Mesajı Okuyun
Old 05-04-2007, 14:15   #2
TABUOSMAN

 
Varsayılan

Sanki bize cezaların infazına ilişkin olan hükümlerde derhal uygulama ilkesinin geçerli olacağını, lehe kanun araştırması yapılmayacağını öğretmişlerdi. Ama Yargıtayın aşağıdaki kararı aksi yönde. İşinize yarayacağını umuyorum.

T.C. YARGITAY
5.Ceza Dairesi

Esas: 2006/211
Karar: 2006/902
Karar Tarihi: 16.02.2006


(5275 S. K. m. 107) (5252 S. K. m. 9/3)

Dava: Irza geçmek suçundan sanık Mehmet Yaman'ın 765 sayılı TCK nun 414/1,80.418/2,55/3 ve 59 maddeleri gereğince 4 yıl 7ay 16 gün ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Antalya 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 07/11/2001 tarihli ve 1999/364 Esas, 2001/462 sayılı kararının infazı sırasında,hükümlü hakkında şartla tahliye kararı verilmesi konusunda C.Savcılığınca yapılan talebin reddine ilişkin Antalya 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 28/09/2005 tarihli ve 2005/1035 müt. sayılı kararına yapılan itirazın kabulü ile hükümlünün şartla tahliyesine dair Antalya 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 07/10/2005 tarihli ve 2005/866-866 D.iş sayılı kararında; lehe olan kanun belirlenirken 5252 sayılı yasanın 9/3 ve 5237 sayılı TCK.nun 7/2 maddelerine aykırı olarak karma uygulama yapılmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309.maddesi gereğince bozulması lüzumu,Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 06/122005 gün ve 51500 sayılı Kanun Yararına Bozma talebine atfen Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:

Karar: Hükümlü Mehmet Yaman'ın 25/01/2005 tarihinde cezaevine girişi yapılarak anılan hükmün infazına başlandığı, 15/08/1983 doğumlu olan ve 18 yaşını tamamlamadan önce yargılama sırasında 16/12/1999 ila 09/08/2000 tarihleri arasında tutuklu olarak bulunduğu ve 01/06/2005 de yürürlüğe giren 5275 sayılı yasanın 107/5.maddesinin "hükümlünün 18 yaşını dolduruncaya kadar infaz kurumunda geçirdiği bir gün, iki gün olarak dikkate alınır,şeklindeki düzenlemesi karşısında,oluşan tereddüdün giderilmesi için C.Savcılığınca talepte bulunulması üzerine,Antalya 1.Ağır Ceza Mahkemesi 29/07/2005 gün ve 2005/846 sayı ile infazın hükümlü lehine olan 647 sayılı yasaya göre yapılması karar verdiği, bu karara karşı C.Savcılığının itirazı üzerine 2.Ağır Ceza Mahkemesi ise 12/08/2005 gün 2005/660 sayı ile 5275 sayılı yasa 107/5 maddeye göre hesaplama yapılarak verilmiş olan 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 846 sayılı kararı yerindedir bu nedenle itirazın reddine şeklinde karar verdiği, bu defa C.Savcılığı 2.Ağır Ceza Mahkemesinin karar gerekçesinin hukuki gerçeğe uygun olmadığını ifade ile itiraz etmekle 2.Ağır Ceza Mahkemesi 28/09/2005 gün 2005/854 sayı ile 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/846 ve kendi mahkemesine ait 2005/660 sayılı kararlarını kaldırarak, 5275 sayılı yasa 107/5 maddeye göre tutuklulukta geçen bir günü iki gün olarak kabülü ile kalan sürenin de daha lehe olan 647 sayılı yasaya göre infazı gerektiğine dair karma uygulama kararı verdiği, bu karar üzerine C. Savcılığı müddetname tanzimi ile hükümlü hakkında şartlı tahliye talebinde bulunmakla, bu defa 1.Ağır Ceza Mahkemesi 28/09/2005 gün ve 2005/1035 sayı ile mahkememizin 2005/846 sayılı kararı ile kesinleşmiştir ve doğrudur diyerek bu karara aykırı talebin reddine karar verdiği,yine bu karara itiraz üzerine bu defa 2.Ağır Ceza Mahkemesi 07/10/2005 gün ve 2005/866 sayı ile 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/1035 sayılı kararının kaldırılmasına hükümlünün derhal serbest bırakılmasına karar verdiği anlaşılmaktadır.

Sonuç: Lehe olan infaz kanununun belirlenmesinde 5252 sayılı yasanın 9/3 maddesine göre her iki kanunun bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçları birbiriyle karşılaştırılması suretiyle sonuca varılması gerektiği, buna göre uygulama yapan Antalya 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 29/07/2005 gün 2005/846 müt. sayılı kararının esası itibariyle isabete haiz olduğu, 647 ve 5275 sayılı yasa hükümlerinin karma uygulanmasını benimseyen Antalya 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 07/10/2005 gün ve 2005/866-866 D.İş sayılı kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığı, bu itibarla kanun yararına bozma istemini içeren ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden anılan mahkeme kararının CMK.nun 309.maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ),müteakip işlemlerin mahallinde yapılması için dosyanın Yargıtay ÜC.Başsavcılığına ( TEVDİİNE ),16.02.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.