Mesajı Okuyun
Old 26-02-2013, 11:08   #3
Av. Ceyhun Doğan Küçükçil

 
Varsayılan

ÖZET : Dava, müşterek-müteselsil borç senedinin davacı bankaya temliki nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Dava dışı kooperatif ile davalılar arasında tanzim olunan senet metninde yer alan ibareyle alacağın davacıya temlik olunacağı açıkça belirtilmiş olup, aynı senet metninde borcun öncelikle Kooperatife ödeneceği de belirtilmiş durumdadır. Temellük edene teslim edilen senet metninde de açıkça belirtildiği üzere; borcun öncelikle kooperatife ödeneceği yönündeki düzenleme karşısında, sözleşme serbestîsi kuralları içerisinde bu hükmün davacı bankayı da bağlayacağı tabiidir. Borçlu, temlik edene karşı haiz olduğu def'ileri, temellük edene karşı da ileri sürme hakkına sahiptir. Kooperatif yetkililerince tanzim olunan belgede, borçlunun borcunu ödediğinin açıkça belirtilmiş olması karşısında, borcun ifa edildiği savunmasını bu belgeye dayalı olarak temlik edene karşı ileri sürme hakkı bulunan borçlunun, talebin dayanağı olan senet metnindeki somut olaya özgü özel düzenleme uyarınca aynı savunmayı temlik alana karşı da ileri sürme hakkı vardır. Bu durumda, temlik alan davacı banka tarafından bu dava ile halen talep edilebilecek bir borç bulunmadığı anlaşılmış olduğundan, aynı hususa işaret eden direnme kararı usul ve yasaya uygun olup onanması gereklidir.

DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Akhisar Sulh Hukuk Mahkeme'since davanın reddine dair verilen 16.04.2009 gün ve 2006/310 E., 2009/574 K sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin 26.05.2011 gün ve 2009/12554 E; 2011/6441 K sayılı ilamı ile;

(... Davacı vekili, dava dışı S.S. 1055 nolu Akhisar Merkez ve Köyleri Tütün Tarım Satış Kooperatifi'nce 11.10.1999 tarihli Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Kredi Sözleşmesine dayanarak ortaklarına verilmek üzere müvekkili bankadan 550.000,00 TL kredi alındığını, kredinin teminatı olarak ortaklardan alınan müşterek ve müteselsil borç senetlerinin müvekkiline temlik edildiğini, ortakların sözleşmelerde imzalarının olması sebebi ile temlikten haberdar olduklarını, bu senetten kaynaklanan alacağın davalılarca bankaya ödenmediğini ileri sürerek, 3.428 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek değişken faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.

Davalılar, borçlarını ödediklerini davacı banka ile ilgilerinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.

Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, kooperatifin Ziraat Bankasından aldığı krediler karşılığında "borçlu ortak" kısmında, kredi kullanan ve kefil olarak davalıların isimlerinin yazılı olduğu "müşterek ve müteselsil borç senedi" başlıklı senedin 2. maddesinde alacaklılar arasında da teselsül durumu yaratılarak borcun önce kooperatife ödeneceğinin belirtildiği, buna göre iyiniyetli borçlunun alacağı temlik edene yaptığı ödemenin borcu sona erdireceğinin kabulü gerektiği, Akhisar 2.İcra Müdürlüğünün 2000/2946 esas sayılı dosyasında alacaklı kooperatifin davalı borçlular hakkında aynı müşterek ve müteselsil borç senedinden dolayı icra takibi yaptığı ve dosyanın 07.12.2001 tarihinde infaz edilerek işlemden kaldırıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Dava, müşterek-müteselsil borç senedinin davacı bankaya temliki nedeniyle alacak istemine ilişkindir.

Mahkemece, dava dışı kooperatif tarafından davalılar aleyhine aynı borç senedine dayalı olarak girişilen icra takibi nedeniyle yapılan ödemeler ve kooperatifin 07.12.2001 tarihli haricen tahsil yazısına istinaden icra takibinin infazen neticelenmiş olduğu, bu suretle temlik işleminin davalılara bildirilmesinden önce borcun sükût ettiği kabul edilerek davanın reddi cihetine gidilmiştir.

Ancak, dava konusu müşterek-müteselsil borç senedi ile davalıların sadece anapara olarak 300,00 TL tutarında borçlanmış olmalarına karşın, kooperatif tarafından girişilen icra takibinin 286,00 TL asıl alacak üzerinden başlatılmış olması nedeniyle davaya konu borç senedinde belirtilen borcun tümüyle sükût ettiğinin kabulü doğru değildir. Mahkemece, davacı banka tarafından dosyaya bildirilen hesaplama biçimine ilişkin beyan dilekçesi ve borç senedinin 1. maddesine uygun şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davadaki istem olan 31.12.2005 tarihi itibariyle, varsa bakiye borç miktarının saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir… ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, alacak istemine ilişkindir.

Mahkemece, davalılar tarafından borcun ödenmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.

Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı bankaya temlik olunan senede bağlı borcun tamamının davalılar tarafından ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.

Dava dışı kooperatif ile davalılar arasında tanzim olunan "Müşterek ve Müteselsil Borç Senedi" başlıklı senet metninin son paragrafında yer alan ibareyle alacağın davacı Ziraat Bankası'na temlik olunacağı açıkça belirtilmiş olup, aynı senet metninde borcun öncelikle Kooperatife ödeneceği de belirtilmiş durumdadır.

Dava dışı kooperatif ile davacı banka arasında tanzim olunan "Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Kredi Sözleşmesi"nin "Ek Şartları" başlıklı belgenin 4 maddesi ile de; kooperatif ortaklarından teminat olarak alınacak borç senetlerinin kredi kullandırılmadan önce T.C.Ziraat Bankası'na temlik ve teslim olunacağı hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla, alacağın temlikinin geçerli bir şekilde oluştuğunun kabulü gerekir.

Kural olarak geçerli olan bu sözleşme, davacıya alacak hakkı bahşetmektedir. Ne var ki, temellük edene teslim edilen senet metninde de açıkça belirtildiği üzere; borcun öncelikle kooperatife ödeneceği yönündeki düzenleme karşında, sözleşme serbestîsi kuralları içerisinde bu hükmün davacı bankayı da bağlayacağı tabiidir.

Bunun yanı sıra, BK'nun 167. maddesi (6098 sayılı TBK 188. maddesi )uyarınca borçlu, temlik edene karşı haiz olduğu def'ileri, temellük edene karşı da ileri sürme hakkına sahiptir. Dosya içeriğinde mevcut bulunan ve dava dışı S.S.1055 Sayılı Akhisar Merkez ve Çevre Köyleri Tütün Tarım Satış Kooperatifi yetkililerince tanzim olunan 07.12.2001 tarihli belgede, borçlu olan M. A.'ın borcunu ödediğinin açıkça belirtilmiş olması karşısında, borcun ifa edildiği savunmasını bu belgeye dayalı olarak temlik edene karşı ileri sürme hakkı bulunan borçlunun, talebin dayanağı olan senet metnindeki somut olaya özgü özel düzenleme uyarınca aynı savunmayı temlik alana karşı da ileri sürme hakkı vardır.

Bu durumda, temlik alan davacı banka tarafından bu dava ile halen talep edilebilecek bir borç bulunmadığı anlaşılmış olduğundan, aynı hususa işaret eden direnme kararı usul ve yasaya uygun olup onanması gereklidir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, 1086 sayılı HUMK'un 440 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.09.2012 gününde oyçokluğu ile karar verildi.