Mesajı Okuyun
Old 30-06-2018, 10:08   #6
Av.Yasemin AKYOL BAŞYAYLA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Serhat Günenç
Sevgili Meslektaşlarım; Trafik kazasından kaynaklanan Destekten yoksun kalma davasını "Belirsiz Alacak Davası" şeklinde 10.000 TL tazminat talebiyle açtım. Alacak miktarını bilirkişi raporu doğrultusunda "fazlaya ilişkin haklarımı kullanarak ıslah yoluyla" 17.000 TL'ye arttırdım. Mahkeme 17.000 TL'ye hükmetti.

Akabinde kararı temyiz ettim. Karar Yargıtay incelemesi sonrasında bozuldu. Yeniden yapılan yargılamada Bilirkişi tazminat miktarını 80.000 TL olarak raporlardı.

Bu durumda HMK 107. maddesi uyarınca talep miktarını bilirkişi raporu doğrultusunda 80.000 TL'ye arttırabilir miyim.(Yargıtay kararları doğrultusunda bozmadan sonra talep arttırımı yapılması mümkün. Ancak ıslahtan sonra talep arttırımı yapılıp-yapılamayacağı hususunda bir yargıtay kararına rastlamadım.)

Sn.Günenç, bu husus biraz tartışmalı olup, her iki yönde de görüş mevcuttur. Doktrinde de Baki Kuru'ya göre bozmadan sonra yargılama yeniden başlayacağından ıslah yapılabilir ancak yargıtay kararları yerleşik değil. Örneğin, aşağıdaki karar ve karşı görüş.. (Kararın 9 HD olması sizi yanıltmasın bu çelişki sadece iş davaları yönünden değil farklı davalara ilişkin kararlarda da mevcut. Ben bu kararı bir davamda kullandığım için buraya alıntılamak kolay oldu.)

T.C.
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ
E: 2011/33835 K: 2011/42324 T: 01.11.2011

ÖZET: Uyuşmazlık, bozma kararından sonra ıslah yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır. Davacı bozma ilamı sonrasında ıslah harcını yatırmak sureti ile davasını ıslah etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu göre, ıslah tahkikatın sonuna kadar yapılabilecektir. Yargıtay kararına uyularak yapılan yargılamada tahkikatın devam etmesi karşında, ıslah yasaya aykırı görülmemiştir. Tek bir dava ile halledilebilecek bir uyuşmazlığın bir başka dava konusu olması da usul ekonomisine uymamaktadır.


KARŞI OY : Yerel Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen 27.11.2009 gün ve 239-804 sayılı karar, tarafların temyizi üzerine Dairemizin 27.10.2009 gün ve 2008/11352-2009/29488 sayılı ilamı ile hizmet süresinin araştırılması yönünden eksik inceleme yapıldığı gerekçesi ile bozulmuş, yerel mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sırasında davacı tarafından verilen 07.01.2011 harç tarihli ıslah dilekçesi ile arttırılan talepler hüküm altına alınmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 4.2.1948 tarih ve 1944/10 E, 1948/ 3 K. sayılı kararı uyarınca bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Dairemizin yerleşmiş görüşleri aynı yöndedir, (24.05.2011 gün ve 2011/24139-2011/15099, 02.06.2011 gün ve 2011/23201-2011/16475, 06.10.2011 gün ve 2011/41264-2011/35574, 27.10.2011 gün ve 2011/44131-2011/41314 sayılı kararlar). Davacı taraf bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında ıslah dilekçesi vererek taleplerini arttırmış ve mahkemece arttırılan miktarlar üzerinden hüküm tesis edilmiştir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun kararına aykırı şekilde ıslahın kabulü hatalı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken onanması yönünde oluşan sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.

Ben yerinizde olsam asla bu riske girmem ek dava açarak birleştiririm.