Mesajı Okuyun
Old 18-04-2008, 16:28   #9
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Yukarıda yazılı karar ile aşağıda yazılı HGK ve 12. HD.kararlarının dayandıkları genel hukuki ilke,aynı alacak için,tahsilde tekerrür olmamak üzere iki ayrı takip açılabileceğidir. Aslında,derdestlik HMUK na tabi bir kavram olduğu ve aynen ıslah kurumunda olduğu gibi,HMUK na göre davalar için sözkonusu olan bu usuli kurumların,mahiyeti icabı dava olmayan,şekli takip olan icra takiplerinde uygulama alanı bulunmaması esasından hareketle itirazla duran takipten sonra,itirazın iptali davası açılmadan,yeni bir takip açılması ve takip talebinde tahsilde tekerrür olmaması kaydının bulunması halinde ikinci takibin,icra hukukuna özgü olmayan, derdestlik itirazıyla karşılaşmaması genel hukuk mantığına ve icra takiplerinin niteliğine göre daha uygun görünmektedir. Yine de bu konuda iki ayrı uygulama vardır ve ancak,derdestlik itirazını kabul etmeyen görüş ve uygulama hukuka daha uygundur kanısındayım. Konu çok işlenmeyen ve ilkelere dayalı uygulaması olmayan,yorumlara ve gelişmeye açık bir konu.
--------------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------------
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1995/12-409
K. 1995/592
T. 7.6.1995
• TAHSİLDE TEKERRÜR ( Aynı Alacak İçin Değişik Takip Yollarına Başvurma )
• AYNI ALACAK İÇİN DEĞİŞİK TAKİP YOLLARINA BAŞVURMA ( Tahsilde Tekerrür )
• TAKİP ( Aynı Alacak İçin Değişik Yollara Başvurma )
2004/m.45,167
ÖZET : İİK. 167'nci maddede alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yoluyla veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflas yoluyla takipte bulunabileceği hükme bağlanmıştır. Aynı alacak için değişik takip yollarına başvurulmasında Yasal bir engel mevcut değildir. Asıl olan tahsilde tekerrür olmamasının sağlanmasıdır.

DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "takibin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun İcra Tetkik Merciince davanın kabulüne dair verilen 19.10.1994 gün ve 1994/341 E - 537 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 28.11.1994 gün ve 1994/14993 E - 15124 K. sayılı ilamı: ( ... Alacaklı ipotek belgesine dayanarak borçluyu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip etmiştir. İİK.`nun 45 ve 167. maddeleri uyarınca ayrıca alacak için çek, poliçe emre muharrer senet verilmişse bunlara özgü yolla da takip yapılabilir. Önemli olan tahsilde tekerrür olmaması olayıdır. Mercice bu duruma rağmen aynı alacak için mükerrer iki takip olduğundan bahs ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, rehin ve ipotekle temin edilmiş alacaklarla ilgili takip hakkında düzenleme getiren İİK.`nun 45. maddesinde, izlenecek yol maddenin 1. fıkrasında vurgulanmış, 2. fıkrasında ise poliçe ve emre muharrer senetler hakkındaki 167. madde hükmünün saklı olduğu belirtilmiştir. Anılan 167. maddede de alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yoluyla veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflas yoluyla takipte bulunabileceği hükme bağlanmıştır. Aynı alacak için değişik takip yollarına başvurulmasında Yasal bir engel mevcut değildir. Asıl olan tahsilde tekerrür olmamasının sağlanması olduğuna göre, Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken; önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA oyçokluğu ile karar verildi.
----------------------------------------------------------------------------------------

Borçlular U Turizm Tic.A.Ş. ile Y Otelcilik Turizm AŞ. nin dahil olduğu 4 borçlu için İstanbul 5. İcra Müd.nün 1999/13206 sayılı dosyasında protokole dayalı ilamsız takipte ................DM talep edilmiştir.Sözü edilen bu alacak içinde İstanbul 3. İcra Müd.nün 2001/12255 sayılı dosyasında senede dayalı talep edilen ..........DM alacağın da bulunduğu taraflar arasında tartışmasızdır.Nitekim protokolde senetlere atıf olduğu gibi alacaklı vekili beyanlarında ilamsız takibe konu alacağı temin için borçludan iki adet senet alındığını bildirmiştir.İlamsız takibe konu alacak için itirazın iptali davasının devam ettiği,bu dava devam ederken,anılan takipten yaklaşık iki yıl sonra kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır.Bu durumda borçluların mükerrer takip yapıldığı hususundaki itirazları mercice değerlendirilmeden
sonuca varılması doğru olmadığından,borçlular vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. 12 HD 11.2.2002 1660-2871
---------------------------------------------------------------------------------------

12. HD nin bu kararını irdelersek,aynı alacak için iki farklı takip açılmasının,ancak ilk takip için itirazın iptali davası açılmış ve devam ediyor olması halinde mükerrerlik teşkil edeceğinin,itirazın iptali davası açılmamışsa,ikinci takibin mükerrer sayılmayacağı yorumunun yapıldığı sonucuna ulaşıyoruz. Bu kararda da 12. HD,,temyiz incelemesi sonucunda,önce mükerrerlik itirazını kabul etmemiş,kararı onamış,ancak tashihi karar talebi üzerine yukarıda yazılı kararı vermiştir. Bu karardan anladığımız kadarıyla,itirazın iptali davası açılmış ve yürüyor olması halinde ilk takibin varlığı,aynı konudaki ikinci takip için mükerrer takip sayılmaktadır. Kararlardaki ifadelerden,iki takip arasında derdestlik kavramının değil,mükerrerlik kavramının geçerli olduğu,aynı konuda açılan ikinci takip talebinde ilk takibe atıf yapılarak,
" tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile " ikinci takibin açıldığı ifade edildiğinde artık ikinci takibin mükerrerlik itirazı ile karşılaşmaması gerektiği sonucuna ulaşabiliriz. Bo yorumun takip hukukunun genel karakteristiğine daha uygun bir düşünce ve uygulamaya uyduğunu düşünüyorum.