Mesajı Okuyun
Old 04-04-2009, 20:21   #2
celalkapan

 
Varsayılan İsteğe Bağlı Sigorta ve Hizmet Tespit Davası

506 sayılı Kanun gereği sigortalılar hizmet akdine istinaden işe alınıp çalışmaya başlamalarıyla sigortalı olurlar.Ancak Türk hukukunda şekilcilik hakim olduğundan sigortalılıklarının bir faydasını görebilmeleri için işverenleri tarafından sigortalı bildirimlerinin yapılması lazım.İşverenlerince bildirimi yapılmayanların sigortasız geçen çalışmalarının değerlendirilebilmesi için yine Kanunda bazı imkanlar öngörülmüştür.Çalışmalarının Kurumca fiilen ve kayden tespit edilmesi,kamu kurumlarından alınan bilgi ve belgelerle tevsik edilmesi ve hizmet tespit davasıyla ilama bağlatmak Kanunda Kuruma ve sigortalıya verilen yetkiler.Bu olayda olduğu gibi hizmet tespit davasında sigortalı işten ayrıldıktan sonra beş yıl içerisinde dava açabilir.Zaten sigortalının burada olduğu gibi işe giriş bildirgesinin verilmesi halinde Yargıtay'ın beş yıllık hak düşürücü süreyi bile dikkate almadığı durumlar olabiliyor.Sigortalının dava ettiği sürede isteğe bağlı sigortalı olması bu hakkını engellemez.Hatta aleyhine değil lehine delil bile teşkil etmez.Yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverene karşı çaresizlikten bu yola başvurmuştur.Hizmet tespit davaları kamu düzeninden olduğu için sadece tanık ifadesiyle nadiren karar verilmektedir.Tanık ifadeleri yanında yazılı deliller de aranmakta.Zaten sizin elinizde de makbuz v.b.bulunmakta.Yine minübüz işletmesinde bildirimi yapılan başka sigortalı olup olmadığı,işverenin ehliyeti olup olmadığı,başka işyeri ve faaliyet konusu olup olmadığı, aracın çalışma süreleri hepsi dikkate alınmakta.Bu konuda Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarını kolaylıkla bulabilirsiniz.Eğer temin edip inceleme fırsatı bulabilirseniz Yargıtay Tetkik Hakimi İhsan ÇAKMAK'ın kitabında çok sayıda örnek yargı kararı bulunmakta.Şu anda kitap elimde olmadığı için kararlardan örnek yazamıyorum.Bilahare örnek kararların tarih sayılarından da iletirim.Kolay gelsin.


Alıntı:
Yazan nusya
Merhabalar,
müvekkilim bır şahsa ait olan minübüste 10 yılı aşkın çalışmıştır.fakat 2006 yılında trafık kazası geçirmiştir.bu 10 yıllık dönemdede müvekkilim araç sahıbıne ısrarlı bir şekılde ssk lı sayılabılmesı için rıcalarda bulunmuştur.Ve araç sahıbı muvekkılı bugun gıt yarın gel hesabı ve aradakı akrabalık ilişkisi ve muvekkılın işsizlık korkusundan dolayı ssk yapmamıştır.bu donemde kendısını garantı almak için muvekkılım kendısını için istege bağlı sigortalılık yoluna gitmiştir.Hatta oylekı bu primleri muvekklım kendı kazandığı ücretten kesip yatırmıştır. Kazadan sonra araç sahıbı muvekkıle hiçir şekılde sahip çıkmamıştır.Sadece trafık kazasından 5 ay once muvekkılım işe girmiş gibi gözükmektetır.yanı ssk lı olarak gözükmektedir.10 yıl boyunca çalıştıgına dair elimizde makbuzlar ve tanıklar bulunmaktadır.
Bu dönemlerde müvekkilimin sıgortalı sayılabılmesı için tespit davası açsam ve bu dönemdede ssk lı sayılabılırmı.bu konuda yargıtay kararı mevcutmudur.
yardımlarınız için çok teşekkür ederim.