Mesajı Okuyun
Old 09-12-2009, 22:28   #7
wellan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım itirazın iptali davası sadece genel haciz yolu ile takipte borçu tarafından yapılan itirazın hükümden düşürülmesi için elinde md.68/a anlamında belge olmayan alacaklının başvurmuş olduğu bir davadır.İtirazın iptali davası genel mahkemelerde açıldığından dolayı verilen hükümde maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmektedir.İtirazın iptali davası ile borçlunun borçlu olmadığının tespit edildiği(menfi tespit hükmü) ve icra takibine devam etme yetkisi verir.Bu nedenle doktrinde fikir ayrılığı olsada aslında alacaklı bu dava ile itirazın iptal edilmesini yani hükümden düşürülmesini isteyip;takip konusu alacağın borçludan alınarak verilmesini talep edemez.Genel haciz yolu ile takipte ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde borca,imzaya,zamanaşımına,yetkiye itiraz icra müdürlüğüne yapılır(icra dosyasına).Bu sebeple alacaklının itirazı hükümden düşürmek için dava açması gerekmekte olup,bu davalar itirazın kaldırılması(kesin yada geçici kaldırma) yada itirazın iptali davasıdır.Oysa ki kambiyolu takiplerde itiraz icra dairesi yerine icra mahkemesine dava açılarak yapıldığından dolayıdır ki borçlu tarafından itiraz edilerek açılmış olan bir dava mevcuttur ve alacaklı itirazın hükümden düşürülmesini ayrı bir dava açmak yerine bu dava içerisinde ileri sürecektir.Kambiyolu takiplerde icra mahkemesince takinin talikine karar verilmedikçe satıştan başka icra işlemlerine durdurmayacaktır.Bu sebepledir ki;icra mahkemesince borçlu tarafından açılmış olan davada borçlu md.36 cinsinden olmak üzere bir teminat gösterdiği zaman icra hakimi takibin talikine karar verir.Teminat yatırılmadığı zaman icra dosyasında alacaklı satış sürecine kadar işlemleri yapma yetkisine sahiptir ancak satışı gerçekleştiremez.Bu sebeple icra mahkemesine yapılan itiraz üzerine önce mahkeme takibin taliki yada devamı yönünde bir karar verip daha sonra yapılan itirazları incelemeye başlayacaktır.İcra mahkemesinde basit yargılama usulü uygulanır ve borçlu açmış olduğu davada ileri sürdüğü itiraz sebepleri ile icra mahkemesinde bağlıdır çünkü iİİK.63 göre itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez.Sonuç olarak kambiyolu takiplerde itirazın iptali ile itirazın kaldırılması davaları olmayıp,alacaklı tarafından itirazın bertaraf edilmesi borçlu tarafından itiraz sebebi ile açılmış olan mevcut davada ileri sürülerek bertaraf edilir.Alacaklının aleyhine karar veren icra mahkemesinin bu kararı YARGITAY da temyiz edilebilir.Sizin sorunuzda ki ayrımda buna işaret etmektedir.Kısacası itirazın iptali davaları HUMK genel hükümlere göre yargılamaya tabi olup borçlu itiraz dilekçesinde ileri sürmüş olduğu itiraz sebepler ile bağlı değildir ve verilen hüküm maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder.İtirazın kaldırılması davasında icra mahkemesinde ise basit yargılama usulü uygulanır,sıkı şekil kuralları geçerlidir.Yemin,tanık dinletilemez ve tarafların ileri sürmüş olduğu beyanlar bekletici mesele yapılamaz.İcra mahkemesi tarafından verilen hükümlerde genel olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez(kaza-i muhakeme) ve alacaklı itirazın kaldırılmasının reddine karar verildiğinde itirazın iptlali davası açabileceği gibi borçlu da menfi tespit davası açabilir.Ancak itirazın kaldırılması davasından vazgeçilip itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar varken;itirazın iptali davasından vazgeçilip itirazın kaldırılması davası açmakta hukuki yarar yoktur.Umarım davalar arasındaki farkı açıklayabilmişimdir.SAYGILARIMLA.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.