Mesajı Okuyun
Old 14-07-2010, 12:18   #13
paluri

 
Varsayılan

bugün bulduğum bir yargıtay hukuk genel kurulu kararında zararın miktarının tam olarak öğrenildiği bilirkişi raporunu tebliğ alma tarihini zararın öğrenme tarihi olarak kabul ettiğini gördüm. böyle olunca 2 yıllık zaman aşımı süresi zararın tam olarak öğrenildiği bilirkişi raporunu tebliğ alınan tarihten itibaren başlayacaktır. bozmadan sonra ıslah mümkün olmadığından ek dava açılması mümkündür diye düşünüyorum.

T. C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO : 2008/4-326 KARAR NO : 2008/325

Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Üsküdar 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/06/2007
NUMARASI : 2007/124 E.-2007/128 K.
DAVACI : MUZAFFER AYAR vekili Av. .........
DAVALI : NURETTİN TÜRKMEN MİRASÇILARI İKBAL TÜRKMEN
ve müşterek vekilleri Av. .........

……………………..
Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz olunmuştur.

Davaya konu olay 13.1.1996 tarihinde gerçekleşmiştir. Eldeki dava ise 22.11.1999 gününde açılmış ve 2.000.000.000. TL maddi tazminatın hüküm altına alınması istenilmiştir. Yargılama sırasında 25.2.2004 tarihli dilekçe ile bilirkişi tarafından bildirilen miktar itibariyle dava konusu 19.485.911.250 TL. olarak ıslah edilmiş ve mahkemece de bu miktara hükmedilmiştir. Islah her ne kadar önceden açılan bir davadaki isteklerin somut olayda olduğu gibi fazlasını içeren bir talep ise de; daha önce açılan dava ile ıslah edilen bölüm yönünden zamanaşımı kesilmiş olmaz. Davalı, ıslah edilen kısım ile ilgili olarak zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Islah tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu da anlaşılmaktadır. O halde ıslah edilen bölüm yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerekirken istemin tümünün kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir…”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

…………………………
Görülmekte olan davadaki tazminat isteminin dayandırıldığı trafik kazası 13.1.1996 günü meydana gelmiş; dava 22.11.1999 tarihinde; yani, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ nun 109/1. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin bitiminden sonra ve ancak aynı maddenin ikinci maddesi uyarınca uygulanması gereken beş yıllık uzamış zamanaşımı süresinin dolmasından önce, dolayısıyla da süresi içerinde açılmıştır.

Eldeki davada, davacının olay nedeniyle uğradığı zararının kapsamını, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun buna ilişkin 18.4.2001 tarihli raporunun tebliğ edildiği 11.9.2001 günlü oturumda öğrenmiş olduğu, taraflar arasında çekişmesizdir. Bu öğrenme tarihi itibariyle, beş yıllık uzamış zamanaşımı süresi dolmuştur.

Yukarıda değinildiği gibi, zararın veya failin uzamış zamanaşımı süresinin bitmesinden sonra öğrenildiği durumlarda, tazminat talebi, öğrenme tarihinden itibaren 2918 S.K. nun 109. maddesindeki iki yıllık zamanaşımı süresine tabidir; öğrenme tarihinden itibaren yeni bir uzamış (somut olaydaki gibi beş yıllık) zamanaşımı süresi işlemez. Buna göre uzamış zamanaşımı süresi içerisinde açılan ve fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulduğu eldeki davada, davacı, maddi tazminat talebini ıslah yoluyla en geç 11.9.2003 tarihine kadar artırabilecekken, ıslah konusundaki dilekçesini zamanaşımı süresinin bitiminden çok sonra 25.2.2004 tarihinde vermiş; davalı taraf da, süresi içerisinde ve usulüne uygun şekilde, ıslahla artırılan tutarla sınırlı olarak zamanaşımı definde bulunmuştur.


Hal böyle olunca, ıslah yoluyla artırılan maddi tazminat tutarı yönünden zamanaşımının gerçekleşmiş olduğunun kabulü ve ıslaha konu talep bölümünün zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.