Mesajı Okuyun
Old 19-07-2011, 13:19   #3
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Sayın meslektaşım,

Para sınırına göre dava sulh veya asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır. (Yetki olarak da genel yetki kuralını dikkate alınız kanımca, icra takibinin açıldığı yeri değil..)

Yardımcı olacağına inandığım Yargıtay kararlarından pasajları da aktarıyorum.

Kolay gelsin, saygılar.



Öncelikle Sayın Güntay'a eklediği kararlar için açık teşekkürler.

Yargıtay 4. ve 19. Hukuk Daireleri'nin bu kararları bana biraz "körlerin fili tarifini" hatırlattı. Herkes tuttuğu, dokunduğu yeri dikkate alarak tanımlıyor.

"Sıra cetveli" ile ilgili kararları inceleyen 19. Hukuk D. konuyu "sıra cetvelinde muvazaa", "tazminat davalarını" inceleyen 4. Hukuk D. "muvazaa esasen bir haksız fiildir" yorumu ile incelemiş.

Gelelim, kişisel yorumumuza...

Alacağın tahsilini imkansız kılmak adına yapılmış muvazaalı bir takibe karşı girişilmesi gereken hukuki işlem (tabii ki, diğer şartları da varsa) tasarrufun iptali davasıdır.

İptal davalarındaki "tasarruf" kavramı içinde çoğunlukla sanıldığının aksine sadece tasarruf işlemleri (örneğin satış - bağışlama) değil hukuki niteliği itibariyle bir tasarruf işlemi sayılan haciz de girer.

Yapılacak iş, (diğer şartlar varsa - kesinleşmiş bir takip, geçici ya da kesin aciz vesikası - süreler vs.) tasarrufun iptali davası açmaktır.

Faydalı olması dileğiyle...