Mesajı Okuyun
Old 20-02-2010, 00:49   #43
Gemici

 
Varsayılan Af olmalı mı, olmamalı mı?

Af olmalı mı, olmamalı mı?
Cevabım: af olmamalı, ama olmasından yanayım.
Cevabı çelişkili bulanlar için bu alandaki 24 no lu mesajımdan bir bölüm aktarıyorum:
Yasalarımız mı yetersiz, mahkemelerimiz ve hukuk sistemimiz mi ülke gerçekleri ile uyuşmuyor, toplulumuz büyük bir gelişme içinde ve hukuk sistemimiz bu gelişimeye ayak mı uyduramıyor, yasalarımız toplum yapımıza göre çok mu ileride, yasama organımız ülke gereksinimlerine cevap verecek yasaları çıkarmaktan aciz mi, demokrasimiz mi daha yerleşmemiş?

Ve bu aktarmaya şunu eklemek istiyorum: Çıkarılan her yasa, çıkarıldığı zamanki toplumsal gerçeğin bir yansımasıdır ve olmak zorundadır. Toplumsal gerçekler durağan değildir, değişim halindedir. Buna karşılık yasalar kendiliğinden değişmez ve toplumsal gerçeklere ayak uyduramaz; ancak belirli sürelerle ve görülen toplumsal gereksinimden veya dünya standartlarına uydurulmak amacı ile değiştirilip toplumsal gerçeğe uygun hale getirilebilirler. Toplumsal gerçeklere uymayan ceza yasalarına göre verilmiş cezaların affı bazı durumlarda toplumsal barışın kurulmasına yardımcı olabilir.

Affı sırf adi suçlulara, katillere, hırsızlara yönelik bir işlem olarak görmek isteyenlere, seçilmiş bir kaç ülkeden amnesti(genel af) örnekleri.


Genel Af
Uzbekistran: 01.01.2008, Ölüm cezasının kaldırılması ve politik tutuklulara af

Almanya: Silah affı, Evinde silah bulunduran Almanlar bu silahları temmuz 2009 dan 31.12.2009 a kadar cezalandırma korkusu olmadan devlete teslim edebilirlerdi. Beklenen başarının elde edilmediği, bu afla beraber, silah bulundurma suçunun cezaları ağırlaştırılmıştı. 2004 ile 2005 seneleri arasında yürürlükte olan vergi affı.
Kenya: Devlet Başkanı Kibaki 2007 yılında rüşvetçi politikacılar için çıkarılan bir af yasasını geri çevirmiş. Başkanın yasayı veto etmesinde, batılı devletlerin, af çıkarsa rüşvetçilere ödün verilmiş olur, demeleri büyük bir rol oynuyor.
Brezilya: Berzilya Hükumeti’nin Aralık 2009 da yayınladığı bir genelge çevre örgütleri tarafından protesto edildi. Genelde çevre kirletenlerin af edilmesini öngörüyor.
Nıkaragua: Muhafazakar partilerin 1990 ile 2007 yılları arasında rüşvet yemiş olan politikacılar için af planlarına karşı, öğrenciler, sendikalar ve sosyal örgütler 09.02.2010 tarihinde protesto gösterilerinde bulundu
Şili: Augusto Pinochet diktörlüğü zamanında suç işlemiş kişilerin affı için 1978 yılında çıkarılan af yasası. Bildiğim kadarı ile halen yürürlükte olan bu yasa gereği o zamanlar suç işlemiş kişiler hakkında dava açılamıyor. Sonuç olarak gerçeklerin ortaya çıkması, adaletin yerini bulması ve zarar gören kişilerin zarlalarının tazmini gerçekleşmiyor.
Peru: Peru Yüksek Askeri Mahkemesi ekim 2001 de eski başkan Alberto Fujimori’nin çıkardığı bir af yasasını iptal etmiş. Fujimori bu yasa ile 90 lı yıllarda politik rakiplerini öldüren yarı askeri ölüm bülüğü La Colina‘nın üyelerine ceza davası açılmıyacağı garantisi veriyordu.

Uruguay: Peru’dakine benzer bir durum Uruguay’da yaşanmış bundan bir yıl önce, parlamento 1973 ile 1985 yılları arasında idareyi elinde tutan askeri diktatörlüğün insan hakları ihlallerini af eden ve 1986 senesinden beri yürülükte bulunan yasayı iptal etmiş. Halk 1989 senesindeki bir referandumda yüzde 57 lik bir çoğunlukla yasayı onaylamış o zamanlar.

Arjantin: 1976 yılında İsabel Peron Hükumetini deviren askeri cunta büyük zorluklarla karşılaşmadan Arjantinde idereyi eline geçirdi. Cunta işbaşına geldiğinde ve ilk zamanlarda halktan destek görüyordu. Kısa bir süre sonra cunta gerçek yüzünü gösterdi ve ülkede bir terör havası estirdi. Gizli hapishaneler, işkence ve adam öldürmeler ülkenin gündemine oturdu. Ve devlet ülkeyi baskı altına alan ölüm bölükleri ile işbirliği yaptı. Öldürülen birçok kişi resmiyette kayıp diye kayıtlara geçti. Gelişini ülkedeki ekonominin bozukluğuna borçlu olan cuntanın kendisi 1983 yılında aynı ekonomik çöküntüden dolayı sona erdi. Seçimlerde Raoul Alfonsin başarılı olarak çıktı. Ama cunta gitmeden önce, seçimlerden sonra başına geleceklerden korktuğu ve yaptığı insanlık suçundan ceza almadan kurtulmak için, giderayak kendi kendisini af eden bir yasa çıkardı. Yeni seçilen demokratik parlamentonun ilk karalarından birisi bu yasayı iptal etmek oldu.

Güney Afrika: Güney Afrika tarihinde, dünyanın başka hiç bir ülkesi ile kıyaslanamıyacak bir insan hakları ihlallerine, ıkçı ayırıma, işkenceye, mecburi iskana sahne olmuş bir ülke. Sadece ordu, polis ve idare değil, devlet ve toplumun idareyi elinde tutan beyaz ırkı bile insanlık onuruna aykırı ırkçı bir ayırımcılık yapıyordu. Irkçı ayırıma (Apartheid=Afrikaan veya Hollandaca’dan gelme bir kavram ayırım ayırma anlamına geliyor) dayanan rejimde 1948 yılından sonra National Party (NP) kolonilik zamanından kalma ırkçı ayırım birçok yasal düzenleme ile pekiştirilmişti.Ülkede yaşıyan kişiler ‚beyaz‘ ve ‚renkli‘ sonraları ‚siyahi‘ olarak ayrılmştı. Bu ayırımdan kısa bir süre sonra siyah derililerin elinden seçme ve seçilme hakkı alınmıştı. Sonraları yasal düzenlemelerle iki ırkın tamamen birbirinden ayrılması gerçekleştirilmişti (sporda, parklarda, kiliselerde, lokantalarda, plajlarda ayrı ayrı yaşam, ırklar arası yasak evlilikler cinsel temasların cezalandırılması) Bu ayırıma karşı çıkan örgütler ve tek tek kişiler ağır cazalara çarptırılmıştı o zamanlar. İşkence, politik cinayetler, insanların ortadan kayboluşları politikanın gündeminde idi. Sistem değişikliğinden sonra yeni idareyi bekleyen en büüyük ödevlerin başında ülkede barışın temini konusu vardı. Bunu başarmak için önceki yönetimin suçlularının ve mağdurlarının affı gerekli idi. Bu af çıkarılmasa ve barış sağlanamazsa ülkenin geleceği tehlike altında idi. Yeni sistrem eskisinin yolundan giderek insan haklarına aykırı bir devlet mi olacaktı, yoksa insan haklarına saygı gösteren ve ülkenin birliğini koruyacak bir devlet mi. Güney Afrika ikinci yolu seçti. 1995 yılında çıkarılan bir yasa ile bir gerçek komisyonu kuruldu; komisyonun görevi politik af edilmeyi hak edenlerle hak etmeyenleri birbirinden ayırmaktı. Af edilmey hak etmeyenler politik olmayan adi suçları işleyen kimselerdi. Eski rejimim mağdurları ve ölenlerin yakınları aftan faydalanarak ceza almaktan kurtulanların cezalandırılmasını istiyor.

Burada sorulması gereken en başta gelen soru: İnsanlık suçu işlemiş olan kişilerin af edilemsi doğru mu?

Saygılarımla