Mesajı Okuyun
Old 24-04-2009, 00:22   #5
Av.Yahya Demirel

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,
Bir yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranlarının tespit şekli ile ilgili olarak aşağıdaki Yargıtay kararının faydalı olacağını düşünüyorum.




T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/6205 K. 2006/9212 T. 27.4.2006





• MEVDUATA UYGULANAN EN YÜKSEK FAİZ ORANININ TESPİTİ ( İlamlı İcra Takibi - Hakkın Doğum Tarihinden İtibaren Birer Yıllık Devreler Halinde Tarafların Bildirdikleri BankalardanSorulması Gerektiği )
• İLAMLI İCRA TAKİBİ ( Mevduata Uygulanan En Yüksek Faiz Oranının Tespiti/Hakkın Doğum Tarihinden İtibaren Birer Yıllık Devreler Halinde Tarafların Bildirdikleri Bankalardan Sorulması Gerektiği - Kıdem Tazminatı )
• KIDEM TAZMİNATI ( Mevduata Uygulanan En Yüksek Faiz Oranının Tespiti/Hakkın Doğum Tarihinden İtibaren Birer Yıllık Devreler Halinde Tarafların Bildirdikleri Bankalardan Sorulması Gerektiği - İlamlı İcra Takibi )

KARAR : Takip dayanağı ilamda kıdem tazminatına fesih tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz üzerinden tahsiline karar verildiği görülmüştür. İcra Mahkemesine, Merkez Bankasından gelen ve fiilen uygulanan değil uygulanması muhtemel olan en yüksek mevduat faiz oranları bildirilmiştir. Yargılama aşamasında bilirkişiden alınan faiz hesabına yönelik raporun incelenmesinde Mahkemece Dairemiz enflasyon geçiş dönemindeki ülke gerçekleri nazara alınarak uygulanan "kamu bankalarında sorulması" gerekeceği görüşüne değer verilerek kamu bankalarınca fiilen uygulanan en yüksek mevduat faiz oranı esas alınarak hüküm kurulmuştur. Ancak Dairemizce bu görüş terk edilerek, Yargıtay diğer Daireleriyle içtihat birliği sağlanması ve ülkenin ekonomik gerçeklerine uygun düşeceği görüşleriyle oluşturulan son içtihatlarına göre Mahkemece yapılması gereken iş "hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının ( tarafların bildirdikleri ) bankalardan sorulmak üzere oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken önceki içtihatlar doğrultusunda ve yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), bozma nedenine göre borçlu vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 27.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Saygılarımla