Mesajı Okuyun
Old 15-09-2011, 21:14   #5
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Oğuzhan Dayar
Müvekkil beğendiği bir taşınmazı almak istemiş ancak ev sahibi ile yaptığı görüşme neticesinde evin üzerinde hacizler olduğunu öğrenmiştir.

Müvekkil icra dosyalarının borçlarını ödeyerek hacizleri kaldırtmış, ertesi gün taşınmazı intikal etmiştir.

Bu arada da ilgili İcra Müdürlüğü' nden yazılan haciz kaldırma müzekkereleri de haczin kaldırılmasından bir hafta sonra tapu dairesine ulaşmış ve ulaştığığ gün haciz şerhleri kaldırılmıştır.

Sonuç olarqak müvekkil hacizleri kaldırmış ancak kaldırma müzekkereleri tapu dairesine ulaşmadan taşınmazı intikal etmiş; taşınmazı SANKİ ÜZERİNDE HACİZ VARKEN DEVRALMIŞ gibi bir görüntü sergilemiştir.

Evsahibinin diğer borçluları da tapuya haciz koymak istemiş ancak evsahibi borçlu evini vekil edene TAPU ŞERHİNDE HACİZLER VARKEN" devrettiği için tasarrufun iptali davası açmışlardır.

Bu halime uyan İÇTİHAT YA DA ÖNERİLERİNİZE açığım değerli meslektaşlarım...


Saygılarımla


Üstadım, nasıl ki icra müdürü haciz iradesini açıklamakla haciz konulmuş olmaktadır, bana göre fek iradesini açıklamakla da haciz kalmıştır. Müzekkerenin bir hafta geç tebliğ edilmesinin haczin kaldırıldığı tarihle alakası yoktur. Bu nedenle haczin kaldırıldığı tarihte bir uyuşmazlık yaşanmayacaktır.

Bana göre asıl dikkat etmeniz gereken meslektaşlarımın üzerinde durduğu sair aleyhinize olabilecek bulguların bulunmaması. Akrabalık veya ortaklık ilişkisi, satış değeri, satış zaman aralıkları vs. Özellikle borçlunun aciz halinde olduğunu bilen veya bilmesi gereken kişilerden olmadığınız hususunun tarafınızdan savunulması gerekmektedir diye düşünüyorum. Saygılarımla.