Mesajı Okuyun
Old 27-02-2007, 23:18   #20
Hekimbaşı

 
Varsayılan Ayrımcılığa karşı yöntem: bağımsızlığı korumak

Sn.Katılımcılar,

Bir nokta dikkatimi çekti: ilanda 'İcra' konusunda deneyim aranıyor. İri yarı, yağız bir delikanlı bu işte
daha şanslı sanki. Gerekirse icra işlemi sırasında dövüş filan çıkarsa da işe yarar. Hele bir de belinde
tabancası olursa ...

İşi şakaya vurmaya çalışıyorum. Ama buna çok da kızmamak, pozitif ayrımcılık olarak değerlendirmek lazım.
İçinde tek bir kadın bulunmayan 1000 çalışanlı, 200 haneli bir işhanına gidip oradaki 2 dükkanı haczetmek
zor iş olmalı. Bence stajyer arayan, büyük olasılıkla stajyerin ruh sağlığı ve bedensel bütünlüğünü gözetmek
istemiş. Kendi tatsız deneyimleri yüzünden böyle ilan vermeyi yeğlemiş olabilir; bunu bilmemiz mümkün değil.

Benzer yaklaşımları devlette çalışan kadın / erkek doktorlar, hemşire - ebe / sağlık memuru - teknisyen
alanlarında biz yıllardır gözlüyoruz. Kadınlar hep merkezlere atanırken, erkekler hep dağ başlarına
gönderiliyor; dolayısıyla da genellikle erkekler şikayetçi. Ne çelişki, değil mi? Ayrımcılık iki ucu keskin
bıçak bence; bir başladınız mı, sonu gelmiyor. Alaaddin' in lambasındaki devden ne isteyeceğimizi iyi
düşünmek gerek.

Çok önemli bir konu; işin koşulları ve buna bağlı olarak işverenin tercihi. İşin bu yönü daima önümüze
çıkıyor; ne yapılması gerektiğini gerçekten iyice düşünmek gerekir. En keskin örnekten başlayalım: kadın
giysileri sunmak üzere manken aranıyor olsun. Erkeklerin başvurmasını kim ister? Veya tersi. Dolayısıyla,
her işe her iki cinsten insanlar aynı derecede uygundur demek olanaksızdır. Bazı işlere baylar, bazı işlere
bayanlar daha uygundur; bazılarına ise farketmez gözüyle bakmamız gerekir. Sizin işiniz de her yerde, her
koşulda, aynı biçimde yapılan bir iş olmadığına göre; bazı durumlarda bay, bazı durumlarda bayan istenmesini
doğal karşılamak gerekir. Hiçbir işveren işin gereğine uygun eleman çalıştırmamaktan doğacak sonuçlara
katlanmak istemez. Siz de işveren olsanız, siz de istemezsiniz. Dolayısıyla, işverenin tercihini
yargılamadan önce, bu tercihi neden yaptığını sorgulamak gerekir. Konu sadece cinsiyet ayrımcılığı, kadın
hakları veya insan hakları meselesi değil çünkü.

Tabii durumu sorguladığında Sn.ferahnaz' a verilen cevap saygısızlık; kabul edilemez.

Ülkemizde uzun yıllardır adama göre iş politikası izlendi. Şimdi şimdi işe göre adam yaklaşımları öne
çıkmaya başladı. Öncelikle şunu düşünmek gerekiyor. Nasıl ... eğitimi almış insan arıyorsak, ... cinsten
insan da arayabiliriz. En az ... kiloda, ... cm boyunda olmasını, dövüş sanatlarını bilmesini, şunu bunu
nasıl öne sürebiliyorsak, çalışanın cinsiyetini de öne sürebilmeliyiz. Şahsen ben erkek sekreter istemem.
Temiz, tertipli, güzel sesli, diksiyonu iyi, görgülü, entellektüel, mümkünse uzun yıllar birlikte çalışmayı
hedeflediğim için de 20 yaşın üzerinde, 30 yaşın altında olmasını isterim. Şimdi bu nitelikleri eleman
arayanlar bölümüne yazdığımda cinsiyet veya insan ayrımcılığı yaptığım iddia edilebilir mi? Ne münasebet;
kiminle çalışacağımı ben seçerim. Bunları yazmamış bile olsam, adaylarda mutlaka ararım. Neden erkek sekreter
değil sorusunun da, diğer niteliklere ilişkin soruların da yanıtları vardır. Bu örneği, kolayca anlatabilmek
için seçtim. Daha özgün işlerde, daha belirgin nitelikler aramamdan doğal birşey olamaz. Eşit işe eşit
ücret doğru bir yaklaşım olabilir; ama her işe her nitelikte insan uyamayacağına, ve cinsiyet de insan
nitelikleri içerisinde en önde geleni olduğuna göre; işveren tarafından belirtilebilir. Bunda kasıt aramaya
gerek yok, kasıt açıktır; ama bunun cinsiyet ayrımcılığı olduğunu öne sürmek bence doğru olmaz.

Küreselleşmenin etkisindeki sermayenin davranış modeline şimdiden alışmakta yarar var. Sermaye küçük olsun,
büyük olsun farketmez; kuralları büyük olan belirler, küçükler de yararlanabildiği kadar yararlanır.

Bence buradan çıkartılacak ders, mesleğin özgürlük ve bağımsızlığını korumak ve sermayenin çalışanı olmamak
için elden geleni yapmak olmalıdır.

Saygılarımla,