Mesajı Okuyun
Old 18-04-2018, 18:17   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Tapusuz taşınmazlarda zilyetlik ile mülkiyetin kazanılması, Kadastro K.nun 14 maddesi çerçevesinde tüm koşulların gerçekleşmesi , öncelikle taşınmazın zilyetlikle kazanıma elverişli bulunması ve taşınmazın kadastro tespit tarihi itibari ile en az 20 yıl süreyle çekişmesiz ve aralıksız ve malik sıfatı ile kullanılması ile mümkün olabilir. Zilyetlik başkasından devir alınmış ise davacı eklemeli zilyetlik kuralı ile devir alanın süresinden yararlanabilir.

Önemli olan eski zilyedin zilyetliğini yeni zilyede "devir ve teslim" ettiğinin ve ondan sonraki zilyetliğin de "kesintisiz olarak sürdüğünün" ispatı gerekir.

Köy senedi olarak ifade edilen senet aslında zilyetlik devir ve teslim sözleşmesidir. Tapusuz taşınmazlarda zilyetliğin devredildiğine gösterir bir belgedir.Köy Senedi şartları taşıdığı takdirde zilyetlik yönünden davacı lehine delil teşkil eder.Fakat salt köy senedi ile iddianın ispatı yeterli değildir.

Somut olayda taşınmazların hali(boş) arazi ve ham toprak nitelikli olduğundan söz ediliyor.Eğer gerçekten bu niteliklere sahip ise bundan taşınmazın uzun süre kullanılmamış olduğu anlamı çıkar .Bu nitelik uzman teknik bilirkişiden alınacak rapor ile tespit edilir.

Davada Kad.K.madde 14'deki tüm unsurların somut olaya uygulanarak açıklamasını yapılması ve bu açıklamaların ispatı gerekir. Eğer taşınmaz hali arazi veya ham toprak niteliğinde değilde örneğin üzerinde tarım yapılan arazi konumunda ise yada üzerinde zilyedin kullanımını veya hakimiyeti gösterir veriler varsa Köy senedi ile birlikte iddianın tanık ve yerel bilirkişi beyanı,vergi kaydı gibi diğer belgelerle de desteklenmesi halinde 12/3 maddedeki 10 yıllık hak düşürücü süreye de riayet edilmesi takdirinde mülkiyetin kazanılabileceğini düşünüyorum.