Mesajı Okuyun
Old 20-01-2011, 12:57   #4
ali ekmekçi

 
Varsayılan

av.hamza bey'e katılıyorum.bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair İBK var.ek dava açılıp birleştirme istenebilirdi diye düşünüyorum.reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilmelidir.bu konuda tavzih mümkün değildir.ekte bir karar sunuyorum.
T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/22068

K. 2009/15233

T. 2.6.2009

• TAVZİH TALEBİ ( İlişkin Dilekçenin Karşı Tarafa Tebliğ Edilmesi Gerektiği - Hükmün Tavzih Yolu İle Değiştirilemeyeceğinin Gözetilmesi Gerektiği )

• HÜKMÜN TAVZİHİ ( Tavzih Talebini İçeren Dilekçenin Karşı Tarafa Tebliğ Edilmesi Gerektiği - Hükmün Tavzih Yolu İle Değiştirilemeyeceğinin Gözetilmesi Gerektiği )

• FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ ( Mahkemece Davacının Fazla Mesai Alacağının Miktarı Hükmün Gerekçe Kısmında Belirlenmediği - Tavzihe Konu İstem Hükme Yeni Bir Unsur İlave Edilmesi Niteliğinde Olduğu )

• HÜKMÜN TAVZİH YOLU İLE DEĞİŞTİRİLEMEYECEĞİ ( Mahkemece Davacının Fazla Mesai Alacağının Miktarı Hükmün Gerekçe Kısmında Belirlenmediği - Tavzihe Konu İstem Hükme Yeni Bir Unsur İlave Edilmesi Niteliğinde Olduğu )

4857/m.41

1086/m.455, 456


ÖZET : Hükmün tavzihi, her ne kadar evrak üzerinden yapılabilecek ise de, tavzih talebini içeren dilekçenin karşı tarafa tebliğ edilmesi gerekir. Bozma kararına uyan mahkemece verilen karar sadece davalı tarafça temyiz edilmiş, davacı tavzihe konu hatayı temyiz etmemiştir. Temyiz incelemesi sonucu karar onanmıştır. Mahkemece bozma öncesi ve sonrası verilen her iki kararda da davacının fazla mesai alacağının miktarı hükmün gerekçe kısmında belirlenmemiştir. Buna göre tavzihe konu istem hükme yeni bir unsur ilave edilmesi niteliğindedir. Davalı tarafa tebliğ dahi edilmeyen davacı vekilinin tavzih talebini içeren dilekçe üzerine hükmü tavzih yolu ile değiştiren mahkeme kararı, HUMK. nun 455 ve devam eden maddelerine açıkça aykırıdır.
DAVA : Davacı, fazla çalışma alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Göçer tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı; hüküm fıkrasının 1. bendinde ıslah edilen kısım olan 3.738.59.TL yerine 738.59.TL ibaresinin yazıldığını bu hususun ve dolayısıyla vekalet ücretinin maddi hataya dayandığını belirterek düzeltilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; hüküm altına alınan fazla çalışma alacağı konusunda ıslah ile arttırılan miktar bakımından 3.738.59.TL yerine 738.59.TL ibaresinin daktilo hatasından kaynaklandığı, vekalet ücreti konusunda maddi hata bulunmadığı gerekçesi ile "...hüküm fıkrasının 1. maddesinin 2. satırı başındaki 738.59.TL yerine 3.738.59 olarak tashihine..." karar verilmiştir.
Hükümlerin tavzihi; hükmün müphem olması veya birbirine aykırı ( çelişik )fıkralar ihtiva etmesi halinde, hükmün gerçek anlamının meydana çıkarılması için başvurulan bir yoldur.
HUMK m. 455 te hüküm müphem ve gayrivazıh olur veya mütenakız fıkralar ihtiva ederse icrasına kadar iki taraftan her biri ilamın tavzihini ve tenakuzun ref'ini isteyebilir denmektedir.
HUMK m. 455 te belirtildiği gibi, açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması İstenebilir. Yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça verilen hükmün değiştirilmesi mümkün değildir.
Hükümlerin tavzihi de bunun bir İstisnası olarak kabul edilemez. Hakim burada hükmün başka türlü anlaşılmasını önlemek için gerçeği ortaya koymakla ödevlidir.
Tavzih, kural olarak sadece hüküm fıkrası hakkında olur. Hükmün gerekçesinin açıklanması için, tavzih yoluna başvurulamaz. Ancak, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında bir çelişki varsa, bu çelişkinin giderilmesi için tavzih yoluna başvurulabilir. ( YHGK'nın 14.06.1967 gün ve 1967/9-462 E. 300 K. sayılı ilamı )
Tavzih yoluna başvurabilmek için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur. Kesinleşmemiş olan kararlar hakkında da hükmün icrasına ( yerine getirilmesine )kadar tavzih istenebilir. Fakat tavzih talebinde bulunulmakla temyiz süresi durmaz.
İlamın icraya konmasından sonra da, ilam tamamen icra edilinceye kadar hükmün tavzihinin istenilmesi mümkündür. İcra Müdürünün hükmü yorumlamak ( tavzih etmek )yetkisi yoktur. Hüküm ancak onu vermiş olan mahkemece tavzih edilir.
Hakim tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemez. Bunun gibi hüküm verirken unutmuş olduğu vekalet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dahil edemez. Aynı şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki de tavzih yolu ile giderilemez. Bütün bu anlatımlardan çıkan netice, tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hüküm sınırlandıramaz, genişletilemez ve değiştirilemez, ( Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı Baskı, 2001 cilt 5, sayfa 5270 vd. )
Hükmün tavzihi, her ne kadar evrak üzerinden yapılabilecek ise de, HUMK. nun 456 ncı maddesi hükmü gereğince, tavzih talebini içeren dilekçenin karşı tarafa tebliğ edilmesi gerekir.
Somut olayda; mahkemece verilen ilk karar taraflarca temyiz edilmiş, davacı temyiz dilekçesinde tavzihe konu hatayı açıkça temyiz sebebi olarak ileri sürmemiştir. Bozma kararına uyan mahkemece verilen karar sadece davalı tarafça temyiz edilmiş, davacı tavzihe konu hatayı temyiz etmemiştir. Temyiz incelemesi sonucu karar onanmıştır. Mahkemece bozma öncesi ve sonrası verilen her iki kararda da davacının fazla mesai alacağının miktarı hükmün gerekçe kısmında belirlenmemiştir. Buna göre tavzihe konu istem hükme yeni bir unsur ilave edilmesi niteliğindedir. HUMK'nun 455'nci maddesindeki düzenleme göz önüne alındığında, davalı tarafa tebliğ dahi edilmeyen davacı vekilinin tavzih talebini içeren dilekçe üzerine hükmü tavzih yolu ile değiştiren mahkeme kararı, HUMK. nun 455. ve devam eden maddelerine açıkça aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. yarx