Mesajı Okuyun
Old 04-06-2007, 18:15   #14
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Hafta sonu olması nedeniyle daha önce ekleyemediğim iki yargıtay kararı aşağıda yeralmaktadır. Belki daha faydalı olabilir.

Saygılarımla.

T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi

Esas : 1992/11143
Karar : 1993/7298
Tarih : 04.10.1993

ÖZET : İştirak halinde mülkiyete konu olan taşınmazlara ait satış vaadi sözleşmeleri geçerlidir. Ancak, iştirakin dışında bulunan alıcılar yönünden, taksim vaki olmadığı veya iştirak halindeki mülkiyet müşterek mülkiyete dönüştürülmediği sürece sözleşmenin ifa olanağı yoktur ve buna dayanılarak tescil istenemez. Ayrıca, Medeni Yasaya 3678 s. Kanunla eklenen 584/a maddesi ile hükme bağlanan ve sadece mirasçılardan birine tanınan haktan üçüncü şahısların yararlanması olanaksızdır.

(743 sayılı MK. m. 629, 630, 584A)

KARAR METNİ :
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.12.1990 tarihinde verilen dilekçe ile iştirakin feshi ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 5.6.1991 tarihli hükmün Yargıtay’ca tetkiki davalılardan Fatma tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içindeki tüm kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:

Davacı, satış vaadi sözleşmesine dayanarak davalılar arasında iştirak halinde mülkiyete konu taşınmazlarda, mülkiyetin önce müşterek mülkiyete çevrilmesini, sonrada sözleşme gereğince tescile karar verilmesini istemiş, mahkeme davayı kabul etmiştir.

Bir taahhüt muamelesi olması itibariyle iştirak halinde mülkiyete konu taşınmazlara ait satış vaadi sözleşmeleri geçerlidir. Ne var ki, taksim vaki olmadan yada iştirak halindeki mülkiyet müşterek mülkiyete çevrilmeden ifa olanağı bulunmadığından buna dayanarak tescil istenemez. MK.na 3678 s. Kanunla eklenen 584/a maddesinde iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilebileceği kabul edilmekle birlikte bu hak madde metninden açıkça anlaşıldığı gibi yalnızca mirasçılardan birine tanınmıştır. Üçüncü şahısların böyle bir hakkı yoktur. Bu nedenle, satış vaadi sözleşmesinde alıcı olan davacıların üçüncü şahıs olarak davalıların arasında iştirak halinde mülkiyete konu dava konusu yerlerdeki bu mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilerek bundan sonra tescile karar verilmesini istemesi şeklindeki davasının kabul edilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Yukarda açıklanan sebeplerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), temyiz harcının istem halinde yatırana iadesine, 4.10.1993 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kaynak : Corpus