Mesajı Okuyun
Old 19-02-2009, 10:10   #4
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas: 1996/1053
Karar: 1996/1257
Tarih: 12.02.1996
ÖZET: Davacı şufalı payların satış bedellerinin tapuda yüksek gösterildiğini muvazaalı olan bu satışın gerçek değerinin 150 milyon üzerinde olduğunu iddia etmiştir. Davacı bu satış akdinin tarafı olmadığından bedeldeki muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilme olanağı vardır. Ne varki bu konuda dinlettiği tanıklar davalıya yapılan satıştaki gerçek bedelin ne kadar olduğu yolunda görgüye dayalı ve bizzat şahit oldukları bir olayı naklederek bir açıklamada bulunmamışlar duyduklarını nakletmişler veya taksimen değerine ne olacağını bildirmişlerdir. Bu tanık ifadeleri ile bedelde muvazaa iddiasının kanıtlandığı söylenemez. Esasen davacı dahi satış bedelinin ne olduğu yolunda kesin bir iddiada bulunmamış 150 milyon civarında olduğu yolunda tahmini miktardan sözetmiştir. Mahallinde dinlenen bilirkişinin de yine tahminini ve takdirini ifade ettiği görülmektedir. Bu itibarla davacının muvaazaya ait iddiasının sabit olmadığı nazara alınarak tapu işleminde yazılı olan satış bedelleri ile onların tapu masraflarının tutarının depo ettirilmesi gerekir.
(743 sayılı MK. m. 6, 623, 657, 659) (4721 sayılı MK. m. 6, 688, 732, 733, 734) (1086 sayılı HUMK. m. 275, 363, 364, 368)
KARAR METNİ:
YARGITAY İLAMI
Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarda gün ve numarası yazılı Şuf'a davasına dair karar Davalı tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki tüm kağıtlar okunarak gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava şufalı payların iptalleri ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece istek gibi karar verilmiş hüküm davalı vekilince temyiz olunmuştur.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere, şufalı payların ait olduğu taşınmazların harici taksimli olarak kullanıldığının kanıtlanamamış bulunmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı şufalı payların satış bedellerinin tapuda yüksek gösterildiğini muvazaalı olan bu satışın gerçek değerinin 150 milyon üzerinde olduğunu iddia etmiştir. Davacı bu satış akdinin tarafı olmadığından bedeldeki muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilme olanağı vardır. Ne varki bu konuda dinlettiği tanıklar davalıya yapılan satıştaki gerçek bedelin ne kadar olduğu yolunda görgüye dayalı ve bizzat şahit oldukları bir olayı naklederek bir açıklamada bulunmamışlar duyduklarını nakletmişler veya taksimen değerine ne olacağını bildirmişlerdir. Bu tanık ifadeleri ile bedelde muvazaa iddiasının kanıtlandığı söylenemez. Esasen davacı dahi satış bedelinin ne olduğu yolunda kesin bir iddiada bulunmamış 150 milyon civarında olduğu yolunda tahmini miktardan sözetmiştir.
Mahallinde dinlenen bilirkişinin de yine tahminini ve takdirini ifade ettiği görülmektedir. Bu itibarla davacının muvaazaya ait iddiasının sabit olmadığı nazara alınarak tapu işleminde yazılı olan satış bedelleri ile onların tapu masraflarının tutarının depo ettirilmesi gerekirken eksik bedele hükmedilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
3- Kabule göre de; şufa bedeli satış parası ile o satış için alıcının yaptığı masraflar tutarı olduğu durumda masraflar dikkate alınmadan yalnızca satış bedeli olarak kabul edilen miktarın depo ettirilmesi de hatalı olmuştur. Hüküm bu sebeplerle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 2 ve 3 no.lu bendlerde yazılı sebeplerle hükmün BOZULMASINA, istem halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.2.1996 gününde Oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak: Corpus Arşiv
[Copyright © Ced Dağıtım Medya Yazılım - Corpus Mevzuat ve İçtihat Programı]