıdır.Aslolan tozsuz dumansız bir yaşamdır.Mutlaka toz dumana maruz kalacaksak 'tozu dumanı yutmayı'tercih ederim.Bir düşünürün ifadesi 'haksızlık yapmak ve haksızlığa uğramak arasında bir seçim yapmam gerekseydi haksızlığa uğramayı tercih ederdim' şeklindedir...