Mesajı Okuyun
Old 30-12-2009, 10:30   #88
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Raşit Tavus
Bu konudaki görüşlerinize katılmıyorum. Kitapları karıştırmadan yorum yapmak istememiştim, şimdi tartışabilirim. Aile hukuku için de örf adet hukuku pekala yer bulur, örneğin: Yargıtayın çocuğun dedesi ve ninesiyle görüşebilmesi hakkında vermiş olduğu karar. Bir başka örnek düğünde takılan takıların boşanma halindeki hukuki durumu. Örnek sayısını çoğaltmak istemiyorum ama bu iki örnekte olduğu gibi örf adet hukukumuz doğrudan aile hukukunun uygulamasında yer bulmuştur. Bazı örf adetler ile örf adet hukuku arasındaki farkı göz ardı etmemek lazım. Ayrıca Ceza hukukunda töre cinayetleri örf adet olduğu için cezada indirime sebep olması gerekirken, cezada artırım sebebidir, bunun sebebi de bu yanlış törenin bitirilmeye çalışılmasıdır. Yani sadece töre cinayetlerini baz alarak ceza hukukunda örf adet hukuku yoktur diyemeyiz. Hakim karar alırken örf adet hukukunu her halükarda göz önünde bulundurmak zorundadır. Bunun bariz örneği de Boşanmadan sonra çocuğun dede ve ninesiyle görüşmesi hakkında yargıtayın içtihadıdır.

Çocuğun dede ve ninesiyle görüşme hakkının tanınmasının temelinde çocuğun hakları vardır. Yargıtay, örf adete dayandırmayı tercih etti diye aile hukukunda örf adet hukukunun var olabileceğini kabul edemeyiz. Üstelik yeni yasamıza göre artık ister ninesi olsun ister herhangi bir yakını olsun çocuğun üçüncü kişilerle kişisel ilişki kurması olanaklıdır. Üstelik boşanmadan sonra değil çocuk anne babanın velayeti altındayken de başkalarıyla kişisel ilişki kurabilir. Yasa Yargıtay kararlarının önüne geçmiştir neyse ki ve dayanağı gelenekler değil çocuk haklarıdır. Gelenekler olsaydı nine ve dedeyle sınırlı tutardı. Neyse ki Yargıtay kararları arasında sıkışıp kalmadı aile hukuku.

Ayrıca hangi törenin yanlış olduğuna kim karar verecek ve buna nasıl karar verilecek? Canı isteyen, bu doğru töredir deyip kişilerin hak ve özgürlüklerini kısıtlama olanağına nasıl kavuşabilir?