Mesajı Okuyun
Old 28-02-2007, 13:38   #26
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.Toz,

Sn.Kayar' ın alıntıları, ve içeriğinden bulup okuma olanağım olmasa da kuşku duymayacağım, referanslarınıza itirazım yok; yorumlarına ve mantıksal sıralamalarına var. Örneğin; savunduğunuz noktadan hareketle ... boyda diye de ilan verilemez, kadın giysisi sunmak için erkek, erkek giysisi sunmak için kadın manken de aranamaz. Ama aranıyor, aranacak, çünkü bunun ayrımcılıkla ilgisi yok, mantıksal gerekçesi var. Ben bilmiyorum, ama mutlaka vardır, işverenin iş için en uygun adayı seçme özgürlüğü bir yerlerde yazıyordur. Bırakın özgürlüğü, bu konuda onu yükümlü tutan birşeyler olmalı. Bunu sadece genel mantıktan hareketle değil, iş ve işçi sağlığı mevzuatıyla ilişkili okuduklarımdan çıkarıyorum. Çünkü, iş kazası hallerinde işe uygunsuz olduğunu bilmesi gerektiği halde işe koştuğu için işverene cezalar veriliyor. Aynı biçimde belli işi yapmaktan imtina ettiği için iş akdi işverence feshedilenlerin davalarında da aynı gerekçenin işçi lehine kullanıldığına rastladım. Sizin gibi yasa ve madde sıralamam mümkün değil, ama bunu yapabilecek hukukçu arkadaşlar vardır herhalde. En basitinden, şaka olsun kabilinden verdiğim ilk örnekteki durumda hanım avukatın (stajyer olsun olmasın) başına bir iş gelse, işverene kimse 'sen bunu düşünmedin mi? hiç bu işe bu nitelikte (yani cinsiyette) biri koşulur mu?' demeyecek mi, demesin mi? Ama deniyor. İş tanımı ve işe alma konularında cinsiyet bir nitelik olarak değerlendirilmek zorunda, ayırımcılık olarak değil.

Ülkemizde pek alışkın olmasak da, birçok gelişmiş ülkede 3-5 kişinin üzerinde çalışanı olan işletmeler iş tanımları yazıyor, o tanımlara dayanarak kadro düzenliyor, o kadrolara göre de işçi istihdam ediyor. İş tanımında yapılacak işin nitelikleri belli bir cinsi öne çıkarıyorsa, o cinsiyet de belirtiliyor. Bu gibi durumlarda, iş ilanında da cinsiyetin belirtilmesi ayırımcılık sayılamadığından, itirazlar, işin tanımında cinsiyeti öne çıkaran unsurun yerinde olmadığı biçiminde öne sürülüyor. Dikkat ederseniz, burada işin ayrıntılı bir tanımı var ve artık nesnel olarak bunu uzmanlara sevketmek ve bunun için işçinin erkek veya kadın olmasının fark yaratıp yaratmayacağı sorusuna cevap aramak mümkün. Eğer durumu çok abartmak gerekirse, bu işe her iki cinsten insan koşup, performanslarını değerlendirerek de karar verilebilir. Ama, işveren zaten işin sahibi ve bu konuda parasını riske edecek kadar bir deneyime sahip olduğu varsayılmak zorunda. Yani, onun bir uzman sayılması gerekiyor. Ancak, ülkemizde iş tanımı sadece süs, ISO belgesi almak için kullanılıyor. Hiçbir işverenimiz bu iş tanımlarının içeriğine yuvarlak tabirlerden başka birşey yazılmasından hoşlanmıyor; hatta en sonda mutlaka bir de 'amirince verilen görevi yapar' maddesi ekleniyor. Nedeni açık, işçi işveren açısından süreli satın alınmış köle statüsünde; herhangibir konuda 'bu benim görevim değil' densin istenmiyor. Böyle bir ortamda cinsiyetin belli bir iş tanımında haklı veya haksız olarak yer alıp almadığını tayin etmek olanak dahilinde olabilir mi?

Çok zorlarsanız ne olacağını ben söyleyeyim: iş ilanına o yazılmaz, işe alınanlar eşit alınır, en baş belası işlere, alınmaya mecbur kalınmış cinsiyettekiler koşulur, başları dertten kurtulmadığı için işten ayrılmak zorunda kalırlar. Bu durumu kanıtlamaları da mümkün değildir, çünkü bu iş tanımlarında yazmaktadır. Üstelik, sizin mesleğinizde pek geçerli değil ama, özgeçmişlerinde (CV) de soru işareti dolu bir dönem oluşur. Bunun kimseye yararı olacağını düşünmüyorum.

Tartışmaya temel oluşturan ilana gelirsek. Ben o ilanı veren kişiyi kutlamak isterim. Çok dürüst davranmış, görüşünü ortaya koymuş. Şöyle diyor: kadın bu işe uygun değil. Her ne nedenle demiş olursa olsun, dürüst davranmış ve tarafların haybeye çabalarına engel olacak bir yaklaşım sergilemiş. Bence bu bir saygı gösterisi. Tersini düşünelim, ilanda bunu belirtmeseydi, on tane kadın, bir tane erkek stajyer başvursaydı; ne olacaktı? Onbir kişiyle görüşülecek, hepsinin birer, kendisinin onbir görüşme zamanı yitirilecek, ama erkek olan kabul edilecekti. Büyük ihtimalle (hele de kadın olduğu gözönüne alınırsa), bir kadının içinde çalışamayacağı koşullar için bir kadını istihdam etmiş olmak istemeyecekti. Koşulları yanlış değerlendirmiş olabilir, ama yine de onun bu konuda işveren olmayı düşünecek kadar cesaret ve deneyimi bulunduğunu, bir bildiği olduğunu kabul etmemiz gerekir. Onu bu nedenle yargılamak (vicdanımda elbette) elbette bana düşmez.

Saygılarımla,