Mesajı Okuyun
Old 07-12-2007, 23:37   #11
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Soru ve açıklamalara göre 399 Sayılı KHK kapsamında ve kapsamdışı çalışanlar tanımlamalarında biraz karışıklık var gibi, aşağıdaki İdari Dava Daireleri Kurulu kararı konuyu özetliyor. Faydalı olmasını dilerim.

Saygılarımla.

T.C. Danistay
İdari Dava Daireleri Kurulu

Esas: 2005/1499
Karar: 2005/2167
Karar Tarihi: 16.06.2005

ÖZET : İstihdam türleri dışında "kapsam dışı personel" adı altında, İş Kanununa tabi olarak çalıştırılan ve Sosyal Sigortalar Kanununa göre sosyal güvenlik yönünden sigortalı kabul edilip bu kurumla ilişkilendirilen davacının, ücretinden işsizlik sigortası primi kesilmesinde hukuka aykırılık görülmediği hakkındadır.

(4447 S. K. m. 46) (506 S. K. m. 2, 3)

İstemin Özeti : Danıştay Onuncu Dairesinin 4.6.2003 günlü, E:2001/5085, K:2003/2155 sayılı kararının davanın kabulüne ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması davalı idarelerden Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı tarafından istenilmektedir.

Davacı Savunmasının Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Yakup Bal'ın Düşüncesi: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 2. maddesinde bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu kanuna göre sigortalı sayılacakları öngörülmüştür.

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 46. maddesinde ise yasanın amacının işsizlik sigortasına ilişkin kuralları ve uygulama esaslarını düzenlemek ve sigortalılara işsiz kalmaları halinde bu kanunda öngörülen ödeme ve hizmetlerin yerine getirilmesi olarak belirtilmiştir. Aynı maddenin 3. fıkrasında ise 233 ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler ile 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat kanunlarındaki hükümlere göre sözleşmeli personel statüsünde çalışanların kanun kapsamında olmadığı belirtilmesine karşın bu fıkrada kapsamdışı personel sayılmamıştır.

Davacının 399 sayılı KHK'de belirtilen istihdam türleri dışında kapsamdışı personel adı altında İş Kanunu kapsamında çalıştırılıyor olması ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile ilişkilendirilmesi nedeniyle ücretinden işsizlik sigortası primi kesilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabul edilerek temyize konu kararın davanın kabulüne ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Mehmet Karaoğlu'nun Düşüncesi: Danıştay dava dairelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Danıştay Onuncu Dairesince verilen Kararın onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca gereği görüşüldü:

Karar: Dava, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığında kapsamdışı personel olarak görev yapan davacının, maaşından işsizlik sigortası primi kesilmemesi ve daha önce kesilen işsizlik sigortası primlerinin iadesi için yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin işlem ile 29.6.2000 günlü, 24094 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun Uygulanmasına İlişkin 2 Nolu Tebliğ"in 1 inci maddesinin iptali, önceden tahsil edilen işsizlik sigortası primlerinin en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Danıştay Onuncu Dairesi 4.6.2003 günlü, E:2001/5085, K:2003/2155 sayılı kararıyla; Anayasanın 128 inci maddesi ile 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 22. maddesinden bahsederek, kapsamdışı personelin Anayasanın 128. maddesinde sözü edilen "diğer kamu görevlileri" olarak nitelendirilmesi gerektiği, kamu iktisadi teşebbüsü ve iktisadi devlet teşekküllerinde, 657 sayılı Kanun kapsamında yer alan kadrolarda bulunmayan, ancak kuruluşun yürüttüğü hizmetin gereğine göre belirsiz süreli hizmet akdi ile çalıştırılmak üzere oluşturulan kadrolarında bulunan ve toplu iş sözleşmesi ekindeki listede sayılan görevleri yürüten "kapsamdışı personel"in kamu görevlilerine tanınan kimi güvencelerden ve toplu sözleşme ile verilen kimi özlük ve sosyal haklardan yararlandırdığı bu statüleri gereği, 4447 sayılı Kanunun 4571 sayılı Kanunla değişik 46. maddesinin üçüncü fıkrasında sayılan kamu görevlileri arasında kabulü gerektiği, davacının yukarıda yapılan belirlemeye uygun olarak "kapsamdışı personel" statüsünde görev yaptığı, bu durumda, davacının aylığından işsizlik sigortası kapsamı içinde bulunduğundan, bahisle işsizlik sigortası primi kesilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, davacının idareye başvurduğu tarihten önceki altmış güne isabet eden tarihten itibaren maaşından kesilen işsizlik sigortası primlerinin idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle ( davacıya ) geri ödenmesi gerektiği, bu tarihten öncesine ait primlerin iadesinin ise, dava açma süresinin geçirilmesi nedeniyle iadesine olanak bulunmadığı, öte yandan, dava konusu tebliğin 1. maddesinde, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 4571 sayılı Kanunla değişik 46 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı bir husus görülmediği gerekçesiyle "4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun Uygulanmasına İlişkin 2 Nolu Tebliğ"in 1 inci maddesine yönelik davanın reddine, dava konusu uygulama işleminin, davacının aylığından işsizlik sigortası primi kesilmesi ve daha önce kesilen primlerin idareye başvuruda bulunduğu tarihten geriye doğru altmış güne isabet eden kısmının geri ödenmemesine ilişkin olarak iptaline, bu tarihten öncesine ait primlerin iadesi istemine ilişkin kısmının süre aşımı nedeniyle reddine, idareye başvuruda bulunduğu tarihten önceki altmış gün içinde kesilen primlerinin başvuru tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davacıya iadesine karar vermiştir.

Davalı idarelerden Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı kararın davanın kabulüne ilişkin kısmını temyiz etmekte ve bozulmasına karar verilmesini istemektedir.

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 4571 sayılı Kanunla değişik 46. maddesinin üçüncü fıkrasında "506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 3 üncü maddesinde sigortalı sayılmayanlar, sosyal güvenlik kuruluşlarından yaşlılık aylığı alıp da sosyal güvenlik destek primi ödeyerek ya da ödemeksizin çalışanlar ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu, 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, 2814 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu, 233 ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler ile 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat kanunlarındaki hükümlerine göre sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre geçici personel statüsünde çalıştırılanlar bu kanun kapsamına dahil değildir." hükmü yer almaktadır.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 2. maddesinde; bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu Kanuna göre sigortalı sayılacakları, 3 üncü maddesinde ise kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların sigortalı sayılmayacakları öngörülmüştür.

233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 5. maddesinin birinci fıkrasında bu Kanun Hükmünde Kararnameye ekli listede bulunan teşebbüslerin ana statülerine ait koordinasyon kurulu kararları ile buna göre teşkilatlanmalarının, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayım tarihinden itibaren en geç iki ay içinde tamamlanacağı, beşinci fıkrasında ise yukarıdaki fıkralardaki düzenlemeler yapılıp yürürlüğe girinceye kadar bu Kanun Hükmünde Kararname ile kaldırılan hükümlerin uygulanmasına devam olunacağı belirtilmiştir.

233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları personelinin hizmete alınmalarını, görev ve yetkilerini, niteliklerini, atanma, ilerleme, yükselme, hak ve yükümlülükleriyle diğer özlük haklarını düzenlemek amacıyla çıkarılan 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/a maddesinde teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda hizmetlerin memurlar sözleşmeli personel ve işçiler eliyle gördürüleceği, 3/b maddesinde teşebbüs ve bağlı ortaklıkların genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken asli ve sürekli görevlerinin; genel müdür, genel müdür yardımcısı, teftiş kurulu başkanı, kurul ve daire başkanları, müessese, bölge, fabrika, işletme ve şube müdürleri, müfettiş ve müfettiş yardımcıları ile ekli 1 sayılı cetvelde kadro unvanları gösterilen diğer personel eliyle gördürüleceği, 3/e maddesinde ise işçilerin bu Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olmadığı, 12. maddesinde sözleşmeli statüde istihdam edilecek personelin 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa tabi olduğu, Geçici 9. maddesinde ise özel hukuk hükümlerine göre kurulmuş olup, yönetim kademelerinde iş kanunları çerçevesinde personel çalıştıran ve ekli 1 sayılı cetvelde yer almayan teşebbüs ve bağlı ortaklık personeli hakkında, yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tabi oldukları iş kanunu hükümlerinin uygulanacağı esası getirilmiştir.

399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/a maddesinde teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda hizmetlerin; memurlar, sözleşmeli personel ve işçiler eliyle gördürüleceği öngörülmesine karşın "kapsamdışı personelle ilgili bir düzenleme yapılmamıştır. Yine aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 25. maddesinin ( c ) fıkrasında sözleşmeli personelin ücretinin nasıl saptanacağı, 26 ve devamı maddelerinde ise diğer mali ve sosyal hakları düzenlenmesine karşın bu düzenlemeler içinde kapsamdışı personele yer verilmemiştir.

Kapsamdışı personele ödenecek mali ve sosyal haklar ise davacının çalıştığı kurumca çıkartılan Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği ile düzenlenmiştir. Bu nedenle kapsamdışı personel mali ve sosyal haklar yönünden 233 ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelere tabi bulunmamaktadır.

Yine 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun gerekçesinde de belirtildiği üzere 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 2 nci maddesi esas alınarak, bir hizmet sözleşmesine dayalı bir veya bir kaç işyerinde çalışan tüm işçiler kanun kapsamında, yine 506 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde belirtilenler ile sosyal güvenlik kuruluşlarından yaşlılık aylığı alıp da sosyal güvenlik destek primi ödeyerek ya da ödemeksizin çalışanlar kanunun kapsamı dışında kabul edilmiştir. Ayrıca 4447 Kanunun 46. maddesinin 3. fıkrasında işsizlik sigortası kapsamı dışında kalan kişilerin tabi oldukları kanunlar tek tek belirtilmiştir.

Belirtilen düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden; 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen istihdam türleri dışında "kapsamdışı personel" adı altında, İş Kanununa tabi olarak çalıştırılan ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre sosyal güvenlik yönünden sigortalı kabul edilip bu kurumla ilişkilendirilen davacının, ücretinden işsizlik sigortası primi kesilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Bu durumda, Daire kararının; uygulama işleminin, davacının aylığından işsizlik sigortası primi kesilmesi ve başvurudan geriye doğru 60 güne isabet eden kısmın geri ödenmemesine ilişkin olarak iptalinde hukuka uyarlık görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, Danıştay Onuncu Dairesinin 4.6.2003 günlü, E:2001/5085, K:2003/2155 sayılı kararının davanın kabulüne ilişkin kısmının BOZULMASINA, 16.6.2005 günü oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu kararının onanması gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyoruz.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları