Mesajı Okuyun
Old 04-09-2016, 17:33   #13
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

15 yıl sigortalılık ve 3600 gün prim ödeme şartını yerine getirenlerle ilgili Yargıtay HGK kararıdır.
T. C.
Y A R G I T A Y
HUKUK GENEL KURULU
ESAS : 2015/2669
KARAR : 2016/218
TARİH : 02.03.2016
● KIDEM TAZMİNATININ TAHSİLİ İSTEMİ
● ALACAK DAVASI
● KIDEM TAZMİNATI
● HAKKIN KÖTÜ NİYETLİ KULLANILMASI
ÖZET : 15 yıl sigortalılık ve 3600 gün prim ödeme durumu söz konusu ise, işçi buna dayanarak işten ayrılıp kıdem tazminatına hak kazanır. Bu sebeple işten ayrıldıktan sonra başka bir işyerinde çalışması, kıdem tazminatı almasına engel değildir, yani başka yerde çalışması hakkın kötüye kullanımı olarak kabul edilemez.
(1475 s. İş K m. 14)
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4. İş
Mahkemesince davanın reddine dair verilen 12.12.2012 gün ve 2012/176 E. 2012/889 K.
sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, YARGITAY 7. Hukuk
Dairesinin 25.03.2013 gün ve 2013/2488 E. 2013/4350 K. sayılı ilamı ile; ”…Davacı, davalı işyerinde 03/10/2005-07/03/2012 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesini yaş şartı dışında emeklilik koşullarının oluşması nedeniyle 1475 sayılı Yasanın 14/5 inci maddesi gereğince feshettiğini, davalı işverenin işyerinden ayrıldıktan sonra başka bir işyerinde işe girdiği için kıdem tazminatı ödemediğini belirterek kıdem tazminatının davalıdan TAHSİLİNİ İSTEMİŞTİR.
Davalı, davacının iş sözleşmesini 1475 sayılı Yasanın 14/5 inci maddesi gereğince feshettiğini bildirmesine karşın davalı işyerinden ayrılmadan önce başka bir bankada işe kabul edildiğini bu nedenle fesih hakkının kötüye kullandığından bahisle kıdem tazminatı talep edemeyeceğini beyanla davanın REDDİNİ SAVUNMUŞTUR.
Mahkemece davacının davalı bankada çalışmakta iken 07.03.2012 tarihinde emekli olmak
amacıyla iş akdini feshettiğini, ancak o tarihte Yapı Kredi Bankasına yapmış olduğu iş başvurusunun kabul edilmiş olması nedeniyle 16.2.2012 günü bu bankada işe başladığından bahisle “Yaş koşulu dışındaki diğer koşulları gerçekleştiren kişinin, kurumdan alacağı yazıyla bunu belgelendirerek işten ayrılabileceği ve kıdem tazminatı alabileceğine dair yasal düzenleme gerçekten bu niyetle hareket edilmiş olması ŞARTINA BAĞLIDIR. Başka bir deyişle yeni bir iş bulduğu için ayrılan kişinin, yani davacının kıdem tazminatı talep etmesi MÜMKÜN DEĞİLDİR. Yasanın amacı işçiye ilave bir haklı fesih imkanı yaratmak değildir” gerekçesiyle davacının davasının reddine KARAR VERİLMİŞTİR. Karar davacı tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.
İş sözleşmesinin işçi tarafından yaşlılık aylığı tahsisi amacıyla feshedilip feshedilmediği ve
buna göre kıdem hakkının doğup doğmadığı konularında taraflar arasında UYUŞMAZLIK
BULUNMAKTADIR.
4447 s. Kanun'un 45 inci maddesiyle 1475 s. Kanun'un 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına
(5) numaralı BENT EKLENMİŞTİR. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç
diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteğiyle işten ayrılması İMKANI TANINMIŞTIR.
Başka bir anlatımla, sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş
koşulu sebebiyle emeklilik hakkını kazanamamış olsa da, anılan bent gerekçe gösterilmek
suretiyle işyerinden ayrılabilecek ve kıdem tazminatına HAK KAZANABİLECEKTİR. Ancak,
işçinin işyerinden ayrılmasının yaş hariç emekliliğe dair diğer kriterleri tamamlaması üzerine çalışmasını sonlandırması şeklinde gelişmesi ve bu durumu işverene BİLDİRMESİ GEREKİR.
Somut olayda ING Bank A.Ş.'nde kobi yönetmeni olarak çalışan davacı 1475 s. Kanun'un 14 üncü maddesinin birinci fıkrası (5) numaralı bendi uyarınca onbeş yıl sigortalılık süresi ve 3600 gün prim günü şartlarını sağladığı için 16.3.2012 tarihli istifa dilekçesiyle İŞYERİNDEN AYRILMIŞTIR. Davacının işyerinden ayrıldıktan yaklaşık 1 ay sonra başka bir işverene ait işyerinde çalışmak üzere İŞE BAŞLAMIŞTIR. Davacının işyerinden ayrıldıktan sonra başka bir firmada çalışması hakkın kötü niyetli kullanılması olarak değerlendirilemez. Davacının kanunun kendisine verdiği yasal hakkını kullanması nedeniyle Davacının, davasının kabulüyle kıdem tazminatının ödenmesine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup BOZMA NEDENİDİR.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır…” gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki KARARDA DİRENİLMİŞTİR.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Dava; kıdem tazminatının tahsili İSTEĞİNE İLİŞKİNDİR.
Davalı davanın REDDİNİ SAVUNMUŞTUR.
YEREL MAHKEMECE; “yeni bir iş bulduğu için işten ayrılan kişinin, yani davacının kıdem tazminatı talep etmesinin mümkün olmadığı, yasanın amacının işçiye ilave bir haklı fesih imkanı tanımak olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar; davacı vekilinin
temyizi üzerine; Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, YEREL MAHKEMECE; aynı gerekçelerle önceki KARARDA DİRENİLMİŞTİR. Direnme kararı davacı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının işyerinden ayrıldıktan sonra başka bir firmada çalışmasının hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, varılacak sonuca göre de kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı NOKTASINDA TOPLANMAKTADIR.
Yasal mevzuatımızda somut uyuşmazlığa ilişkin hüküm 1475 sayılı İş Kanunu’nun “Kıdem
tazminatı” başlıklı 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının 5. bendidir. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteğiyle işten ayrılması İMKANI TANINMIŞTIR. Buna göre sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş koşulu sebebiyle emeklilik hakkını kazanamamış olsa da, anılan bent gerekçe gösterilmek suretiyle işyerinden ayrılabilecek ve kıdem tazminatına HAK KAZANABİLECEKTİR.
Somut olayda ING Bank A.Ş.'nde kobi yönetmeni olarak çalışan davacı 1475 s. Kanun'un 14 üncü maddesinin birinci fıkrası (5) numaralı bendi uyarınca on beş yıl sigortalılık süresi ve 3600 gün prim günü şartlarını sağladığı için 16.3.2012 tarihli istifa dilekçesiyle İŞYERİNDEN AYRILMIŞTIR. İşyerinden ayrıldıktan yaklaşık bir ay sonra başka bir işverene ait bankada İŞE BAŞLAMIŞTIR. Kanunda tanınan bu hakkın amacı, işyerinde çalışarak yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılıyla prim ödeme süresine ait yükümlülükleri tamamlamış olan işçinin, emeklilik için bir yaşı beklemesine gerek olmadan iş sözleşmesini aktif sonlandırabilmesine İMKAN TANIMAKTIR. Davacının, kanunun kendisine verdiği yasal hakkını kullanması nedeniyle işyerinden ayrıldıktan sonra başka bir firmada çalışması hakkın kötü niyetli kullanılması olarak değerlendirilemez. Mahkemece tüm bu olgular karşısında davacının davasının kabulüyle kıdem tazminatının ödenmesine karar verilmesi gerekirken talebin reddedilmesi DOĞRU OLMAMIŞTIR.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, davacının davalı işyerinden ayrılmadan önce başka bir bankada işe kabul edildiği bu nedenle fesih hakkının kötüye kullandığından bahisle kıdem tazminatı talep edemeyeceği gerekçesiyle direnme kararının onanması gerektiği görüşü dile getirilmiş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu TARAFINDAN BENİMSENMEMİŞTİR.
O halde, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma
kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel
Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve YASAYA AYKIRIDIR. Bu nedenle direnme KARARI BOZULMALIDIR.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma
kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının
yatırana geri verilmesine, 02.03.2016 tarihinde OYÇOKLUĞUYLA KARAR VERİLDİ.