Mesajı Okuyun
Old 14-02-2012, 14:59   #7
kum

 
Varsayılan

Dolandırıcılıktan şikayet edilip dava açılabileceği ve bu hususun ispatlanabileceği kanaatindeyim.Konuyla ilgili bir makaleyi aktarmak istiyorum:

Yeni kanunda altı çizilen çek düzenlenmesi suretiyle dolandırıcılık kavramı tesadüfen kullanılmış bir ibare olmayıp, ulusal ve uluslar arası hukuk literatüründe öteden beri mevcut olan bir müessesedir. Zira karşılıksız çek iki konulu bir fiil olup, bir taraftan mağdurların/hamillerin malvarlıklarının korunması, diğer yandan para gibi yararlanılan bir değere bağlı genel yararın(kamu güveninin)gözetilmesini zorunlu kılmaktadır.(SELÇUK, Sami, Çek Suçları, s-73, Hatipoğlu, Ankara, 1993)

Bu sebeple Fransa, İtalya, İsveç gibi bazı ülkeler konuyu özel hükümlerle düzenlerken, Avusturya, Almanya, İngiltere, Hollanda gibi ülkeler ceza kanunlarının dolandırıcılık, sahtecilik hükümleriyle karşılamaktadır. (TÜMERKEN, Somay, Dolandırıcılık Suçu, S-74,Kazanıcı, İstanbul,1987)

Ülkemizde ise, 1985 yılına, yani 3167 Sayılı yasaya kadar çek şikayeti genel hükümlere tabiyken, bu tarihten itibaren bilhassa Fransız sistemi esas alınarak özel hükümler düzenlenmiştir. Böylece şikâyetler özel-genel kanun çekişmesi nedeniyle özel hükümler doğrultusunda yapılmakta, dolandırıcılığa uygun somut olaylarda dahi özel yasanın varlığı nedeniyle dolandırıcılık başvurusu tercih edilmemekteydi.

Nihayet son yasal değişiklikle birlikte, şikâyet süresi geçmiş olmadıkça, genel hükümlere göre şikâyet hakkının kullanılabileceği konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Aynı doğrultuda kanun koyucu TCK’YA gönderme yaparak genel hükümlere göre şikâyet yolunu kapatmadığı gibi, bilakis hep açık olduğu yönünde irade göstermiştir. Kısaca:
26.01.2012 ÜÇÜNCÜ OTURUM AK PARTİ GRUBU ADINA YILMAZ TUNÇ “..Hazırlanmakta olan önergeyle de karşılıksız çek keşide eden ve bunu sürekli alışkanlık hâline getirmiş, mal varlığını alacaklıdan kaçırmış kötü niyetli çek borçluları için ceza hukukunun genel hükümleri gereğince işlem yapılacağı, dolayısıyla bu şahıslar için hapis cezası riskinin devam edeceği yönünde bir düzenleme yapılarak alacaklıların mağduriyetinin önüne geçilmiş olacaktır:”

ÖNERGE GEREKÇESİ:”…Bir kişiyi aldatma kastıyla karşılıksız çek keşide etme suretiyle menfaat sağlayan kişilere dolandırıcılık suçundan dolayı işlem yapılabileceği konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır…
Karşılıksızdır işlemi yapılan çekin düzenlenmesiyle aynı zamanda dolandırıcılık veya başka bir suçun işlenmiş olması durumunda hem işlenen suç bakımından genel hükümler uyarınca gereğinin yapılacağı hem de Cumhuriyet savcılığınca Çek Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verileceğini hükme bağlamak amacıyla bu önerge hazırlanmıştır.

31.01.2012 DÖRDÜNCÜ OTURUM CHP GRUBU ADINA ALİ RIZA ÖZTÜRK “Çek dolandırıcılık vasıtası, aracı olarak kullanılırsa ne olur? Ya Allah aşkına, 1985 yılına kadar bu ülkede Çek Kanunu yok ama çek var, çek kullanılıyor 85’e kadar. Peki, 85’e kadar bu çek kullananlar ne olmuşlar? Dolandırıcılık suçundan eğer çek bir dolandırıcılık kastıyla kullanılmışsa mahkûm olmuşlar. Ee, Ceza Kanunu bu, hüküm duruyor yani genel hükümlere göre bu çekin dolandırıcılık olarak kullanılması olduğu müddetçe yine insanların cezai takibat yapma hakları vardır.
şeklinde özetleyebiliriz.

Görüldüğü üzere şikâyetler öteden beri mevcut olan TCK üzerinden yapılacak olup, bunun geriye işlemezlik kuralıyla bir ilgisi yoktur. Bunun kambiyo vasfı süresinin 3 yıla uzatılmasıyla da ilgisi olmayıp,bu husus daha çok icra takibi yapmamış olan alacaklıların icra takibini ve buna bağlı şikâyetleri yapabilmesini sağlayacaktır.

Bir an için genel ve icra şikâyetlerinin ilk defa bu kanun değişikliği ile sağlanmış olduğu varsayılsa dahi, sanık lehine bir hükmün(idari yaptırım) uygulanıp, diğer bir hükmün(dolandırıcılık,sahtecilik halleri) uygulanmaması düşünülemez. Hele ki aynı maddenin sanık lehine bir cümlesi cımbızla alınıp, diğer bir cümlesinin uygulanmaması diye bir şey söz konusu olamaz. Yasa ya değişik haliyle, ya da önceki haliyle, ancak bir bütün halinde uygulanır. Doktrin ve uygulamada buna karma uygulama yasağı denilmektedir.

Çek suretiyle dolandırıcılık şikâyetlerinin ispatına gelince, en başta belirtildiği üzere hukukumuza yabancı olmayan bu konuda, yerleşik Yargıtay içtihatları ve Doktrin görüşleri halihazırda durmaktadır:
  1. Bankada çek muhteviyatını ödeyecek karşılık parası olmayanların sania(hile), suiniyet(kötü niyet),lakaydı(keyfi) ve ihmal ile çek keşide ettikleri takdirde hamili izrar suretiyle bir dolandırıcılık cürmünü işlemiş olacakları ve TBMM 07/01/1929 gün ve 471 sayılı kararında da keyfiyetin bu yolda ve aynen açıklanmış bulunduğuna ilişkin özel daire kararı: YARGITAY 6.CEZA DAİRESİ-04.05.1977-3135 ESAS-3137 KARAR
  2. İleri tarihli düzenlense, çekte keşide yeri bulunmasa bile,böyle bir belgeyi çek olduğuna ve kararlaştırılan tarihte karşılığının muhatap bankada bulundurulacağına inanarak alan müşteki nezdinde dolandırıcılık suçunda aranan aldatma keyfiyeti gerçekleştiğine, çek bedelini ödemeyen ve ödememekte ısrarlı tutumunu halen sürdüren sanık haksız çıkar sağlamış bulunduğunun kabulüyle, dolandırıcılık suçunun tüm ögeleri itibariyle oluştuğuna ilişkin ceza genel kurulu kararı:YARGITAY CEZA GENEL KURULU-25.07.1989-7/237 ESAS-281 KARAR
  3. Gerçektende Fransız ve Belçika Yargıtayları, suçun varlığı açısından karşılığın bu tarihte değil, çekin düzenlenip fiilen dolaşıma konulduğu tarihte aranacağını belirtmiştir.(SELÇUK, Sami, Çek Suçları, s-84, Hatipoğlu, Ankara, 1993)
  4. İbraz tarihinde sağlanacağı umuduyla çek keşidesi ve bu yüzden karşılığın bulundurulmaması suçun oluşmasını engellemez.(DE SEMO,ileten,EREM,S-676)
  5. Keşideci,hamille bu konuda(ileri tarih)anlaştığını ileri süremez.(BOLOGNO,s.460,Keşidecinin bu iddasının geçersiz sayılması bir çok çekin ibrazında ödenmemesine ve çeke olan güvenin sarsılmasına yol açardı.,s-456-460, ileten, SELÇUK,S-84)
  6. Satın alınan mal bedelinin peşinen ödenmeyip, taksitle ödemeye istinaden peş peşe verilmiş çeklerin bir kısmı farklı kişilerin emrine düzenlenmiş olsa dahi, aynı kastın icra unsurlarından bulunmakla,TCK.nun 80. maddesi uygulanmak üzere dolandırıcılık suçu oluştuğuna ilişkin özel daire kararı:YARGITAY 6.CEZA DAİRESİ-10.06.1975-2638 ESAS-2788 KARAR
  7. Karşılıksız olarak keşide edilen çekin,özel hukuk hükümlerine göre eksiklikleri olsa dahi,ilgilisini hataya düşürerek aldatmaya yeterli olup, keşide eden lehine haksız kazanç sağlandığından, dolandırıcılık suçunun oluşması için yeterli olacağına ilişkin yargıtay kararı:YARGITAY 6.CEZA DAİRESİ-21.12.1979-8601 ESAS-8591 KARAR
  8. Karşılıksız olarak keşide edilen çekin iflastan sonra keşide edilmesi halinde,mevcut özel yasa bulunsa ve bundan ceza verilemese dahi, dolandırıcılık hükümlerine göre cezalandırılabileceğine ilişkin yargıtay kararı:YARGITAY 25.10.1999 -11678 Esas-12365 Karar