Mesajı Okuyun
Old 18-01-2011, 15:17   #2
üye32062

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2008/13618
Karar: 2008/17551
Karar Tarihi: 16.10.2008

ÖZET: Somut olayda B.. şirket temsilcisi olmadığı halde şirket adına imza attığından dolayı aval veren sıfatıyla sorumluluğu bulunmamakla birlikte, temsile salahiyeti olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kimse, o poliçeden dolayı bizzat mesuldür. Bu durumda, yetkisiz temsilcinin düzenlemiş olduğu senetten dolayı B... Dış Tic. A.Ş. sorumlu olamayacağından, şirket yönünden itirazın kabulüne karar verilmesi gerekir.

(6762 S. K. m. 590, 613, 688, 690)

Dava ve Karar: Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

1- İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK'nın 438. ve İİK'nın 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından, bu yoldaki isteğin reddi oybirliği ile kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;

2- Takip dayanağı 15.03.2007 vade tarihli ve 166.300 YTL bedelli senedin B... Dış Ticaret A.Ş. temsilcisi olarak Bedri tarafından imzalandığı ve aynı kişinin senet üzerinde aval veren sıfatıyla da imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır.

15.06.2006 tarihli şirket genel kurulunda şirketi münferit imza ile temsil etmeye Talip ve Nurcihan'ın 3 yıl süre ile seçildikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda, takip dayanağı 11.06.2006 tanzim tarihli şirket temsilcisi olarak imzalayan Bedri'nin yetkisi olmadan B... Dış Ticaret A.Ş. adına düzenlemiş olduğu bu senet şirketi bağlamaz.

TTK'nın 688/7. maddesi gereğince, bonoda tıpkı poliçede olduğu gibi tanzim edenin imzasının, metni örter şekilde yani metnin altına atılmış olması zorunludur. Bonoda birden fazla imza atılmış ise, bu senedin geçerliliğine etki yapmaz ise de, bonoda sorumluluğun tek bir imza ile doğduğu (Dairemizin süregelen içtihatlarında benimsendiği üzere) birden fazla atılan imzaların sahipleri durumuna göre asıl borçlu veya aval veren olarak nitelemek mümkündür.

Sadece imzadan ibaret aval mümkündür. Muhatap veya keşidecinin imzaları dışında bononun (poliçenin) ön yüzüne konan her imza aval beyanı sayılır. Bu nedenledir ki, yalnız imzadan ibaret olan aval sadece bononun ön yüzünde mümkündür. Atılma maksadı ne olursa olsun, bononun ön yüzündeki imza muhataba (poliçede) veya keşideciye ait değilse, bu imza sahibini avalist durumuna getirir. İmza sahibi herhangi bir taahhüt altına girmeyi düşünmediğini ileri süremez. Zira, 613. maddenin 3. fıkrası; <aksinin ispatı caiz olmayan bir karinedir.> (Prof. Dr. Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, sh. 805).

Yukarıda da açıklandığı üzere, bonoda sorumluluğun doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunlu olmadığından aval olarak değerlendirilir.

Somut olayda Bedri şirket temsilcisi olmadığı halde şirket adına imza attığından dolayı aval veren sıfatıyla sorumluluğu bulunmamakla birlikte, TTK'nın 690. maddesinin göndermesiyle aynı Yasa'nın 590. maddesinde belirtildiği üzere, <temsile salahiyeti olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kimse, o poliçeden dolayı bizzat mesul olacağı> düzenlenmiştir. Bu durumda, yetkisiz temsilci Bedri'nin düzenlemiş olduğu senetten dolayı B... Dış Tic. A.Ş. sorumlu olamayacağından, şirket yönünden itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm verilmesi isabetsizdir.

Sonuç:

1 - Bedri vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

2- B... Dış. Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.10.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları