Mesajı Okuyun
Old 12-10-2016, 10:04   #4
FiNaZZi

 
Varsayılan

Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de masraf yatırılmadığından duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilmiş olup, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Dava, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağına ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı dava dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan araç kiralama sözleşmesi gereğince kira alacağına ilişkin faturalara itiraz edilmemesine rağmen, kira parasının ödenmemesi nedeni ile tahsili için yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini, taraflar arasındaki kira sözleşmesinde davalının adını içeren kaşedeki imzanın davalının satın alma müdürü C.'a ait olduğunu, bu nedenle davalının borçtan sorumlu olduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili beyanında sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, kira sözleşmesinin müvekkilini bağlamayacağını belirtmiş, C. isminde çalışanı olup olmadığına ilişkin bir açıklamada bulunmaksızın, SGK kayıtlarının getirtilmesini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalının bu isimde çalışanı olup olmadığı hususunda isticvabına karar vermiş, davalının isticvap davetiyesine uymaması nedeni ile araç kiralama sözleşmesini imzalayan C.'ın çalışanı olduğunu kabul etmiş sayıldığından, fatura bedeline de itiraz edilmediğinden, davalının itirazının kısmen iptali ile takibe konu asıl alacak miktarı üzerinden takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasında araç kiralama sözleşmesinin varlığı ihtilaf konusudur. Akdi ilişkinin ispatı davacıya aittir. Mahkemece üçüncü kişi C.'ın davalının çalışanı olup olmadığı hususunda isticvabına karar vererek davalının isticvap davetiyesine rağmen gelmemesi nedeni ile çalışanı olduğunu ikrar etmiş sayıldığını kabul ederek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, HMK'nın 169 ve müteakip maddelerinde düzenlenen isticvap, bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usulü bir işlemdir. Başlı başına bir ispat vasıtası değildir. Davacının iddiası geçerli bir şekilde yapılan teslimin ispatı olmayıp, bir hukuki muamele (sözleşme) olup, isticvap yoluyla kanıtlanması mümkün değildir.

Ancak davacı, davalının ticari defterlerine dayandığından, TTK'nın 80 ve 81 ve HMK'nın 219 ve devamı maddelerince, hakim davalı tarafa defterlerini ibrazını emredebileceğinden, öncelikle davalının bu konuda isticvabına karar verilerek, davalının ticari defterlerini sunması halinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut davalının ticari defterleri ile dahi alacağını ispatlayamaması halinde davacı delil listesinde açıkça yemin deliline de dayanmış olduğundan akdi ilişkinin ispatı için davalıya yemin teklif etme hakkı olduğu davacıya hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan gerekçelerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

İŞBU DAVAYA İSTANBUL ANADOLU 4.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NCE BAKILMIŞ VE GÖREVE İLİŞKİN HERHANGİ BİR BOZMA YAPILMAMIŞTIR. DOLAYISIYLA OLAYINIZDA KESİN OLARAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ GÖREVLİDİR..