Mesajı Okuyun
Old 06-02-2013, 11:27   #3
RuzgarEzel

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/14464
K. 2007/2564
T. 26.2.2007
• İTİRAZIN İPTALİ ( Değerlendirme Takip Tarihine Göre Yapılması Gereği )
• İNKAR TAZMİNATI ( İtirazın İptali Davalarında Değerlendirme Takip Tarihine Göre Yapılması Gereği )
• TAKİBE İTİRAZ EDİLDİKTEN SONRA DEĞİŞİK ZAMANLARDA ÖDEMELER YAPILMASI ( İtirazdan Sonra Yapılan Ödemelerin İcra Müdürlüğünce Gözetilmesi Suretiyle Davalının İtirazının İptaline ve Takibin Devamına Karar Verilmesi Gereği )
2004/m.67

ÖZET : Dava, alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ve inkar tazminatı talebine ilişkindir. İtirazın iptali davalarında, değerlendirmenin takip tarihi itibarıyla yapılması gerekir. Dosya kapsamından, davalının takip tarihi itibarıyla takip miktarı kadar borçlu olduğu, ancak takibe itiraz ettikten sonra değişik zamanlarda ödemeler yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, itirazdan sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce gözetilmesi suretiyle davalının itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından duruşmasız, davacı avukatınca da duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de dava miktar itibariyle duruşmaya tabi olmadığından bu isteğin reddiyle incelemenin evraklar üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı ile aralarındaki sözleşmeye uygun olarak bilgisayarlı tomografi hizmeti verdiğini, hizmetinin karşılığının ödenmediğini, yaptığı İcra takibine de davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, takipten sonra yapılan ödemeler nedeniyle davacının dava tarihi itibariyle asıl ve faiz alacağı kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen ilk hüküm, tarafların temyizi üzerine, dairemizce davalının temyiz itirazları reddedilerek, davacı temyizi yönünden, "davalının borca itirazında haksız olduğunun anlaşılması nedeniyle davacı yararına İİK 67/2. maddesi hükmüne göre asıl alacak üzerinden inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden" bahisle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda bu kez, daha önce verilen "davanın reddine" dair hükmün kesinleştiği gerekçesiyle, eldeki davanın sadece inkar tazminatına yönelik olduğu kabul edilerek, inkar tazminatı yönünden davanın kabulüne, asıl alacak üzerinden hesaplanan % 40 inkar tazminatı olan 1.324,93.YTL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm, yine taraflarca temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen ilk hüküm dairemizce, "davalının icra takibine itirazında haksız olduğu, davacının inkar tazminatı talebinin kabul edilmesi gerektiği" belirtilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, "davanın reddine" ilişkin ilk hükmün kesinleştiğinden bahisle sadece inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmiştir. Oysaki dava, İİK'nun 67'nci maddesi uyarınca, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, İİK'nun 67'nci maddesine dayanılarak açılan itirazın iptali davalarında değerlendirmenin takip tarihi itibariyle yapılması zorunludur. Dava konusu olayda davalının, takip tarihi itibariyle takip miktarı kadar borçlu olduğu, ne var ki takibe itiraz ettikten sonra değişik zamanlarda asıl ve birikmiş faiz borcunu karşılar şekilde ödemeler yaptığı sabit olmakla, yapılan ödemelerin İcra müdürlüğünce gözetilmek suretiyle takibin devamına karar verilmesi gereklidir. Mahkemece, dairemize ait 04.05.2005 tarihli bozma kararı gerekçe gösterilerek, ilk hükümle verilen "davanın reddine" dair hükmün kesinleştiğinden bahisle sadece inkar tazminatının ödetilmesi ile ilgili hüküm kurulmuş olup, takip hukuku ile ilgili herhangi bir karar verilmemişse de, dairemize ait 04.05.2005 tarihli bozma ilamında, davalının takibe itirazının haksız olduğu açık olarak ifade edilmiş, bunun sonucunda da takip borçlusunun inkar tazminatı ödemesi gerektiği belirtilmiştir. Bozma kararında açıkca belirtilmese de, borçlunun İcra takibine haksız olarak itiraz etmesinin, inkar tazminatı dışında, icra masrafları ve İcra vekalet ücreti gibi takip hukukundan doğan diğer bazı sonuçları da vardır ki, davalı bunlardan da sorumludur. Nitekim dairemizce anılan bozma kararında, davacının diğer temyiz itirazlarının reddedildiği belirtilmemekle, bozma kararının, sadece inkar tazminatına ilişkin değil, hükmün tamamına yönelik olduğu anlaşılmakta olup, mahkemenin kabulünün aksine "davanın reddine" ilişkin ilk hükmün taraflar yönünden kesinleştiğinden ve bu durumun davalı yararına usuli müktesep hak teşkil ettiğinden söz etmek de mümkün değildir.

O halde mahkemece, itirazdan sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce gözetilmek suretiyle davalının takibe yaptığı itirazın iptaline, hesaplanacak vekalet ücretinin ve mahkeme masraflarının da davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, dairemiz bozma ilamına yanlış anlam verilerek "davanın reddine" ilişkin ilk hükmün 2006/14464/2564 kesinleştiğinden bahisle, yazılı şekilde sadece inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince temyiz edilen kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, 26.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.